Yakın tarihin yanlışları bugün doğrultulursa

Günümüzün birinci gündem konusu olan sorunları genelde dünün yanlışlarına bağlı.

Tarihi cumhuriyetin kuruluşu ile başladığını iddia edenler de mutlaka daha öncesine atıf yapıyor.

İnkâr etmekle yok saymakla tarih yok olmaz. Şu gök kubbenin altında hiçbir şey gizli kalmıyor.

Demek bugünün kronik sorunları cumhuriyet öncesi Osmanlı dönemi ile direk âlâkalıdır

 

Geçen hafta Prof. Dr. Mümtazer Türköne ile son kitabı vesilesi ile beraber olduk. Sağ olsunlar Risale Haber’i ziyaret ettiler. Biz de fırsatı değerlendirip son kitabı hakkında bir röportaj yaptık. Yakında yayınlanacak.

Kitabın adı “Siyasi İdeoloji Olarak İslamcılığın Doğuşu.” Yirmi yıl önce doktora tezi kitap olarak basılmış.

İlk yayınlandığında pek ses getirmemiş. Yazar kitabın önsözünde diyor ki, “Yirmi yılda pek çok fikrin ve çalışmanın yenilenmesi ve ilerlemesi gerekir.  Bu çalışma ile ilgili ileri sürdüğüm temel iddia, tezlerimin tamamının  bulunduğu yerde durduğudur. Bu tezi aşan veya yanlışlayan bir çalışmanın ortaya çıkmamıştır.”(1)

 

Türköne’in çalışması ağırlıklı olarak Osmanlı’nın Tanzimat dönemine ait. O zaman gazetelerin de yeni yayın hayatına başlaması, fikri hareketlerin çıkış noktası gazetelerde yayınlanan makaleler.

 

Hürriyet hareketleri ile birlikte, Tanzimat adına vesile olan kanun-i esasi ve ulema, aydın, siyaset, bürokrasi, diplomasi camiasında çok ateşli atışmalar, çatışmalar var.

Siyasal İslam ideolojisi batının etkisi ile siyasi sistemin esaslarının şer’i esaslara göre olması ama işin değerler olarak uhrevi yönünün sarfı nazar edilmesi tartışmaları var. Batıya karşı komplekslerden bir reaktif anti tez gibi ortaya çıkıyor.

 

Ali Suavi ve Namık Kemal’in fikir ve düşünce olarak en sağlıklı düşünceyi ortaya koydukları anlaşılıyor. Bugünü anlamak için o zamanı bilmek lazım. Hatta “Arap Baharı” adı verilen hareketleri anlamak için de o zamanı bilmek lazım diyor sayın Türköne.

 

Bediüzzaman Said Nursi de o yıllara görüşleri ile damgasını vuranlardan. Ali Suavi ve Namık Kemal’i tasvipleri eserlerinde makalelerinde geçer. Ali Suavi’nin vefat tarihi ile Bediüzzaman’ın doğum tarihi (1878) aynı yıl olduğu ek bilgi.

Bugünün bakış açısı ile Ali Suavi demokratik sistem ile İslâmi esasların birbiri ile bir arada mümkün olabileceği tezine sahip. Bediüzzaman’ın da dediği ve onları tasdik etmesi, “Meşrutiyet-i Meşrua” ve “Hürriyet-i Şer’iyye” birlikte mütâlâa edilebilir diyorlar.

 

Bir de yeni çıkan bir kitabı daha dikkatinize sunmak isterim.

Star Gazetesi yazarı Mustafa Akyol’un “Gayr-i resmi Yakın Tarih” adında bir kitabı çıktı. (2)

Yakın tarihin doğru diye dayatılan yanlışlarını günlük konuşma ve mizah da katarak gayet akıcı anlatmış.

Batılıların da yakın tarihle ilgili yazdığı makale, kitap, araştırmalardan da faydalanmış.

