Nizam-ı âlem tesadüfü reddediyor-1

Şu güzel dünya misafirhanesine gelen herkes, gözünü açıp şu âleme baktığında en evvel gözüne ilişen şeyin, harika bir nizamın bu âleme hâkim olduğudur.
Yani mükemmel ve kusursuz bir intizam, yani bugünkü tabirle harika bir düzen bu âlemde göze çarpmaktadır.
Kâinatta her şey muhteşem bir nizamla devir ve deveran etmektedir. Samanyolları muntazaman akıp gitmektedir. Güneş gezegenleriyle ölçülü bir intizam içerisinde yörüngelerinde kayıp gitmekteler.

Güneş’in dünyaya göre mesafesi, aydınlatması ve ısıtması ve yanması, yanmak muvazenesinin bozulmaması, ayın yer ile münasebetleri, muntazam, dakik, hesaplı bir nizam içerisindedir.
Dünyamız, üzerindeki zihayatın yaşamasına en faydalı ve lüzumlu bir şekil ve tarzda, harika bir intizamla günlük ve mevsimlik sene-i devriyesini yapmaktadır.
Hava, su, toprak ve ziya ve sair madenler zihayatlara en faydalı ve kullanışlı bir şekilde ki miktar, keyfiyet ve hallerde muntazaman istihdam olunuyorlar.

Herşey, küçük büyük, cins ve nev’ler, yerli yerinde ve olabilecek en güzel tarz, şekil ve güzelliğin zirvesinde bir intizam içerisindedirler.
Bilhassa zihayatların, harika ve kusursuz ve vazife ve hizmetlerini yapabilecekleri, vücut, aza, cihazat ve duygularıyla donatılmış olarak, muntazam bir vaziyette meydana getirildiklerini görmekteyiz.

Daha harika olanı ise intizamlı olan her şeyin yine nizamları bozulmadan yenilendiğini ve yeniden yeniye tüm özellikleriyle aynen iade edildiğini görmekteyiz.
Bir tavuğun veya bir yılanın elbisesinin taze olarak yenilenmesi gibi her şey yeniden yeniye intizamla tazelenmektedir.
Her şeyin ruhu ve kanunu teşekkülatı bir model olup, muntazam ve nizami bir vücut libası ona giydiriliyor ve yeniden yeniye tekrarlanıyor.

Her şey dakik bir nizam içerisindedir. Her şey hassas bir ölçü içerisindedir.
Bilhassa her canlının vücudu hadsiz bir ilmi gerektiren bir manidar nizam içerisindedir.
Her zihayatın aza ve duyguları, kullanışça en uygun ve o canlının hayatına en yararlı olacak bir düzgünlük içinde hadsiz bir hikmeti iktiza eden bir nizam içerisindedir.
Hadsiz bir adaletin ve merhametin tecellisiyle her canlının en yararlı, istimalce en kullanışlı ve kusursuz bir nizamla vücudunun tanzim edildiğini görüyoruz.
Her şeye, adaletli bir Halıkın halkıyla en kısa yolda en güzel tarzda en israfsız bir şekilde, istimalce en güzel ve pürüzsüz bir tarzda muntazam bir vücut verildiğini müşahede ediyoruz.

Hadsiz bir ilmin tecellisiyle en kullanılacak şekil ve miktarda intizamlı uzuvlar veriliyor.
Her şeyin vücudunda, hadsiz bir hikmet ve Kudretin tecellisiyle israfsız ve muntazam sayı ve ölçülerde zerrat ve hüceyratın istihdam edildiğini görüyoruz.
Mesela bir insan ve bir ağaca bakalım. İşte insanın vücudundaki tüm kemiklerin ve damar ve kasların ve azalarının, ağacın kök, gövde dal ve budaklarının, vazife ve hizmetlerine göre ve keyfiyetine göre muntazaman kusursuz, pürüzsüz, düzgün herhangi bir fazlalık ve kabalık olmaksızın vücut bulması…
Vücut azalarının, baş, gövde, kol, bacakların orantılılığı, göz ve kulakların, yaprak ve çiçeklerin nizamın esası olan mütenasip ve birbirine uygun ve simetrik olmaları…
Vücut şehrinin kal’a ve surları olan deri ve kıllarının, kabuk ve libasın, suret ve simadaki harika ve mucizevî alamet-i farikalıktaki düzgünlük, güzel intizamlılıkta yaratılmalarına bakalım.

Sair bitki ve ağaç ve hayvanatı da bunlara kıyas edelim. Acaba kabiliyetsizliklerdeki  kaideyi bozmayan arızalardan kat’ı nazar, hiçbir şeyde nizamdan, intizamdan huruç eden, bizzat güzel veya neticesi itibariyle güzel olmayan bir şey görülecek midir?
Asla! Evet, gören görmez.
Şu kâinat denilen âlem-i ekber ve onun küçük bir numunesi olan insandaki muntazamlık öyle harika ve mükemmeldir ki bütün ulum ve fünun bu intizamın tercümanı ve lisanı olarak ortaya çıkmıştır.

Düzenli iş görmek, muntazam yapmak, tanzim edip yerli yerine koymak, düzgün, israfsız ve pürüzsüz icat etmek, tenasüplü ve muvazeneli ve uygun ve güzel tertip etmek; ilim, irade, hikmet, adalet ve kudret ile özellikle basar ve basiret gibi vasıfları gerektiren faaliyetlerdir.
Şimdi zerrattan, hüceyrattan ta hadsiz zihayatın vücutlarından ta dünyamız ve diğer gezegen ve yıldızlara ve kâinatın hey’atına kadar hükmeden ve hayatı meyve veren bu âlemdeki nizamı ve harika muntazamlığı kime havale edebiliriz?

Tesadüf demek, nizamsızlık, intizamsızlık, düzensizlik, çirkinlik, kabalık, karışıklık ve kısaca kargaşa demektir. Tesadüfî işlerde intizam ve muntazamlıktan bahsedilebilir mi?
Tesadüf, intizamlılık ve muntazamlık ne işe yarar, tanzim etmek, düzenlemek, düzene koymak ne demektir bilir mi?
Tesadüf, düzgünlük nedir ne önemi var anlar mı? Güzelliğin ve harikalığın tezahürü olan nizamdan tesadüfün haberi var mıdır?
Tesadüf, nizam ve intizamın neye yaradığını ve neticesinin ne olacağını ne tür bir yarar getirip götüreceğini bilebilir mi?
Vücut ve hayatın kâinattaki nizamla devam edeceğini tesadüf bilebilir mi?
Âlem ve içerisindekiler muntazam olmuş olmamış, düzgün durmuş durmamış tesadüfü ilgilendirir mi? Tesadüfte böyle bir karar mekanizması var mı?
Tesadüfî rast gele bir Antep baklavası olur mu? Tesadüfü rast gele kıvamında bir inşaat harcı olur mu?
Tesadüfî rast gele her şeyi yerli yerinde muntazam bir saray olur mu?
Tesadüfî rast gele erat bir araya gelip muntazaman amirsiz yürür mü? Tesadüfü bir hurda yığını herhangi bir garip fırtınayla Mercedes arabası olur mu?
Ey zerre kadar aklı ve gözü ve şuur ve zekâsı olanlar varın siz söyleyin?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.