Abdulkadir ÇELEBİOĞLU

Abdulkadir ÇELEBİOĞLU

Fikrî Mülahazalar-11

▪️Zemin yüzünde olan zulümlere karşı şu İlâhî kelâm hâtıra geliyor;
وَلَا تَحْسَبَنَّ اللّٰهَ غَافِلاً عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَؕ اِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فٖيهِ الْاَبْصَارُۙ

"Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma. Allah, onları ancak gözlerin dehşetten donup kalacağı bir güne erteliyor."
(İbrahim Sûresi, 42. Âyet-i Kerîme ve Meâli)

▪️"Biraz dinleneyim sonra başlarım" sözü şeytanın bir desisesidir. O biraz dinlenmek, sizin saatlerinizi boş geçirmenize sebep olabilir. O nedenle yapmamız gereken bu kudsî düstura kulak vermektir:
فَاِذَا فَرَغْتَ فَانْصَبْۙ

"O hâlde boş kaldığın zaman, hemen (başka bir işe giriş) yorul!"
(İnşirâh Sûresi, 7. Âyet-i Kerime ve Meâli)

▪️Rabbimiz (cc) bize buyurur;
وَمَا الْحَيٰوةُ الدُّنْيَٓا اِلَّا مَتَاعُ الْغُرُورِ

"Dünya bir aldanış ve bir metâ'-ı gururdur; peşinden koşanları her an aldatır durur."
[Âl-i İmrân, 185. Âyet-i Kerîme ve Manzum ve İzahlı Meâli]

▪️Resûlullah (asm) Efendimiz'in yanına Muğîre b. Şu'be (ra) bir kadınla evlenmek istediğini ifade için geliyor. Resûlullah (asm) Efendimiz, ona şöyle buyurur;
"Git ve onu gör. Çünkü görmek, birbirine ısınmanız için daha iyidir."
(Müslîm, Nikah, 74, 75)

Evlilik görüşmesinde görmeyi bu sûretle bizlere tavsiye etmiştir, Âlemlere Rahmet Hz. Muhammed (asm).

▪️"Bir Müslüman erkeğin gözü (mahremi veya nikahlısı olmayan) bir kadının güzelliklerine takılır da sonra (Allah'tan korkarak) gözünü ondan sakınırsa, Allah Teala ona ibadet ecri verir. Ve o kimse kalbinde ibadetin tadını bulur."
(Ahmed b. Hanbel, V, 24)

Âhir zamanda bulunan bizlerin imtihanı büyük olduğu gibi, o imtihana bedel ecri de büyüktür. Azîm imtihan, azîm ecri iktiza eder.

▪️Resûlullah (asm), Hz. Ali'ye (kv) şu gayb aşina sözler ile hitap etmiştir;
“Ya Ali! İsa (a.s.) hakkında olduğu gibi senin hakkında da iki taife helak olur: Bunlardan Yahudiler, İsa’ya olan kinlerinden ötürü, onun annesine iftira ettiler. Hristiyanlar ise, ona karşı aşırı sevgilerinden ötürü, onu kendi makamından öteye uçurdular.”
(bkz. Kenzu’l-Ummal, h. No: 36399)

Nurlar'da da bu hususa işareten şu ifadeler geçmektedir;

"Hem -nakl-i sahih-i kat'î ile- İmam-ı Ali'ye (R.A.) demiş: Sende Hazret-i İsa (A.S.) gibi iki kısım insan helâkete gider. Birisi, ifrat-ı muhabbet; diğeri, ifrat-ı adavetle. Hazret-i İsa'ya Nasrani muhabbetinden hadd-i meşru'dan tecavüz ile hâşâ "İbnullah" dediler. Yahudi, adavetinden çok tecavüz ettiler, nübüvvetini ve kemalini inkâr ettiler. Senin hakkında da bir kısım, hadd-i meşru'dan tecavüz edecek, muhabbetinden helâkete gidecektir. لَهُمْ نَبْزٌ يُقَالُ لَهُمُ الرَّافِضِيَّةُ demiş. Bir kısmı, senin adavetinden çok ileri gidecekler, onlar da Havariç'tir ve Emevîlerin müfrit bir kısım tarafdarlarıdır ki, onlara Nâsibe denilir." (Mektubat, s. 106)

▪️Bir insanı görür görmez, kalbimize gelen muhabbet kadar o insanla aynı his üzereyizdir. İlk görmede muhabbet anlaşılır ve kalp meyleder. Hususan gözler, bize çok şeyi ifade eder.

"Göz, kalbin âyinesidir. Kalbin muzmeratı gözde görünür."
(İşârâtü'l-İ'câz, s. 145)

Kalpte gizli kalan şeyler, o kişinin gözünde görünür. Lakin görebilene. Lakin görenedir, görene; köre nedir köre ne? 

▪️Müslüman birilerinin ilahlarına sövmez, putlarına küfretmez. Ama Müslüman; Ebû Cehil rahatsız olmasın diye Hubel'e hürmet edip, onu medhetmez. Ebû Leheb'e şirin görünmek için Kelime-i Tevhid'i gizlemez. Duruşumuz; Mekke sokaklarında Lat'a, Menat'a, Hubel'e, Uzza'ya karşı esaslı ve tavizsiz yürüyüşü başlatan Resûl-i Ekrem (asm) Efendimiz'in duruşu olmalıdır.

▪️“Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen.
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen.”
(Şeyh Galib)

Yani;
“Kendine dikkatlice bir bak; sen âlemin özüsün.
Sen yaratılmışların gözbebeği olan insansın."

▪️Bu fânî dünyada rahat ve selâmetli yaşamanın şartları;
1- Allah'ın takdirine râzı ol. Hayatı olduğu gibi kabul et.
2- Dünyanın zorluğuna, sıkıntısına karşı sabırlı ol.
3- Hayatını daima iyileştirmeye gayret et.

▪️İmanın ilk meyvesi, merhamettir. Kâfir olan kişiye de, gâfil olana da, günahkâra da merhamet ile yaklaşıp; o çukurdan onları çıkarmaya gayret etmeliyiz. Kâfiri o küfür karanlığından kurtarmak merhamettir. Yoksa küfrüne taraftar olmak küfre rıza olur ki, bu da küfürdür. Günahkârın, o günahtan vazgeçmesine vesile olmak ona merhamettir. Gâfil olanın da gafletini izale etmek ona karşı merhametimizdir.

▪️İslâmiyet, Determinizmi reddeder. Cenâb-ı Hak dilerse, bir çocuk babasız da dünyaya gelir; Hz. İsa (as) gibi. Bir asa ile bir nehir de ikiye yarılır; Hz. Musa (as) ve Kızıl Deniz misali gibi. Ateşe atılan bir insan da yanmaz; Hz. İbrahim (as) gibi. Demek ki aynı olaylar her zaman aynı sonucu vermez. Allah dilerse bir çocuk babasız da doğar, su da boğmaz, ateş de yakmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum