Gönül Köprüsü

“Bir­bir­le­ri­ni se­ven­ler için ni­kâh ka­dar gü­zel bir şey gö­rül­me­miş­tir.”

(Ha­dis Mea­li, İbn Mâce)

Bu­gün biz, dikkatsizliğimizin, ace­le­ciliğimizin ce­za­sı­nı çe­ki­yo­ruz. Ço­cuk­la­rı­mız­da gördüğümüz ek­sik­lik­le­rin se­be­bi­ni araş­tır­mı­yor, ko­la­y olanı se­çip on­la­rı suç­la­ma yo­lu­na gi­di­yo­ruz. Her şeyin evlilikle başladığını pek düşünmüyoruz.

Ev­li­li­ğin, sağ­lam te­mel­le­re otur­ma­sı işi­mi­zi ko­lay­laş­tı­ra­cak­tır. Duyarlı eşlerin kurduğu yuvalardan terbiyeli çocukların çıkacağı açıktır. Hır gü­rün ek­sik ol­ma­dı­ğı ai­le­lerin içinden gelen ço­cuk­ların da problemli olacağı bellidir.

Bu­ra­da, şu hi­kâ­ye­ye yer ver­me­miz uy­gun olur her­hal­de:

“Ewan, 20 ya­şı­na o yıl bas­mış­tı. 10 gün son­ra Ko­re Sa­va­şı’na ka­tı­la­cak­tır. Duy­gu­sal bi­riy­di. O ba­kım­dan ül­ke­sin­den ay­rıl­mak ona zor ge­li­yor­du.

Ağır adım­lar­la kü­tüp­ha­ne­ye gir­di. Bir ki­tap alıp oku­ma­ya ko­yul­du. Ki­ta­bı ken­din­den ön­ce bi­ri­si oku­muş ve ki­ta­bın boş yer­le­ri­ne not­lar al­mış­tı. Bu not­lar Ewan’ı de­rin­den et­ki­li­yor­du. Kim ola­bi­lir­di bu?

He­men kü­tüp­ha­ne gö­rev­li­si­ne git­ti ve da­ha ön­ce ki­ta­bı oku­yan ki­şi­nin kim­li­ği­ni öğ­ren­di. Holly adın­da bir kız­dı, ad­re­si­ni al­dı ve eve va­rır var­maz ona bir mek­tup yaz­dı:

“On gün son­ra Ko­re’ye gi­di­yo­rum, si­zi ta­nı­mak, mek­tup­laş­mak is­ti­yo­rum. Ce­va­bı­nı­zı sa­bır­sız­lık­la bek­li­yo­rum.”

Holly’den olum­lu ce­vap gel­di. Ve mek­tup­la­rın bi­ri di­ğe­ri­ni ta­kip et­ti. Her mek­tup, ta­raf­la­rın bir bir­le­ri­ne bağ­lan­ma­sı­na ne­den olu­yor­du. İki se­ne böy­le geç­ti. Ewan’ın ül­ke­si­ne dön­me za­ma­nı gel­miş­ti. Son mek­tu­bun­da Holly’i gör­mek is­te­di­ği­ni yaz­dı.

“An­cak se­ni ta­nı­ya­bil­mem için ba­na bir fotoğrafını gön­der.” di­ye ek­le­di. Holly, bu­luş­ma­yı ka­bul et­ti. Fotoğraf gön­der­me­di. “Res­min ne öne­mi var ki, bi­zi il­gi­len­di­ren kalp­le­ri­miz de­ğil mi? Ya­ka­ma kır­mı­zı bir ka­ran­fil ta­ka­ca­ğım” de­di. Gün­ler geç­ti ve Ewan ül­ke­si­ne dön­dü.

Tren­den in­di­ği an­da göz­le­ri Holly’i ara­dı. Bir müd­det et­ra­fa bak­tı. Tam bu sı­ra­da ka­la­ba­lı­ğın ara­sın­dan şim­di­ye ka­dar gör­dü­ğü en gü­zel kız be­lir­di. Uzun boy­lu, mas­ma­vi iri göz­lü, ma­vi el­bi­se­li muh­te­şem bir kız­dı; ama yak­asın­da hiç­bir şey yok­tu. Kız yü­zü­ne bak­tı ve: “Mer­ha­ba de­niz­ci, be­nim­le gel­mek is­ter mi­sin?” di­ye sor­du.

Tam o sı­ra­da gü­zel kı­zın omzu­nun üze­rin­den ar­ka­sın­da­ki ya­ka­sın­da kır­mı­zı çi­çek olan kı­zı gör­dü. Kı­sa boy­lu, şiş­man sa­yı­la­bi­le­cek biriydi bu.

Ewan şaş­kın­dı. Az ön­ce ha­ya­tın­da gör­dü­ğü en gü­zel kız­dan bir tek­lif al­mış­tı. An­cak kar­şı­sın­da da yü­re­ği­ne âşık ol­du­ğu kız du­ru­yor­du. Ken­di­ni to­par­la­dı ve ya­nın­dan ge­çen dün­ya­lar gü­ze­li kı­za al­dır­ma­dan iler­le­di. Elin­de Holly’le bir­bir­le­ri­ni ta­nı­ma­la­rı­na ne­den olan ki­tap var­dı. “Mer­ha­ba Holly” de­di göz­le­ri­nin içi gü­le­rek:

"Par­don, de­di kız... Ben Holly de­ği­lim. Az ön­ce ora­dan ge­çen ma­vi el­bi­se­li ba­yan ya­ka­ma bu çi­çe­ği tak­tı ve bu­nun ha­ya­tı­nın en önem­li sı­na­vı ol­du­ğu­nu söy­le­di. Si­zi ga­rın çı­kı­şın­da bek­li­yor­muş."

Ne acıdır ki bugün sadece fizik güzelliğini esas aldık. İç güzelliğini unuttuk. Şimdi yeniden kalplerin keşfine ihtiyacımız vardır. Pı­rıl pı­rıl ço­cuk­lar is­ti­yor­sak eğer, gelin gönüller arası saygı ve sevgi köprüleri kuralım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.