
Mahir DUMAN
Gönül Köprüsü
“Birbirlerini sevenler için nikâh kadar güzel bir şey görülmemiştir.”
(Hadis Meali, İbn Mâce)
Bugün biz, dikkatsizliğimizin, aceleciliğimizin cezasını çekiyoruz. Çocuklarımızda gördüğümüz eksikliklerin sebebini araştırmıyor, kolay olanı seçip onları suçlama yoluna gidiyoruz. Her şeyin evlilikle başladığını pek düşünmüyoruz.
Evliliğin, sağlam temellere oturması işimizi kolaylaştıracaktır. Duyarlı eşlerin kurduğu yuvalardan terbiyeli çocukların çıkacağı açıktır. Hır gürün eksik olmadığı ailelerin içinden gelen çocukların da problemli olacağı bellidir.
Burada, şu hikâyeye yer vermemiz uygun olur herhalde:
“Ewan, 20 yaşına o yıl basmıştı. 10 gün sonra Kore Savaşı’na katılacaktır. Duygusal biriydi. O bakımdan ülkesinden ayrılmak ona zor geliyordu.
Ağır adımlarla kütüphaneye girdi. Bir kitap alıp okumaya koyuldu. Kitabı kendinden önce birisi okumuş ve kitabın boş yerlerine notlar almıştı. Bu notlar Ewan’ı derinden etkiliyordu. Kim olabilirdi bu?
Hemen kütüphane görevlisine gitti ve daha önce kitabı okuyan kişinin kimliğini öğrendi. Holly adında bir kızdı, adresini aldı ve eve varır varmaz ona bir mektup yazdı:
“On gün sonra Kore’ye gidiyorum, sizi tanımak, mektuplaşmak istiyorum. Cevabınızı sabırsızlıkla bekliyorum.”
Holly’den olumlu cevap geldi. Ve mektupların biri diğerini takip etti. Her mektup, tarafların bir birlerine bağlanmasına neden oluyordu. İki sene böyle geçti. Ewan’ın ülkesine dönme zamanı gelmişti. Son mektubunda Holly’i görmek istediğini yazdı.
“Ancak seni tanıyabilmem için bana bir fotoğrafını gönder.” diye ekledi. Holly, buluşmayı kabul etti. Fotoğraf göndermedi. “Resmin ne önemi var ki, bizi ilgilendiren kalplerimiz değil mi? Yakama kırmızı bir karanfil takacağım” dedi. Günler geçti ve Ewan ülkesine döndü.
Trenden indiği anda gözleri Holly’i aradı. Bir müddet etrafa baktı. Tam bu sırada kalabalığın arasından şimdiye kadar gördüğü en güzel kız belirdi. Uzun boylu, masmavi iri gözlü, mavi elbiseli muhteşem bir kızdı; ama yakasında hiçbir şey yoktu. Kız yüzüne baktı ve: “Merhaba denizci, benimle gelmek ister misin?” diye sordu.
Tam o sırada güzel kızın omzunun üzerinden arkasındaki yakasında kırmızı çiçek olan kızı gördü. Kısa boylu, şişman sayılabilecek biriydi bu.
Ewan şaşkındı. Az önce hayatında gördüğü en güzel kızdan bir teklif almıştı. Ancak karşısında da yüreğine âşık olduğu kız duruyordu. Kendini toparladı ve yanından geçen dünyalar güzeli kıza aldırmadan ilerledi. Elinde Holly’le birbirlerini tanımalarına neden olan kitap vardı. “Merhaba Holly” dedi gözlerinin içi gülerek:
"Pardon, dedi kız... Ben Holly değilim. Az önce oradan geçen mavi elbiseli bayan yakama bu çiçeği taktı ve bunun hayatının en önemli sınavı olduğunu söyledi. Sizi garın çıkışında bekliyormuş."
Ne acıdır ki bugün sadece fizik güzelliğini esas aldık. İç güzelliğini unuttuk. Şimdi yeniden kalplerin keşfine ihtiyacımız vardır. Pırıl pırıl çocuklar istiyorsak eğer, gelin gönüller arası saygı ve sevgi köprüleri kuralım.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.