Yalnızlık

Susuyorum bütün yalnızlıklarıma,
Susuyorum ve korkuyorum,
Boşluklara düşmekten korkuyorum.
Ruhumu dar sokaklara mahkûm edemiyorum.
Susuyorum… Ve belki de mecbur ediyorum kendimi, kalabalıklarda yalnızlığa… (N.K)
 
Modern dünya, sosyal hayatta insana dualist bir anlayış sunar; toplum ve birey. Fert anlaşma ile toplumsallaşır. Toplumda prestij kazanmakla toplumun gücünü arkasına alır. Fakat modern  dünyanın toplumsallaşma anlayışı sürüleşme halindedir. Nedenselliğin hüküm sürdüğü bu anlayışta, bir makine olarak algılanan insan önce evcilleştirilir, daha sonra kafeslere konarak istenilen her şey yaptırılır. Modern dünyanın biçimlendirdiği kavramlar olan özgürlüğün getirdiği tutsaklık, bireyselliğin getirdiği yalnızlık ile  boğuşmak zorunda kalır.

Toplumun isteklerinin dışına çıktığı anda ,toplum ferdi, prestij ve gücünü kaybetmekle tehdit ediyor. Adeta mahalle baskısının bir dünya görüşü haline gelmesidir bu.

Tamamen çoğunluğa bakan bu pozitivist bakış, ferdi özgün kılan yaşantı alanı ve farklılıklarını ortadan kaldırır. Bu da toplumdaki kaliteyi hiçe indirir. Fert bu durumun farkına vardığında aynileşmek istemez . Fakat güçten ayrılacağı için kendini güvende de hissedemez.

Ferdi farklılıkların hiçe sayılarak sürüleştirilen toplum bir harmoniden öte bir sürü, bir çoğunluk izlenimi verir. Hayvanlarda topluluklar, örneğin, aslanların aslanlar ile bir arada bulunması ile gerçekleştirilir. İnsanlarda böyle bir durum söz konusu olamaz. Bunu istemek bir aslan, bir kuzu ve bir tavşanın bir arada sürüleşmesini istemek kadar fıtrat dışıdır, yanlıştır.

Toplumda kalite arayışına giren fert, kendi yaşantısı ile toplum arasında sıkışıp kalır. Arada bir yerlerde, bir çizgide yalnız yaşamaya mahkum olur. Bütün bunların ortadan kalkması ancak tevhidi bir anlayış ile mümkündür.

Tevhidi bakış açısı bütün kainata aynı öz ve pencereden bakar. Birbirinden farklılaştırılmış toplum ve ferdi bir organizmanın parçası haline getirir. Fert ve toplum ortak vasıflarla , aynı ilahi emirlerle şekillenir. Kişinin ferdi kimliği ve toplumsal kimliği çelişmez.

Ferdi hayatındaki tercihleri toplumsal hayatını etkilemez. Toplumun vaat ettiği “güç” değil , “hak” olduğu için bunun endişesini dahi taşımaz.  Asr –ı saadette olduğu gibi bir Hz. Ebuzer (r.a), bir Hz.Ali(r.a) ,bir Hz. Osman (r.a) bütün farklılıklarını muhafaza ederek anyı bütünün parçası olarak yaşama imkanı bulurlar.

Pozitivist anlayışla ikiye bölünerek yaşamaya ve yalnızlığa mahkum olan fert, tevhidi anlayışla bu yalnızlık ve ikilemden kurtulur..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum