Halil DOĞAN
‘Bilimin Muhafazakâr Kullanımı: İlim ve Teknik Serisi Örneği’
Başlıkta bahsedilen, bir tez basımı müjdesi beni geçmişe götürdü.

1975-1976 öğretim dönemi lise son sınıftaydım. Öğretim yılının başlarında “Nurcu” diye bilinen arkadaşlar sınıftan epeyce kişiyi Nur dershanesine pazar kahvaltısına davet etmişlerdi. Ben davet listesinde yoktum. Buna içerlediğimi bir arkadaşa aktardığımda “hadi sen de gel” demiş ve kendimi davet ettirdiğim kahvaltı ve sohbete gitmiştim.
Sonradan öğrendiğime göre, aslında tahmin de etmiştim, “umutsuz vaka”ymışım. Sonuca bakılırsa haklı da çıktılar.
Gittiğimiz yer “Abdullah’ın evi” diye maruf bir Urfa eviydi. Taştan yapılmış odaları, güzel ve geniş bir “hayat”a açılıyordu. Orada lisede okuyan talebeler kalıyordu. İsmail Benek kardeşimden yeni öğrendiğime göre nargile kafe olmuş. İmkânım olsa orayı müze olarak muhafaza ederdim. O “hayat”ta ne “hayat”lar şekillendi kim bilir.
Üniversite okumak için İstanbul’a geldiğimde tanıştığım talebeler çok cevvaldi. Hemen her konuya el atıyorlar, herkese ulaşmaya çalışıyorlardı. İslam’ın sadece camide yaşanmayacağını; hayatın her yerinde, her şeyde yaşanacağını düşünüyorlardı. Yasaklanan alanlar hariç her şeyin İslamîsinin yapılabileceği inancıyla durmadan, gece gündüz çalışıyorlardı.
Benden önce başlayan bu hareket tüm hızıyla gözümün önünde oluyordu.
Değerli araştırmacı yazar Ümit Şimşek abinin koordinatörlüğünde ilim araştırma merkezi kurulmuş, bu merkezin araştırmaları sonucu çıkan metinler kitaplaştırılıyor veya irtibat kurulup teşvik edilen ilim adamlarına kitap yazdırılıyordu. Yazdırılan kitaplar “İlim ve Teknik Serisi” adıyla yayınlanmaya başladı.
Yıldızların Esrarı, Atomdan Hücreye, Hücreden İnsana, İnsan Vücudu, Hayat Kaynağımız Güneş, Güneş Sistemi, Sibernetik, Beynimiz ve Sinirlerimiz, “Darwin ve Evrim Teorisi” gibi kitaplar İslam dini ve ilim asla çatışmaz, ilim yaratıcımızın sanatlarını inceler ve bize anlatır, imanımızı kuvvetlendirir, O’nu tanımada bize yolumuzu aydınlatır demeye çalışıyordu.

İnsanoğlu bir eser ürettiğinde onun kalıcı olmasını, gelecek nesillere aktarılmasını arzuluyor. Benim yaşımdakilerin çoğunun kütüphanesinde yer alıyor. İnternette şöyle bir taradığımda “Darwin ve Evrim Teorisi“ isimli kitap, yazarı Eczacı Şemsettin Akbulut’un memleketi Tekirdağ kütüphanesi dahil 18 halk kütüphanesinde kayıtlı olarak mevcut.
Bu seri, tozlu raflarda kalmasından çok, okunması, anlaşılması, takdir edilmesi gereken kitaplar.
İşte o zamanda yaşamamış yeni nesilden biri o seriyi yüksek lisans tezine konu etmiş ve geçmişi takdir ve gelecek nesle miras aktarımı yapmış. Kızım Fatma Betül, İbn-i Haldun Üniversitesinde yaptığı yüksek lisans eğitimini tamamlamış, “Bilimin Muhafazakâr Kullanımı: İlim ve Teknik Serisi Örneği” konulu tezinin savunmasını yapmış ve kabul almıştı. Bugün tezin basıldığına dair müjdeyi de aldık, çok şükür.
Bilimin imanla çelişmeyip bilakis onun yol göstericisi olduğunu gösterenlere, bu çabayı takdir edip onu tez yapıp kamuoyuna sunanları tebrik ediyor ve teşekkür ediyoruz.
Hayırlara vesile olsun inşallah.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.