Bugün Bahar, Kış Bitti!

Şair Nabi’nin dediği gibi “Bağ-ı dehrin hem hazanın hem baharın görmüşüz!”

Dehr, zaman ölçeği olarak gün ile yüzyıl arası farklı kesitlerde hüküm ifade eder.

Nitekim Eylül 1918’de Osmanlı çöküşü ile başlayan 600 yıl geriye yüz yıldan fazla geleceğe ufuk tutan Bediüzzaman’ın “Dehrin hadisatının verdiği yeis ile şiddetle muzdarip” iken, savaşlar yüzyılı olan 20 yy. ile bakiyesi 21 yy. sarkan zulüm ve savaşlara pencere açıyordu. Bahar müjdesi de devamında geliyordu.

Bu derin ve çok gerilerden gelen hüznün üzerinde huzura açılan pencerelere geçmek istiyorum. Çağın hız kanatları ile...

Kışını yaza çevirenler, gecesini gündüze bırakanlar, zorluğunu kolaylaştıranlar ve dua yüklü bulutlara saranlar, hüznünü huzura çevirecek rahmet denizine açılabilirler.

Takvime göre bu gün Bahar. Bu yazıyı yazarken, karşımdaki dağların beyaz kefeni kışı hatırlatsa da biliyoruz ki baharla birlikte karlar da eriyecek. Buz tutmuş dağlar, yeryüzünü “aşağıda gören” dağlar ve üstündeki karlar, yolcuya yol verecek. “Dağ ne kadar yüksek olsa da yol üstünden geçer” gerçeği kibir dağlarını, ego buzlarını, büyüklük tepelerini yola koyacak. Baharın ısıtıcı güneşi, dağların pusu kurmuş sislerinden ve puslu havayı seven kurtlarından yine güneşin aydınlığı deşifre ederek, kuzuları da kurtlardan kurtulacak.

Bahar, atmosfere cemre olarak düştüğü gibi, kalbimize de düşecek, düştü bile.

Kalbimiz, inşirah bulduğu demde inşirah müjdesi baharımıza ev sahipliği yapacak. Kendini şerh eden, ferahlık dileyen, zorluktan sonra kolaylığa inanan, göğsünün genişleyeceğine dair Rabbimizin taahhüdün de değil mi?

İnşirah bulan durur mu? İnkişafa, keşfe çıkmaz mı? Keşifler hakikat yolculuğunda beşerî uyandırmaz mı? Keşfin belirsizlikleri görme ve çözme çabası ile bilinenlerin sureti ve tecrübesi değişmez m? Geleceğin keşif haritasında kalbine yol arayan, baharın bu tebessüm eden inkişafında yeni umutlara kalbin rotası çevrilemez mi?

Aklın sebep-sonuç rasyonelliği, her daim yeni gelişmeler, şok edici ekonomik, siyasi, sosyal ve psikolojik sarsıntılarla her defasında yeniden öğrenmeye döndürülmüyor mu? Hayatın öğreticiliği, takdirin tecellisi ve olayların kontrol sistemlerini devre dışı bırakan hızı ve teknolojinin baş döndürücü depremleri her defasında yenilenmeyi, dünün ölümünü, yarının merakını ve bu günün kaygısı içinde bir inşirah ve inkişafa beşeriyeti sevk etmiyor mu?

Kaderin bu öğretici aynı zamanda terbiye edici gelişmeleri, zaman ekseninde bir doğrusal gibi ilerlemiyor şüphesiz. Daire şeklinde 360 dereceyi tamamlıyor. Böyle olunca kıştan sonra bahar kaçınılmaz.

Kış bitti hamdolsun. Hoş geldin Bahar! Acılarımız, sızılarımız, kayıplarımız, haberlerimiz, ekonomimiz, daralmışlığımız, geçimsizliğimiz, tahammülsüzlüğümüz bahar duyguları ile kalbimize nefes, aklımıza umut, vicdanımıza adalet verecek.

Dün 28 Şubat’tı. Kışın son günüydü. Nice 28 Şubatlar bitti geçen bütün kışlar gibi. Kışın soğukluğu inkârı, zulmü, zalimleri ve çileyi hatırlatsa da baharı besleyen rahmete hazırlık olan kışın şiddeti ve beraberinde tohumları dölleyen bereketi kış gider bahar kalır meyvelerle birlikte.

Bahar, içimizdeki hakikati harladıkça, hakikat usul ve üslubu vicdanın hakperest terazisinde adaletle hükmetmeyi ve ona göre ubudiyetimizi Adil ve Abid yansımasına aldıkça, bahar bize gelir.

Menfilerin kışı, müspetlerin baharı vardır. Zalimlerin zindanında artık mazlumlar değil kendileri de var. İnsanlık bileşkesi, yeryüzünün hürriyet ve insaf arayışı ile doğru olana yöneldikçe, insanlık baharı Filistin’de, Şam’da, Yemen’de, Arakan’da, Uygur’larda, Kiev’de beraber düşünmeyi öğrenecek.

Menfi batı, müspet batıya dönüşecek. Birbirinden ayrışarak, uzun menzilli hakikatin caydırıcı gücü karşısında, silahların etkisi kırılacak. Barış, savaşları durduracak.

Hürriyet, istibdadı yenecek insanlık vicdanında ve kamuoyunda. Halklar beraber üzülmeyi öğrenecek ki, beraber huzurun tadı gelsin. Aç olana destek, muhtaç olana yardım, zalime tavır, mazluma şefkat, komşuyla uyum, öteki dediğimize en az kendimiz kadar hak ve hürriyet istemedikçe, vermedikçe rahmet bulutları baharımıza gölge gibi bakar. Bulutların dağılması insanlık paydasında hak temelli bir hürriyetle ve şuurla mümkün.

Hakikat güneşi, karanlık gölgeleri ve zalimlerin satranç oyunları ile kirli emellerini kursağında bırakacak inşallah.

Yine de teskin edici hazır bir ilaç arıyorsanız, “Zalimler için yaşasın cehennem!”

İnsanlık uyandı, uyanıyor. Despotlar zorda. Kış bitti, bugün bahar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.