Fatma Mebrure ŞENLER

Fatma Mebrure ŞENLER

Fırsatçılara tepki gösterelim

Eminönü’nden Kadıköy’e geçen bir vapura bindiniz. Bir simitle bir bardak çay içmek çok keyiflidir.

Eminönü’nün vapur iskelesinde normal fiyata satılan simide vapura bindiğiniz anda 2 kat fazlasını ödersiniz. Yapılacak bir şey yoktur, deniz üstünde bir bardak çayla simit yemenin maliyeti fırsatçılar tarafından keyfinizi kaçırmaktadır. Hele dar gelirli üç dört çocuklu ailenin, bu en sıradan zevki tatması onlar için pahalıya mal olur.

Uçağınız rötar yaptı. Bir şişe su, çay veya kahve içmek ve bir şeyler atıştırmak istediniz. Hayretle göreceksiniz ki piyasa fiyatından 4-5 kat fazla fiyata satılır.

Tatil için ailecek bir adaya veya deniz manzaralı tatil köyüne gittiniz. Genelde o tip yerlerde bir bakkal veya market bulunmaktadır. Alışveriş için o markete girdiğinizde fiyatların piyasadan 2-3 kat fazla olduğunu görürsünüz. Yapacak bir şey yoktur, tatil keyfiniz fırsatçılar tarafından keyfinizi kaçırtır. Şehirde 1 lira olan şeyi 3 liradan satan bakkal, çevresine büyük market açılınca isyan eden sözüm ona masumdur. Bunların yanında yüzde bir-iki bile olsa ucuz ürün alıp ucuza satanlar da yok değildir. Sorsan; “Bizim işimiz 4 ay, bırak da kazanalım” der, müşteri fiyatı pahalı bulduğunu söyleyince de “Git o zaman başka yerden al” diye kafa tutar.

Tatil yerlerinde, otobüs garajlarında, dinlenme tesislerinde, turistik merkezlerinde, büyük alışveriş merkezlerinde ve bunun gibi sayılamayacak farklı mekanlarda, satın alacak başka bir yer olmadığı durumlarda, fırsatçıların kol gezdiğini görürüz. Bu fırsatçılık her zaman seyyar satıcılar tarafından değil, çoğu zaman oranın tek lokantası veya büfesi, bakkalı tarafından yapılmaktadır.

Aynı malın yerine göre çeşitli fiyatlara satılması, market bulunmayan yerlerde bir ürünün birkaç kat fazla fiyata satılmasına bizler almama gibi tepki göstermeliyiz ki, satıcılar bu insafsız uygulamayı devam ettirmesinler. Ne yazık ki halk olarak bu tepki bilincine ulaşamadığımız için bu tür fırsatçılara her zaman imkân doğuyor.

Bu duruma nasıl tepki göstermeliyiz; Tabi ki almamakla… Peki bu nasıl olacak? Yolculukta veya seyahatte bir şişe su, bir bardak çay veya atıştıracak bir şeyler almayacak mıyız? Tabi ki bu çok zor. Ama yine de bilinçli tüketici olma adına yapabilecek iki şey var:

Birincisi: Satıcıya fiyatını sorduğumuz ürünün fahiş olduğunu görünce; her yerde bunun fiyatı bu kadar, niçin burada böyle, diye sormalıyız. Eğer almadan da idare edebileceğimiz bir şey ise, tam almak üzere iken fiyatını öğrenince, tepki göstermeliyiz. Bunun fiyatı bu kadar eder, sen nasıl olurda bu kadar fazla istiyorsun, şu anda başka bir satıcının olmaması sana bu hakkı kazandırmaz, deyip; almaktan vazgeçmeliyiz. Ama bunu kesinlikle satıcıya ifade etmemiz gerekir. Herkes bu şeklide ifade edip, tepki gösterse zannediyorum ki, fırsat kollayan satıcılar kalsın.

İkincisi: Yola çıkarken tedbirli çıkmak. Dışarı çıkarken yanımıza bir şişe su alabiliriz. Hasta ziyaretine gidiyorsak hediye götüreceğiniz şeyi yakınızdaki alışveriş merkezinden alıp, gidebiliriz. Ailece vapur gezisine çıktığımız zaman bir termos çay, yiyecek bir şeyler alabiliriz. Gideceğimiz yerin durumuna göre orada pahalı satılan ürünleri oraya varmadan yol üstünden alarak, fahiş fiyat almaktan kurtulabiliriz. Belki size bu çok küçük bir hesap gibi gelebilir. Ama herkes bu şeklide davransa, satıcılarda insaflı olmayı öğreneceklerdir.

