Protokol şahsiyetten protokol hayata

1-Sultan Reşat Paşa
2-Sultan Abdulhamit
3-Van Valisi Tahir Paşa
4- Bitlis Valisi Ömer Paşa
5- Miran aşireti reisi Mustafa Paşa
6-İstanbul’da Ferik Ahmet Paşa
7- Zaptiye Nazırı Şefik Paşa
8- Van Valisi Ali Haydar Paşa
9- Halil Paşa
10- Harbiye Nazırı Enver Paşa
11- Said Halim Paşa
12- Mustafa Kemal Paşa
13- Yıldız Sarayı girişimleri,  Mabeyn-i Hümayun…

Yukarıda mezkur şahsiyetler  tarihe geçmiş,  aramızda olmayan insanlar. Her biri kendine özgü hususiyetleri ile yaşamış, ömürlerini noktalamış ve aramızdan ayrılmışlardır. Kimisi hatırlanmakta, yadedilmekte kimisi de tarihin arşivine kaydolmuştur. Tarih, her birinin kıymetini ölçmüş, biçmiş, buna göre de belleğine kaydetmiştir.  Anadolu coğrafyasının demokratik birikimini ve tecrübelerini bizzat test ederek ele alan Bediüzzaman Hazretleri yukarıda zikrettiğim şahsiyetlerle hayatının bir döneminde bir vesileyle irtibat halinde olmuş. Bu iletişim mesajı ve amacı  “ortak-kollektif” olan değerlerin yaşatılmasına ilişkin projelerle ilgilidir. Dolayısıyla Bediüzzaman, koltuğunun altındaki sepete sığdırdığı hayatının tamamında hep bir “hareket” olmuştur.

Kendisi hal ve ahvaliyle öncü olmuş, daima önden giden olmuştur. Tefekküründeki ufukların yüksekliği ve genişliği  “somut” olana ilişkindir. Projeleri ve sonuçları hep zirvededir. Bediüzzaman zirvenin kendisidir. Bediüzzaman zirvedir, masivadır. Protokoldür. Protokol şahsiyettir. O, protokoldür; şahsiyetiyle, fikirleriyle ve çevresiyle. Ve ortaya koyduklarıyla protokoldür. Yaşantısının tamamında bu protokolün izlerini görmek mümkündür. Kendisinin iletişim halinde olduğu insanlara baktığımızda, bu konuda izahata da gerek kalmaz. “Paşa”larla oturup kalkması numune-i imtisaldir.

Burada diğerlerine nazaran Musul, Van ve Bitlis valisi Tahir Paşa’dan söz etmek gerekir. Medrese kökenli Tahir Paşa’nın Bediüzzaman’a daha çok emeği geçmiştir. Kendisine konağını açmış, evladı gibi kucaklamıştır. Kamu imkanlarıyla, kütüphanesiyle, konakta kurulan ilim meclisleri, sohbetler, tartışmalar, toplantılarla Bediüzzaman’ın dünyayı tanımasına, müspet ilimlerin öğrenmesine vesile olmuştur. İkisi arasında bu konakta çok iyi dostluklar kurulmuş, çok sert tartışmalar yaşanmıştır.

Bediüzzaman’ın akademik başarısını keşfeden ilk kişi Tahir Paşadır. Onun değerlendirilmesine, bu cevherin işlenmesine önemli miktarda katkısı olmuştur. Paşa konağı Bediüzzaman için üniversite işlevi görmüş, ilmi, dini ve sosyal münasebetlere dair tartışmaların yapılmasına vesile olmuş, müsbet ilimlere dair derin çözümlemelerin, tahlillerin yapılmasına katkı sunmuştur. Tahir Paşa’nın, Bediüzzaman’a konağını açması bir yana, ona; “edîb” ,”kanaatkâr”, “ahlâk-ı hasene”, “sadakat” vasıflarını addetmiştir. Burada Bitlis Valisi Ömer Paşa’nın da konağında Bediüzzaman’a “oda” tahsis ettiğini, kaynaklarını paylaştığını ekleyelim.

Tahir Paşa ve Ömer Paşa’nın konakları, Bediüzzaman için ilim ve irfan yuvası olmuştur.   O, konağın zengin ilim mutfağında gazete ve dergileri takip etmiş, güncel gelişmeleri takip etmiş, gözlerini dünyaya kapatmamıştır. İlm-i din ile ilm-i fen’in birlikte okutulacağı ve yüzyıldır bilim dünyası tarafından tartışılan üniversite projesi Tahir paşanın konağında şekillenmiştir. İngiltere'nin Sömürgeler Bakanı Gladstone'un Avam Kamarasında Kur’an-ı Kerim’e ilişkin yaptığı konuşmayı konakta okumuştur. Bu haber üzerine hayatının “gayesi” yapacak son kitabı ispat görevini burada üstlenmiştir.

Bediüzzaman’ın uzun yıllar kaldığı, döneminin ilim ve irfan yuvası Emin Paşa Mahallesi’ndeki Tahir Paşa Konağı’nın, yeterli restorasyon görmesi gerekir. Görmezse tarih sahnesinden sessizce çekilecektir. Harap olacak olan,  sadece konak değil, Bediüzzamanın hatıraları… Tahir paşa konağının yıkıntıları arasında yükselen planların hatırı “alidir.” Bunun için, Tahir Paşa konağı kamus’tur. Kamus ise namustur. Bu namusu korumak Bediüzzaman’ın kültür mirasçılarına bir yükümlülüktür. Bu vazife, sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında değerlendirilmelidir.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Risale Akademi ve Akademik Araştırmalar  Vakfı organizasyonunda Van’da, Said Nursi Eğitim Felsefesi ve Medresetüzzehra Sempozyumu düzenleniyor. Sempozyumun onursal başkanlığını Van Valisi Münir Karaloğlu, Başkan Yardımcılığını Rektör Prof. Dr. Peyami Battal, sempozyum başkanlığını ise Prof. Dr. Gürbüz Aksoy yapacak. 

Sempozyum ilanını ve protokol imzalandığını duyduğumda, yukarıdaki Van’a ilişkin satırlar hatırıma geldi. Van Valisi değerli insan Münir Karaloğlu’na, Rektör Prof. Dr. Peyami Battal Beyefendi’ye, azimli ve istikrarlı insan Akademik Araştırmalar Vakfı başkanı Prof. Dr. Gürbüz Aksoy’a, Risale Akademi Bilim Kurulu Üyesi, bana daima heyecan veren Dr. İsmail Benek’e, “ali proje”lerin tartışılmasına katkıları için teşekkürler. Bununla birlikte emeği geçen ve geçecek olan herkese tebrikler, teşekkürler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.