Ahmet AKCAN
Faniye Muhabbet Bekadan Gaflet-II
"İnsanoğlu düşmüş dünya derdine. Her gün binler cenaze görür de ölümü kondurmaz yine kendine. Ne büyük gaflet içinde beşer. Bilse ki bir nefes ötesi mahşer. Yese de bir lokma ekmek, kanaat bilmez deştikçe dünyayı deşer..."
Zihinleri maddi meşgaleler ile daralmış, mücerred (soyut) manalara fikren yabancılaşmış bir kısım inançlı kesimler, dünyevi mes’elelere ziyadesiyle ehemmiyet veriyor, uhrevi mes’uliyetlerinin ağırlığını göremiyorlar, ilahi emirleri yerine getirmiyorlar.
Sözde müslümanlar ama Allah yokmuş gibi konuşuyorlar, cennet cehennem yokmuş gibi ömür geçiriyorlar. Tek dünyalılar gibi yaşayan, baki bir hayata hazırlığı umursamayan bu zümre “gelgitler” içinde bocalıyor, “ya yoksa” hissiyatından bir türlü kurtulamıyorlar.
Fani bir hayata sevdalı, baki bir hayata hazırlık yapmayan bu insanlar “günah deryasında” boğuluyorlar. Dünya adına neye ulaşırsa ulaşsınlar, hangi zevki tadarsa tatsınlar içlerindeki boşluğu bir türlü dolduramıyorlar.
Şuuren farkında olmasalar da aslında bekayı arıyorlar. Varlığın sireti ile, yani esma ve sıfat cihetiyle alakadarlık kuramayınca surete takılıyorlar, gölgeye âşık oluyor saadet-i ebediyeye çalışmayı bırakıyorlar.
Ölümü unutanlar, hazzı hayatın olmazsa olmazı sanan insanlar, muvakkat lezzetler ile kendilerini kandırıyorlar. Cenneti dünyada arıyorlar, fani bir dünyayı ebedi sanıyor aldanıyorlar.
Dünyayı aşan ve gittikçe yaklaşan ebedi bir hayata ait yüksek idealleri, ciddi gayretleri olmayan bu insanlar manen telef oluyorlar, faniden yakalarını kurtarıp bekaya adanamıyorlar.
Evet, Baki bir Allah’ı isimleri ve sıfatları ile tanıma gerçekleşmeyince, iman ilim ve marifet ile tahkike yükselmeyince dünyanın cazibedar yörüngesine kapılmak, dini hakikatler ile sahih ve kavi münasebet kurmak zorlaşmaktadır.
Hakikati bulanlar, kâinat Halık’ını isim ve sıfatları ile tanıyanlar ise, bütün debdebesi ve cazibesi ile şu dünyayı saadet-i ebediyeye nispetle kesafetli bir gölge olarak görüyor kanmıyorlar.
Evet dünyanın fani olduğu gerçeğine varanlar, ölüm hakikatini hatırlarından çıkarmayan müslümanlar uhrevi vazifelerine ciddi çalışıyorlar, fani ve zail bir surette yaratılan dünyanın cazibesine müstağni kalıyorlar.
Külli bir ubudiyete müstaid cami istidatlarını ilim ve marifet ile nem’alandırıyorlar. Allah'ı zikretmeden geçirdikleri günlere ağlıyorlar. Faydasız amellerinden ilahi affa sığınıyor, saadet-i ebediyeyi kaybetme endişesi taşıyorlar.
Nurlu külliyatta geçen; “İ’dam ve zindan-ı ebedîden kurtulmak ve o yolu saadet-i ebediyeye çevirmek yalnız iman ve itaat iledir.”[1] tespitine aklen, kalben ve ruhen “sadakte” diyorlar, imanlarını ve salih amellerini arttırmaya gayret ediyorlar.
Koca kâinatı Halık’ı namına bir kitap gibi okuyorlar, derunundaki ince manaları ceyb-i kalplerine koyuyor, onlarla meşgul oluyorlar. Hakikat yolunda istikrar ve istikamet üzere yürüyorlar.
Elhasıl; kalb-i insanı tatmin ve teskin eden devam ve bekadır. Mevcudat ise fenaya maruz bir mahiyette yaratılmıştır. Bundan dolayı kalp daima baki bir mahbub aramakta, fani olanlarla mutmain olamamaktadır. Dünyanın fani ve zail olan mahiyeti anlaşılmadan bekaya dair mes’eleler ile ciddi alakalanmak, Baki-i Zülkemale yakınlaşmak imkânsızdır. Mevcudatın simasında fena damgasını okumak, beka âlemine dair tedarikini arttırmak için lazımdır.
Halis bir niyet taşımadan, nefsani ve dünyevi hazlardan uzaklaşmadan, ilahi lütuf ve inayetten destek almadan saadet-i ebediyeye hakkıyla çalışmak müşkilatlıdır. Dünyanın mel’abegâh olan yüzüne nazarını çevirenler, ömür sermayesini sadece dünya adına sarfedenler felakete yuvarlanmaktadır.
En mühim mes’elemiz; fani bir dünyada, ebedi bir âleme yüzümüzü dönebilmek, bekaya dair işleri öncelemek, temiz olarak geldiğimiz dünyadan temiz olarak göçebilmek, Azrail’e (a.s) canını teslim ederken gülebilmektir...
[1] Sözler, 143
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.