Yukarıda izah ettiğimiz fahiş fiyatlara tepki gösterme fikri bir kısım tarafından kabul edilip uygulansa bile azımsanmayacak bir grup müşterinin bu fikre pek iyi bakmayacağını düşünüyorum. Bazı kişiler gittikleri özel mekanlarda sunulan, fahiş fiyattan şikayetçi değildir. Pahalı ürün almanın o tür kişilerin egosunu tatmin ettiğini görüyoruz. Onlar gittiği mekanlarla, ödediği fahiş fiyatlarla kendini ifade etmektedirler.  Sonra bunları sosyal medyada paylaşıp, beğeni alma derdindedirler. Hal böyle olunca da fırsatçılara her zaman gün doğmaktadır.

PİYASA ARAŞTIMASINA BİR ÖRNEK

Bir deniz köyünde evleri olan aile, yazlarını burada geçirir. Buranın yerli köylüleri ile uzun seneler öncesinden dostlukları bulunuyor. Bu köyde basit bir bakkal ve ara sıra gelen sebze meyve satan kamyonundan başka satış merkezi de yok. Bu ailenin arabası olmadığı için yakın kasabalara gidip alışveriş yapma imkanları bulunmuyor. Bahsettiğimiz bakkal ise bir kilo şekeri bile 2 kat pahalıya satıyor. Bu ailenin eşi, dostu çok olduğundan misafirsiz kalmadıklarından, sürekli bu bakkaldan alışveriş yapmak zorunda kalıyorlar. Normal şartlarda yüksek maaş alan beyefendi, bu tatil köyüne geldiği zaman ailesini geçindirmekte aciz kalıyor. Her yaz çektikleri bu maddi sıkıntı, onları yıpratmakta ama yine de kışın yorgunluğunu atmak için köylerine gelmektedirler. Hanımın ifadesine göre “Biz buraya gelince eşim bize bakıp, ihtiyaçlarımızı karşılamaktan aciz kalıyor.”

Daha sonra bu hanımın yaz tatilini geçirmek isteyen arkadaşı, ailesiyle birlikte bu köye gelip, pansiyon kiralar. Köye gelip, bavullarını odalarına koydukları gibi teftişe çıkarlar. Yolda gördükleri köylülere selam verip, “Biz buranın yapancısıyız, alışveriş konusunda bize yardımcı olabilir misiniz” dediklerinde, köylüler bakkalı gösterirler. Fakat hanım ikna olmaz. “Hayır, ben bu köye tatile geldiysem, her şeyin tabii olanını yemek isterim. Sizin taze sütünüz, yumurtanız yok mu?” der. Köylü hanımlarda “Sen hiç merak etme, her sabah evinin önünde istediğiniz süt ve yumurtayı hazır bulacaksınız” derler. Köyü teftişe devam eden hanım, köy meydanındaki camiyi görünce imamın kapısını çalıp, selam verir. Buraya misafir geldiklerini, taze sebze ve meyve ihtiyaçları olduğunu söyleyince; imamın hanımı her gün buraya kasabadan kamyon gelir, der. Hanım ikna olmaz. “Sizin köyde hiş ekilip, biçilmez mi” deyince; İmamın hanımı onları bahçesine sokup, kendi yetiştirdiği her türlü üründen uygun fiyata verir.

Ayrıca köydeki ekip biçen evleri, kavun karpuz yetiştirenleri, balıkçılık yapan aileleri bir bir tarif eder.  Köye gelişleri henüz iki saat geçmeden hanım elleri dolu ve köydeki alışveriş yapacakları uygun yerleri öğrenmiş olarak evlerine döner. Büyük şehirde oturdukları için taze süt ve yumurtaya hasret olduklarından ve bu köyde en ucuz şeyin de bunların olduğunu görünce, burada kaldıkları müddetçe bol bol süt içmeye, yoğurt ve sütlaç yapmaya karar verir. Köylü kadınların sattığı taze peynir ve tereyağının pahalı olduğunu görünce hanım, köylü hanımdan peynir mayası rica eder. Aldığı sütle peynir ve tereyağı yapar. Taze sebze ve meyvelerden de alıp, gayet sağlıklı ve ekonomik bir tatil geçirirler. Sahilde arkadaşı ile karşılaştığı zaman, arkadaşı köylerini nasıl bulduklarını, alışverişte ne yaptıklarını sorar. Hanımda “Sen merak etme, ben her şeyin uygun yerini buldum, hiç senin anlattığın gibi bir köy değilmiş” der. Arkadaşı hayret eder. Bu köyde, köylülerin süt veya sebze sattıklarını bilmiyordum, der. Hanım ise; “Sen hiç gittiğin yerde piyasa araştırması yapmaz mısın, her zaman bir şeyin daha uyguna satıldığı bir yer vardır” der.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
4 Yorum