Reis-i Cumhura Açık Mektup

Öncelikle Allah’ın (cc) selamı, rahmeti ve bereketi ihlaslı kullarının, özellikle bu mektubu okuyup siyasi bir mektub addetmeyen samimi insanların üzerine olsun. Bu mektubu yazıp yazmama konusunda çok gelgitler yaşadım. Fakat alem-i ahirete göçtüğüm zaman bu dünyadaki amellerimle sınanacağıma dair inancım ve ‘’Kim bir kötülük görürse, onu eliyle düzeltsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin. Diliyle düzeltmeye de gücü yetmiyorsa kalbiyle buğz etsin’’ mealindeki hadisi, bu mektubu yazmam için mucbir bir sebep oldu.

Bu mektubun içeriği dolaylı olarak değil, direk sizi ilgilendirir. Dikkate almanız sizi ve bizi maddi ve manevi mes’uliyetten kurtaracaktır inşaallah. Mesleğinizin benim mesleğimle çok ortak yönü var. Zira siz toplumun müdebbiri ve mürebbisi makamındasınız. Siz toplumsal sorunları çözmek, düzeni sağlamak, toplumun maddi ve manevi refah seviyesini arttırmak için uğraşıyorsunuz. Biz ruh sağlığı hekimleri de toplumun yapıtaşı olan bireylerin, dolayısıyla toplumun sorunlarını çözmek için uğraşıyoruz.

Teşhis noktasında bir hasta hekimine yardımcı olmalıdır. Tanı bilinmiyorsa tedavi hiç bilinemez. Bu noktada bize başvuran danışanlarımıza vakit olduğu müddetçe şikayetlerini, yetişme ortamını, aile yapısını vb. bir çok durumu anlatmasını isteriz. Benzer şekilde sizin toplum nezdindeki mes’ul olduğunuz vazifenizi yapmanız, toplum olarak bizim teşhis-i illete yardım edecek şikayetleri anlatmamıza bağlıdır. Yoksa vazifeniz na-tamam olur. Bu nedenle şikayetlerimizi gözardı etmemeniz gerekir.

Ruh sağlığı hekimi olarak son yıllarda başvuran danışanlarımı ve hastalarımı gözden geçirdiğimde tedavide büyük aksaklıklar gördüm. Bunun temel nedeni kanundaki cezaların ve caydırıcılığın yetersiz olması veya hiç olmamasıdır. Topluma ve bireye hiç bir faydası olmayan aksine birçok olumsuzluklara yol açan toplumun ruh sağlığını derinden etkileyen bazı durumlar vardır ki çaresi ruh hekimlerinde değil sizlerdedir. Bu durumun çözümü size bağlı olduğu için bu mektubu yazmaya arz-ı hacet ettim.

Örneğin bir kişinin psikolojik sorunları alkolik, ayyaş kocasından kaynaklanıyorsa ve ona bağlı depresyona girmişse o kaynağı da tedaviye katmamız gerekir. Veya kumarbaz oğlu yüzünden malını mülkünü kaybeden bir baba intiharın eşiğine girmişse, asıl tedaviye katmamız gereken kişi kumarbaz oğludur. Başka bir örnek verirsek karısı başka bir adama kaçan kocayı teskin etmemiz sadece ilaçla olamaz. Faiz bataklığına batmış ve evlerine haciz gelmiş bir ailenin içine düştüğü buhranı psikoterapilerle düzeltemeyiz. Oğlu sebepsiz yere, zevk uğruna katledilen bir annenin içindeki yangını söndürmek için psikiyatri klinikleri yetersiz kalır. Bu noktadan sizin ve idarenizin devreye girmesi gerekir.

Sayın reisim, sizden çok şey istemiyoruz.

İstediğimiz şeyler sizin ve ekibinizin idaresine çok kolay şeyler. Basit kanunlarla bunlar çözülebilir.

Öneri olarak;

  1. Zina yapan evli kadına veya erkeğe mutlaka en azından hapis cezası gelmelidir. Bu kanuna zinakar kimseden başkası itiraz etmez. Onların itirazı uğruna bir nesil mahvoluyor. Yakın zamanda bir danışanım bu yüzden cinayete kurban gitti. Başka bir olayda koca gidip karısının dostunu öldürdü. Devlet zinaya ceza vermediği için cinayetler artıyor.
  2. Kumarın yasalı yasadışısı olamaz. Milli piyango ve bağlı bütün kumar, bahis şirketleri kapatılmalıdır. Öğrendiğimiz kadarıyla yasadışı kumar ile ilgili son zamanlardaki adli olaylarda şikayetçi devletin kendisi değil, milli piyango idaresiymiş. Biz milli piyangodan da şikayetçiyiz. Yasal kumardan dolayı aile içi huzursuzluklar nedeniyle başvuran o kadar çok kişi var ki anlatılamaz. Tedavi için uyardığımızda “hocam ben yasadışı bir şey yapmıyorum” diyor.
  3. Yakın zamanda alkollü iken ehliyetini kaptıran kişi sayısının 450 bin civarında olduğu açıklandı. Alkollü araç kullanıp denetime yakalanmayanları da hesaba katsak belki 1 milyonu geçer. Bu durum bir faciadır. Bunların çoğu sorgusuz sualsiz 6 ay sonra ehliyetini geri alıyor. Bir daha alkollü iken araç kullanıyor. Alkollü araç kullananların ehliyeti tamamen iptal edilsin. Bir daha verilmesin. Sigara yasağına verilen önem alkol yasağına verilmedi. Halbuki bin katı alkole verilmelidir. Zira alkol etkisi altında iken bir çok cinayet ve kaza oluyor. Aile içi şiddet ve huzursuzlukların çoğunun nedenidir alkol. Ayrıca madde kullanımının önüne geçmek istiyorsak önce alkolden başlamamız gerekir. Zira alkol maddeye ulaşmak için bir köprü vazifesini görüyor. Topluma hiçbir faydası da yok. Tamamen yasak edilebilir. Ayyaşlardan başka kimse itiraz etmez.
  4. Azımsanmayacak derecede dışarıda katil dolaşıyor. Bunların çoğunda en ufak bir olayda tekrar cinayet işleme meyli mevcut. Artık haberleri izleyemez duruma geldik. Hergün haberlerde “çocuğu taciz edip öldürdü, kadına tecavüz edip öldürdü” başlıklarını görüyoruz. İşlediği cinayetin ayan beyan ortada olduğu kişilerin idam edilmesi toplumdaki birçok yersiz cinayetlerin önünü alacaktır.

Sayın Reisim, bu noktalar dikkate alınmaz ise yakın zamanda toplumsal facialar yaşayacağımız muhakkak-ul vukudur. İnşallah düzeltmek nasib olur. Baki selam.

Doç. Dr. Okan İMRE
Psikiyatrist/Psikoterapist

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
23 Yorum