Ruanda Soykırımının açtığı yaralar tazeliğini koruyor

Ruanda Soykırımının açtığı yaralar tazeliğini koruyor

Ruanda'da 1994 yılında yaklaşık 800 bin kişinin katledildiği soykırım, tanıklarının hafızalarında tazeliğini korumaya devam ediyor.

AA muhabirine soykırım günlerini ve sonrasını anlatan olayın tanıklarından Jabir Rumanyika, soykırım başladığında başkent Kigali'de ortaokul öğrencisi olduğunu, ailesi Ruanda'nın güneyindeki Gitarama şehrinde yaşadığı için teyzesinde kaldığını söyledi.

Rumanyika, katliamın başladığı geceye dair şunları söyledi:

"6 Nisan 1994 gecesinde arkadaşımın evinde ders çalışırken büyük bir patlama duydum. Çatışmaların ortasında arkadaşımla birlikte teyzemin evine gittik. O gece sabaha kadar bombalar patladı, bağrışlar, çığlıklar, ağıtlar her tarafı sarmıştı. Ve katliam başlamıştı."

"Hamile bir Tutsi kadının karnından vurulduğu" manzaranın gözünün önünden hiç gitmediğini belirten ve hatıralarını anlatmakta güçlük çeken Rumanyika, "Katliam günlerce devam etti, evden dışarı çıkamıyorduk. Pencereden caddeye baktığımda kanlar içinde uzanan sıra sıra cesetler görüyordum" dedi.

Rumanyika, Hutu askerlerinin bazı akşamlar evlerine baskın düzenleyip, (Tutsileri kastederek) "Aranızda hamam böcekleri var mı? diye sorduklarını, ancak sessiz kaldıklarını" ifade etti.

-"Müslüman Hutular çok sayıda kişinin hayatını kurtardı"

''Soykırım hızlandıkça Müslüman bir Hutu'nun kendisini kurtardığını belirten Rumanyika, Müslüman Hutuların, Tutsileri koruduğunu kaydetti.

Müslüman Hutuların Hristiyan Tutsileri de koruduğunu, camilerde sakladığını dile getiren Rumanyika, kiliselerde saklananların papazlarla birlikte merhametsizce katledildiğini anlattı.

O dönemde Tanzanya Elçiliği güvenli olduğundan teyzesinin bir askerle para karşılığında kendisini oraya ulaştırdığını belirten Rumanyika, yolda insanların acımasızca öldürülmesine şahit olduğunu, aynı arabada yolculuk ettiği bir kadının sürüklenerek arabadan indirildiğini ve oracıkta öldürüldüğünü söyledi.

Tanzanya elçiliğine ulaşmaya başardığı için kendisini şanslı hissettiğini dile getiren Rumanyika, "yürekleri parçalayan çığlık sesleri" nedeniyle geceleri uyumanın imkansız olduğunu ifade etti.

Rumanyika, "Şimdi devlet başkanı olan Paul Kagame öncülüğünde Ruanda Vatansever Cephesi'nin (RPF) başkent Kigali'ye girmesiyle kurtulduk. Katliamda babam da dahil ailemden 21 kişiyi kaybettim" dedi.

-"Başkalarının yaralarına merhem oluyor"

"Ülkemde hiçbir umut göremiyordum, her şey bitmişti benim için" diyen Rumanyika, 21 yıl önce iltica ettiği Güney Afrika'nın Johannesburg kentinde yaşıyor. Rumanyika, kendisi gibi savaş mağduru mültecilerin yaralarına merhem olmak için terapi merkezi açmış.

Rumanyika, hiç terapi görmediğini, aradan yirmi yıl geçmesine rağmen geçmişin sürekli rüyalarına girdiğini itiraf etti. Rumanyika, aynı deneyimi yaşayanların yazdığı kitapları terapi yöntemi olarak kullandığını, bu sayede yaralarını sarmaya çalıştığını ifade etti.

Diplomat olmak hayaliyle büyürken soykırım nedeniyle tüm okul yaşamının bittiğini söyleyen Rumanyika, "Keşke okula devam edebilseydim, ancak imkanım yok" diye konuştu.

Ruanda'da Tutsi azınlığa yönelik 7 Nisan 1994'te başlayan soykırım birkaç ay içinde 800 binden fazla kişinin ölümüne yol açmıştı.

Tutsi destekli isyancı Ruanda Vatansever Cephesi lideri Paul Kegame'ye bağlı güçlerce, Hutu ağırlıklı hükümetin düşürülmesi ile soykırım son bulmuştu. Ardından yönetimden güç alan Tutsilerin öç almak amacıyla saldırması sonucu yüz binlerce Hutu, komşu ülke Zaire'ye sığınmıştı. Fransa, soykırımı gerçekleştiren Hutu hükümetinin o dönemdeki en yakın destekçisi olması sebebiyle Ruanda Soykırımı'ndan en fazla sorumlu tutulan ülke olarak gösteriliyor.

AA

 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.