Namaz uykudan hayırlıdır

Genç adam yatakta sıçrayarak uyandığında oturup önce etrafına baktı. Kendisini uyandıranın ne olduğunu anlamaya çalıştı… Sonra saatine baktı altıya beş dakika vardı. Ezanın sesine mi uyanmıştı.. Yoksa gördüğü rüyamı uyandırmıştı. Hatırlamıyordu.

Yatağın diğer ucunda uyuyan eşine baktı. Derin bir uykunun içindeydi. Banyoya doğru yürüdü.. Abdestini alıp salona geçti seccadeye yere serdi sabah namazının sünnetine niyetlendi.

Sünnetin son oturuşunda "Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd" duasının “Kemâ salleyte alâ ibrâhîme”yi okurken Sabah ezanları okunmaya başladı.

Genç adam selam verdikten sonra seccadeye oturup ezanı dinlemeye başladı. Şehrin sessizliği içerisinde ezan daha bir heybetle kulağına geliyordu.

Müezzinle birlikte içinden ezanı tekrarladı. "Esselatu hayrun minen nevm" dendiği anda gözpınarları ıslandı. Rahmetli babasını hatırladı. Lise yıllarında beş vakit namazını da camide kılan babası sabahları ezanlar okunurken uyanmış olur abdestini alır yattığı odanın kapısına gelir ve davudi bir sesle; "Esselatu hayrun minen nevm" der ve evden çıkar camiye giderdi.

Bundan sonrası ise kendisi ile nefsi arasında olan bir mücadeleye dönüşürdü. Nefsi uyutmaya çalışırdı. O yıllarda on altı on yedi yaşlarındaydı. Uyuuuuu derdi nefsi. Fakat kulaklarında babasının sesi yankılanırdı;” Namaz uykudan hayırlıdır”

Peygamberimiz, Resulü Ekrem, Müezzini Hz. Bilâl sabah namazı okurken uyanmamış. Hz. Bilal kapıyı şiddetle vurarak, 'Esselatu hayrun minen nevm Ya Resulallah" diye iki defa bağırmış. Resulü Ekrem hemen uyanmış ve hücresinden kapıya çıkarak , “Bu çok güzel ya Bilal daima söyle demiştir.”
Gençliğin gaflet uykusu onu bazen içine alır uyuturdu. Fakat çoğunlukla babasının sesi uyandırırdı.

Üniversiteyi kazanıp başka bir şehirde nur dershanelerinde kalmaya başladığı zamanlarda sabah namazında kapıyı açıp ışığı yakıp “ Namaz, sabah namazı… “ diyen kardeşlerine kızardı fakat bir şey diyemezdi..

Kendisi sabah namazına uyandırırken kapıyı açar;"Esselatu hayrun minen nevm" kardeşler.. Namaz uykudan hayırlıdır” diye seslenirdi.

O yıllarda aslında babasının sesi hep onu sabahları namaza kaldırırdı.

Sabah namazının farzını kıldıktan sonra yatak odasının kapısına gitti içeriye babası gibi davudi bir sesle seslendi.

Genç kadın eşinin sesi ile uyandı. “Uykuda çok tatlı ama diye.. “içinden geçirdi. Sağ tarafına döndü. Genç kadın, yeşillikler içinde ağaçların altında oturuyordu.. Kuş sesleri geliyordu. Çocukları koşturuyordu. Beyaz bir tavşan önlerinden koşarak geçti.. Eşi biraz ötede namaz kılıyordu.. Önlerinde akan dereye doğru yürüdü eğilip abdest almaya başladı ayaklarını yıkarken eşinin sesini duydu; “Namaz uykudan hayırlıdır.”

Uyanır gibi oldu… Tekrar uykuya daldı… Loş karanlık bir dehlizdeydi. Dehliz kırmızı tuğlalarla örülmüştü. Ezan sesi duyuyordu. Ezana doğru koşuyordu. Yorulmuştu.. Korkmuştu.. Bir anda dehlize su dolmaya başladı. İlerde bir ışık gördü. Işığa koşmaya başladı, su beline gelmeye başladı. Durdu sudan abdest almaya başladı.. Bu sırada eşinin sesini duydu; ;"Esselatu hayrun minen nevm”.

Uyandı kâbusmuş diye düşündü. Sol tarafına döndü.. Kaybolmuştu.. Tanımadığı bir şehirdeydi. Kalabalıktı.. Lisanlarını çözememişti.. Hangi dilde konuştuklarını anlamıyordu… Kalabalığı yarıp çıkmaya çalışıyordu. Kalabalık buna izin vermiyordu. Etrafı kadınlarla çevrilmişti. Birden etrafındakiler kaçmaya başladılar.. Etrafında kimse kalmamıştı.. Karşıdan gelen sakallı nurani zat gözlerini kamaştırıyordu.. Yaklaşınca tanıdı.. Kayınpederiydi. Eğildi elini öptü. “-Nasılsın baba?” diye sordu.. Konuşmadı sadece gülümsedi… Genç kadın bakışları karşısında donmuştu adeta.. Gözlerini ayıramıyordu.. Nerde olduğunu sormak istiyor fakat konuşamıyordu.. Davudi bir ses duydu, ses Kayınpederinin sesiydi; ;"Esselatu hayrun minen nevm”.

Genç kadın sıçrayarak uyandı.. Yatağın diğer tarafına baktı eşi yoktu. Sonra namaza kalktığını hatırladı. Kendisini toparlayıp yataktan kalktı banyoya doğru yürüdü.

Genç adam ellerini açmıştı; Subhaneke ya Hâkk tealeyte yâ Mübin ecirnâ mine'n-nâr biafvike yâ Rahmân.. derken eşinin abdest almak için kalktığını duydu.

Rahatlamıştı. Duasını daha bir huşu ile yapmaya devam etti..

Yavuz Osman

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum