Hekimoğlu İSMAİL

Hekimoğlu İSMAİL

Çocukluğumun komşulukları...

Osmanlı Devleti yıkıldıktan sonra örf ve âdetler bize intikal etmişti. İyi komşuluk da bunlardan biriydi. Müslümanların birbirine zarar vermemesi, yardımlaşmaları idi.

Bir insan dağın başına çıksa, bir kulübe yapsa, orada yaşasa İslâmiyet'in pek çok emrini yerine getiremez. Çünkü İslâmiyet, ferdî hayat kadar sosyal hayata da hitap eder. Sosyal hayat ailede, apartmanda, mahallede, şehirde yaşanır...

Müslüman'ca yaşayışımız, komşuluk ilişkilerimizde de kendini gösterir... Komşuluk, bir hücrenin hayatı gibidir. Vücudumuzda sayısız hücre var, onların hepsi birbiriyle yardımlaşır ve beraber yaşarlar. Demek ki komşuluğun en iyi örneği, vücudumuzdaki hücrelerdir.

İnsan, köyünü arayabilir fakat onun aradığı komşularıdır. Komşularını görmek, onlarla konuşmak, onlarla beraber yaşamak, hayatı tatlandırır.

Elli sene evvel evler bahçenin içindeydi, sokağa bakan pencere olmazdı. Modernizmle birlikte apartmanlar yapıldı, herkes kendi hayatını yaşamaya başladı. Egoizm ön plana çıktı. "Ben iyiyim, ondan bana ne!" diyenlerin sayısı arttı.

Çocukluğum köyde geçti...

Köyümüz, şehre on kilometre uzaktaydı. Araç yok; yaya giderdik. Tabii yorulurduk. Yolumuzun üzerine kocaman iki dut ağacı çıkardı. Altında kuyu ve bakraç... Daha ne olsun?.. Dutların gölgesinde dinlenirken kuyudan soğuk su içer, dut yerdik. Tanımadığımız komşularımız bizi böylece ağırlardı... Dinlenir, dua eder, yolumuza koyulurduk.

İşte o zamanlar komşuluk mahallede başlar, yollarda, kırlarda devam ederdi. 80 yaşıma geldim amma bunları unutamıyorum...

İnsanlarda hayır yapalım, sevap kazanalım duygusu vardı... İnsanı memnun etmek, Allah'ı memnun etmekti çünkü. Babam da, annem de bunun bilincindeydi. Mesela babam hep fakir yaşadı amma insanlara ikram etmeyi, hayır hasenat yapmayı çok severdi.

Çocukluğumda, bahçenin meyveleri komşularla paylaştırılırdı. Çarşıdan alınan her şey torba içinde getirilirdi, başkaları görmesin nefsi çeker diye. Koku saçan yemekler pişirilirse komşuya da gönderilirdi; kokusunu almıştır, canı çeker diye.

Eski günlerde mahalle bir büyük aile gibiydi. Nişan, düğün, cenaze hep beraber olurdu. Kimin derdi, kimin neşesi varsa paylaşılırdı. Mesela mahallemizde Aleviler de vardı. Onlara da yemek ve hediye gönderirdik. Onlar da bize gönderirdi. Ermeni komşularımız vardı mesela... Fakat ben çocukluğumda o Ermenileri Müslüman zannediyordum. O derece birlikte yaşanırdı. Mahallede kimse kimseye burun kıvırmazdı.

Müslüman, İslami hayatı bulunduğu yerde uygulayacak. Böylece ırk, mezhep, fakir-zengin ayrımı ortadan kalkacak. İşte birkaç maddeyle problemlerin bütünü çözüldü. Daha güzel bir hayat ortaya çıktı.

Şimdi ağızlarda bir söz var: Komşuluk öldü!.. Bazı insanlar da bazı yerlerde ölmüş olabilir amma genelde yaşıyor. O zaman herkes dönüp kendi komşuluğuna bakacak. Komşuluk ölmüşse ihya etmek lazım.

Bir süre önce yeni kurulan bir mahalle için dindar bir arkadaşa dedim ki; "Siz o mahalleden bir ev alın, oraya taşının." Dedi ki; "O mahallede İslam'ı yaşayan yok. Hep modern insanlar... Biz orada yalnız kalırız." Halbuki o arkadaş o mahalleye gitmeli, oradan ev almalıydı. Sabah namaza kalktığında onu görenler olacaktı, namazı hatırlayanlar olacaktı. Hanımı örtülüydü, hanımlar dikkat edecekti, neden bu kadın örtünüyor diye. Dindarların bir apartmanda, bir muhitte toplandığı zaman birçok problem de ortaya çıkabiliyor. Şöyle ki, ne kadar arkadaş bir apartmanda toplandılarsa, çocuklar, hanımlar arasında münakaşa oldu. Hepsi hayret etti; niye böyle oluyor diye...

Zengin ve modern muhitlerde dindar aileler de olmalı. Dindar ailelerin hali, hareketi İslamiyet'i herkese hatırlatacak, ibadet edenlerin sayısı artacak. Bunun için en iyi örnek yine Asr-ı Saadet'tir. Peygamberimiz (sas), müşriklerin içinde tebliğe başladı. O müşrikler Peygamberimiz'in yaşayışına bakarak, hayran olarak da Müslüman oldular.

İşte bu model, kıyamete kadar örnek alınabilir...

Zaman

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum