Tabelaların altında oturmak

Mesleğimizin özü, Nur Risalelerinin özeti “İhlâs Risalesi” önemsenerek ve özümsenerek yeterince okunmadığından, küçük çekirdek halindeki büyük hakikatleri görünmüyor, üstünkörü geçiliyor…

“Bu lem’a lâakal her on beş günde bir okunmalı” lâfzen gerçekleştiriliyor olsa da manen derinlemesine inilmiyor; güç geliyor beyni çalıştırmak, kalbe yerleştirmek, nefsi ikna etmek, şeytanı susturmak… Suskun suskun okunuyor veya dinleniyor; nefis aynı tiryakilikleri işlemeye devam ediyor, “ben” malumat füruşluk nevinden tevilleri sürdürülüyor…

“En latif ve güzel bir hakikat-i imaniyeyi muhtaç bir mü’mine bildirmek ki; en masumane, zararsız bir menfaattir. Mümkün ise, nefsinize bir hodgamlık gelmemek için, istemeyen bir arkadaşla yaptırması hoşunuza gitsin.” 

Önde görünmek, görünmekten hoşnut olmak, bu hizmette hiç hoş olmayan bir haslet, “ben”i beğenmek hiç beğenilmeyen bir vasıf, vasıfsızlığını kabul büyük bir vasıf…

“Ben sevap kazanayım, bu güzel meseleyi ben söyleyeyim arzunuz varsa, çendan onda bir günah ve zarar yoktur. Fakat mabeynimizdeki sırr-i ihlâsa zarar gelebilir”i aklımız anlıyor, nefsimiz kabulleniyorsa muhabbet ve uhuvveti bozacak hallerin kökü kazınmıştır…

Düsturu iki kişi arasında başlatıp, geniş Risale-i Nur cemaatine uyguladığımızda arızalar görülüyorsa, bir yerlerde sapma ve saptırma var demektir… Bir beldede biri veya birileri önde olmak için uğraşıyor, diğeri veya diğerleri de aynı mücadele içine giriyorsa orada insicam bozulmuş, safiyet sulanmış, birliktelik bölünmüş, ihlâsa halel gelmiştir; bir de buna zan ve gıybet eklenmişse orada ne fütuhattan bahsedilir, ne hizmetten, ne de hayırdan… Hz Ali  
( r.a)’nin, Abdülkadir Geylaninin, Bediüzzaman’ın himmeti oraya gelir mi? Bu mesleğin sahipleri onlar değil mi? Bu meslekte er olmak yeter bir kariyer değil mi?

Kumandan olmayı kader tayin eder, nefsi öne çıkmalar değil; tayine liyakat için, kader kaç elekten, felek kaç renkten geçirir, bu bir nimettir; sabır ister, şükür ister, tekrar sabır, tekrar tahammül ister, en başı da feragattir…

“Konuşan Hakikattir”in sonunda Said Nursi mirasını ve vasiyetini açıklar; o miras – bu yola gönül koyanlar için -  herkese yeter, kimse hissesiz, kimse nasipsiz kalmaz, ömrünce tüketemez, hayatı boyunca harcayamaz taksimatı… “Konuşan Hakikattir” nefislere okunduğunda gün yüzüne çıkar o hazine ve hayatı ışıl ışıl parlatır…

Tabelaların altında koltuklara oturmak için uğraşan veya karşı uğraş içinde olanlardan, Rahman ü Rahim, her birimizi ve hepimizi böylesi öne çıkmalardan muhafaza etsin, kusurlarımızı affetsin, bizi hidayetiyle rızıklandırsın, hayatımızı hizmet istihdamıyla tamamlatsın inşaallah.

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.