Allah’a itaatsizlikten sakınanlara çok güzel bir gelecek vardır

Allah’a itaatsizlikten sakınanlara çok güzel bir gelecek vardır

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Sad Sûresi 49-58. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

49-50 Bu bir hatırlatmadır. Kuşkusuz Allah’a itaatsizlikten sakınanlara çok güzel bir gelecek, kapıları kendilerine ardına kadar açılacak adn cennetleri vardır.
51-Orada yerlerine kurularak çeşit çeşit meyve ve içecek isteyebilecekler.
52-Yanlarında eşlerinden başkasına bakmayan yaşıt dilberler olacak.
53-İşte bunlar, hesap günü için size vaad edilenlerdir.
54-Kuşkusuz bu, bitmek tükenmek bilmeyen nimetimizdir.

Tefsir

Yukarıda isimleri anılan yüce şahsiyetlerin Allah katındaki mertebeleri ve bu mertebeye ulaşmalarında âhiret şuuru ve sorumluluğu taşımalarının rolüne dair bir hatırlatma yapıldıktan sonra burada da aynı sorumluluğu taşıyıp takva bilinciyle yaşayanlara, Allah’a saygısızlık ve itaatsizlikten sakınanlara âhirette kendilerini bekleyen mutlu hayattan söz edilmektedir. Gerek burada gerekse Kur’an’ın daha başka yerlerinde âhiret mutluluğunun maddî ve somut unsurlarla tasvir edilmesine, dünyevî zevkleri çağrıştıran ifadeler kullanılmasına bakarak bundan oradaki nimetlerinin mutlaka dünyadakilerin aynısı olacağı gibi bir sonuç çıkarmamak gerekir. Amaç insanın uhrevî mutluluğu tahayyül etmesini sağlamaktır. Orada dünyadakilere benzer veya onlardan farklı maddî nimetler olsa bile her şeyin onlardan ibaret olmadığı, asıl ve yüce mutluluk unsurlarının mânevî nimet ve lutuflarda olduğu çeşitli âyet ve hadislerden anlaşılmaktadır (meselâ bk. Tevbe 9/72; Yûnus 10/10, 25; Hicr 17/45-48; Buhârî, “Tevhîd”, 35; adn cennetleri hakkında bk. R‘ad13/23).

55-56 Bu böyledir. Öte yandan azgınlara da çok kötü bir gelecek, cehennem vardır; orayı boylayacaklar. Ne kötü bir yer orası!
57-Bu böyledir, çünkü, bir kaynar, bir de dondurucu su! Tatsınlar onu!
58-Bunun benzeri daha başka nice azap türleri!

Tefsir

Bu âyetlerde de “azgınlar”ın, âhiretteki kötü hallerine dair tasvirler yapılmaktadır. Yukarıda cenneti hak edenlerin tamamını kapsamak üzere “müttakiler” kelimesi burada ise cehenneme müstahak olanların tamamı için “azgınlar” (tâğîn) kelimesi geçmektedir. Böylece anılan iki kavram bu bağlamda birbirinin zıt anlamlısı olarak kullanılmış olup bu tür kullanımlar Kur’an terimlerinin anlamlandırılması ve genel olarak Kur’an’ın yorumlanması bakımından oldukça önemlidir.

 Yukarıda cennetle ilgili maddî tasvirler için söylediklerimiz bu âyetlerde cehennemin maddî unsurlarla tasviri konusunda da geçerlidir; bu maddî tasvirin asıl amacı da muhataba uhrevî cezaların dehşetini tahayyül ettirmektir. Âhirette inkârcı ve günahkârlara maddî ve bedensel cezaların yanında mânevî ve ruhî cezaların da uygulanacağına dair âyet ve hadisler vardır.

(Kaynak: Kur'an Yolu, Türkçe meal ve tefsir Diyanet Yayınları)