Bugünün sıcak gündemi olan, adı Kürt sorunu mu Kürtlerin sorunu mu, terör sorunu mu ele almış. Sebeplerinin yakın tarihin yanlış politikalarından kaynaklandığını izah ve ispat ediyor.

 

Kemalizm üzerine düşünceler, milliyetçilik konusu, yakın tarihten günümüze yansıyanlar gibi altı bölümden oluşuyor. Günümüzün gençliği resmi ideolojinin yalan tarihi ile yanlış ve eksik tarih bilgisini bu kitapla düzeltebilir. İki yüz sayfalık ince bir kitap. Okuma performansı düşük olanların bile bir solukta okuyabileceği hacimdedir. Ana kodları şifreleri okuyarak hacminden çok fazla şey öğrenilebilecek sağlam referanslara dayanarak hazırlanmış bir çalışma.

 

Kitabın bir makalesi de “Benim Gözümle Bediüzzman Said Nursi” başlığında. Çok önemli ve dikkate değer. Bediüzzman’ın hayatını özetlemiş. Osmanlı dönemini, Cumhuriyetin kuruluş yılları, Tek parti dönenimin baskıcı uygulamaları, çok partili dönem ve günümüze kadar gelmiş. Birinci önceliğin iman hizmetinde Kemalizmin bütün baskılarına rağmen galip geldiğini gayet basit ve hakkaniyetli bir bakışla Risale-i Nur camiasının dışındaki insanların da anlayabileceği şekilde anlatabilmiş. Uzun yıllar risaleleri okuyan birisi olarak aynı sadelikte özetleme başarısını gösteremeyeceğimi itiraf ediyorum.

 

Türkiye’de 1970’li yıllarda başlayıp 1990’lı yılların ortasında esen milli görüş adındaki siyasal islâm düşüncesi ve hareketi üzerinde Risale-i Nur düşüncesinin etkisini çok güzel özetlemiş. Bakın ne diyor;

“Yirminci yüzyıl Türkiyesinin geldiği nokta, tüm eksikliklerine ve kusurlarına rağmen,”demokrasidir”. Bu da bir taraftan Bediüzzaman’ın karşı çıktığı” laik istibdatın” yenilgiye uğratılmasıyla bir yandan da O’nun itibar etmediği “islâmcı İstibdat” arayışlarına girenlerin bu yanlış yoldan dönmesi ile mümkün olmuştur.

Bu söylediğimin açık ifadesi de şudur; yimirbirinci yüz yıla damgasını vuran Ak Parti’nin(yazarın ifadesi)“Milli Görüş” gömleğini” çıkararak  daha demokrat ve özgürlükçü bir çizgiye gelmesinde Risale-i Nur hareketinin hazırladığı zeminin büyük rolü vardır. Bu zemin olmasa bugün “muhafazakâr demokrat” olanlar belki hâlâ radikal söylemlerde ve çıkmaz sokaklarda oyalanıyor olacaktı.”

 

Evet bu günü de gayet güzel özetlemiş. Hakkaniyetli ve objektif bir değerlendirme.

Milli Görüş geleneğinden gelenler Risale-i Nur’a genelde mesafeli yaklaştıklarını biliyoruz. Bu mesafeli duruşta hareketin önderlerinin oluşturduğu ön yargının ve Risale-i Nur adına tebliğde bulunanların Risale-i Nur’un ölçülerine uygun düşmeyen şahsi iletişim ve üslup hatalarından kaynaklandığını hesaba katmak lazımdı. Zira Kur’an’ın bir mucize-i mâneviyesi olan Risale-i Nur’lar umumun malıdır. Kimse tekeline alamaz. Ama söylemlerle eylemler her zaman aynı noktada bulaşamıyor.

İleriye ümitle bakabilmeye çok sebep var. İyi şeyler olacak inşallah…

DİPNOTLAR:
1-Mümtazer Türköne, Siyasi ideoloji Olarak İslamcılık, Etkileşim yay, Mayıs 2011, İstanbul
2-Mustafa Akyol, Gayri Resmi Yakın tarih, Etkileşim yay. Mart 2011, istanbul

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum