Abdulkadir CEYLAN
Müküslü Hamza Ağabeye dair yanlış aktarılan bir bilgi
Bediüzzaman Said Nursi’nin Eski Said Dönemi talebelerinden olan Müküslü Hamza Ağabey Horhor Medresesinde ona öğrencilik edip, Üstadın daima dua ettiği nadide talebelerindendir. Müküslü Hamza Ağabey, İşaratül İ’caz ile 10. Söz olan Haşir Risalesi’nin naşirlerindendir. "Bediüzzaman Sa’id-i Kürdi’nin Tercüme-i Halinden Bir Hülasadır" adlı eseri Üstadın hayatına dair yazılan ilk eserdir. Bu eser Bediüzzaman’ın yeğeni Abdurrahman tarafından 1334/1918 senesinde Evkafı İslamiye Matbaasında basılan İşaratül İ’caz’ın sonuna eklenen tarihçedir.1
Hamza Ağabey hakkında maalesef camiamızda bazı yazar ağabeylerimiz ellerinde hiçbir bilgi ve belge olmadan bazı uydurma iddialarda bulunmaktadırlar. Bu iddiaları tahkik ettiğimizde bu konuda ne Risale-i Nurlarda ne de Üstadın hizmetinde bulunan ağabeylerden aktarılan en küçük bir bilgi kırıntısı dahi bulunmadığını görmekteyiz.
Bu yazar ağabeylerden biri de Necmeddin Şahiner’dir. Necmeddin Şahiner, Son Şahitler 1 kitabında şunları söyler: "İşaratü'l-İ'caz Müellifi, eski bir talebesi olan Müküslü Hamza'yı telmih ederek, Birinci Mecliste şöyle bir konuşma yapmıştı: "Eskiden Türk olmayan bir talebem vardı. Eski medresemde hamiyetli ve gayet zeki o talebem, ulûm-u diniyeden [din ilimlerinden] aldığı hamiyet dersi ile her vakit derdi: 'Salih bir Türk, elbette fâsık kardeşimden ve babamdan bana daha ziyade kardeştir ve akrabadır. Sonra aynı talebe, talihsizliğinden, sırf maddî fünun-u cedîde okumuş. Sonra ben-dört sene sonra-esaretten gelince onunla konuştum. Hamiyet-i milliye bahsi oldu. O dedi ki: "Ben şimdi, râfızî bir Kürdü, salih bir Türk hocasına tercih ederim.' "Ben de, “Eyvah!' dedim, 'ne kadar bozulmuşsun?' Bir hafta çalıştım, onu kurtardım, eski hakikatli hamiyete çevirdim."2
Burada telmih edilen kişinin Müküslü Hamza Ağabey olduğuna dair ne Üstattan ne de hizmetindeki ağabeylerden en küçük rivayet, en küçük bir bilgi yoktur. Tamamıyla Şahiner’in şahsi yorumudur. Maalesef sonradan M. Latif Salihoğlu, İhsan Atasoy gibi bazı yazarlar da bu yorumu sanki doğruymuş gibi hiçbir araştırmaya tabi tutmadan aktarmışlardır.

Aşağıda bu yorumun tarihi gerçeklerle tamamen zıt olduğunu Risale-i Nur ve tarihi belgelerden yararlanarak ortaya koymaya çalışacağız.
1-Şahiner ağabeyin bahsettiği mektup Emirdağ Lahikası’nda geçer ve iki versiyonu vardır. Bir tanesi “Heyet-i Vekileye ve Tevfik İleri’ye”3 başlığını taşıyor. Diğeri “Reisi Cumhur’a ve Başvekil’e”4 başlıklıdır. Bu mektup aynı zamanda Başbakanlık cumhuriyet arşivinde de bulunmaktadır. Reisi Cumhur’a ve Başvekil’e adlı mektupta güya Hamza ağabeye telmih ettiği söylenen ibare şöyledir: “Ben Van’da iken, hamiyetli Kürt bir talebeme dedim ki: "Türkler İslâmiyete çok hizmet etmişler. Sen onlara ne niyetle bakıyorsun?" dedim. Dedi: "Ben Müslüman bir Türkü, fâsık bir kardeşime tercih ediyorum. Belki babamdan ziyade ona alâkadarım. Çünkü tam imana hizmet ediyorlar. Bir zaman geçti, (Allah rahmet etsin) o talebem, ben esarette iken, İstanbul’da mektebe girmiş. Esaretten geldikten sonra gördüm. Bazı ırkçı muallimlerden aldığı aksülâmel ile o da Kürtçülük damarıyla başka bir mesleğe girmiş. Bana dedi: "Ben şimdi gayet fâsık, hattâ dinsiz de olsa bir Kürdü salih bir Türk’e tercih ediyorum." Sonra ben onu birkaç sohbette kurtardım. Tam kanaati geldi ki, Türkler bu millet-i İslâmiyenin kahraman bir ordusudur.’’5
Bu mektubun yazılış tarihi Prof. Dr. Ahmed Akgündüz hocanın Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi belgelerine dayanarak verdiği bilgiye göre 28.04.1955'tir.6 Belge no:030-63-43-339-6’dır.7 Yukarıda dikkat edersek Üstad, bu talebesi için ‘Allah rahmet eylesin’ diyor. Oysa o tarihte Hamza Ağabey yaşıyor ve Üstad da bunu biliyor. Çünkü Hamza Ağabey’in vefatı 5 Nisan 1958 dir.8
Üstadın Hamza Ağabey’in yaşadığını bildiğini Emirdağ Lahikası-1’deki şu mektubundan açıkça anlıyoruz. “Hem on beş seneden beri şehid olmuş işittiğim ve daima Ubeyd gibi şehid talebelerim içinde ona dua ettiğim, hem İşârâtü'l-İ'câz'ı, hem Onuncu Söz'ü tab eden Molla Hamza hayatta, Irak'ta olduğunu ve Nurları aradığını, memlekete giden kardeşimiz Emin'in mektubunda o müjde, tamamıyla yaramı tedavi etti. Cenab-ı Hakka hadsiz şükür olsun dedim.”9
Dikkat edersek Üstad, bu mektubunda “ben esarette iken, İstanbul’da mektebe girmiş” diyor. Hamza Ağabey ise daha önceki tarihlerde İstanbul’a gitmiştir. Bu konuda yazar İsmet Yüce şu bilgileri aktarır: “9 Ağustos 1912’de kurulan Kürd Talebe-Hevi Cemiyeti’nin kurucu üyeleri arasındadır. 1913’de İstanbul’da çıkan Hevi’nin yayın organı Roji Kürd’de, Kürdçe bölümünü edit etmiştir.”10
Risale-i Nurları azıcık bilen herkes Emirdağ Lahikası-1’deki mektupların, Emirdağ Lahikası-2’den önce yazıldığını bilir. Emirdağ Lahikası-1 daha ziyade 1940’lı yıllara ait yazılmış mektupları içerir. Emirdağ Lahikası-2 ise daha ziyade 1950 sonrası mektupları içerir. Dolayısıyla Üstad, açıkça yaşadığını ifade ettiği bir talebesi için ‘Allah rahmet eylesin’ demez. Demekki burada bahsedilen talebe kesinlikle Hamza Ağabey değildir. Çünkü tarihsel bilgiler hiçbir şekilde uygun düşmüyor.
2-Sanırım Şahiner’i bu yorumu yapmaya iten husus Hamza Ağabey’in Kürdistan Teali Cemiyeti, Kürt Neşri Maarif Cemiyeti vb. derneklerde kurucu ve yönetici olarak yer almasıdır. Oysa bu dernekler Osmanlı İmparatorluğu döneminde yasal olarak kurulmuş ve o günkü Osmanlı bürokrasisinde yer alan neredeyse tüm bürokrat, komutan, vali ve alimler bu derneklere üye olmuştur. Üstadın en yakınında bulunan talebeleri, dostları ve arkadaşları, kitaplarının naşirleri bu derneklerde aktif olarak yer almışlardır.
Örnek olarak zikredersek Kürdizade Ahmed Ramiz, Seyyid Şefik Arvasi, Av. Mihri Hilav, Mutkili Halil Hayali, Abdürrahim Zapsu, Tarihçe-i Hayat’ta İranlı nur talebelerinden diye zikredilen Seyyid Abdülkadirzade Seyyid Abdullah, Cemil Paşazadeler vs. hepsi bu derneklerde yer almışlar. Yine Osmanlı Bürokrasisinde yer alan Şurayı Saltanat (Danıştay) Reisi Seyyid, Abdülkadir Efendi, Mebus, Seyyid Taha, Şeyhülislam Haydarizade İbrahim Efendi, Hicaz Valisi İsmail Hakkı Baban, Bahriye Nazırı Hamdi Paşa, Askeri Hakim Mustafa Paşa vs. yüzlerce kişi bu derneklerde vazife yapmıştır. Üstadın da Kürt Neşri Maarif Cemiyeti, Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti’ne aza olduğu kesin olduğu gibi Kürdistan Teali Cemiyeti üyesi olduğuna dairde kuvvetli belge ve bilgiler bulunmaktadır.
Dolayısıyla bu derneklerde yer aldı diye Üstadın Hamza Ağabeyi telmih ettiğini söylemenin hiçbir imkanı yoktur. Ayrıca bu derneklere üye olduğu için yargılananlar bulunduğuna dair bir bilgi yoktur.
3-Kemalist kadrolar daha sonra kendilerinden olmayan herkesi çeşitli ihanet sıfatlarıyla suçladılar. Hatta İstiklal Savaşının bazı komutanları dahi idamla yargılandılar. Dolayısıyla Kemalist çevre ve mahkemelerin suçlamaları bir bilgi ve belge niteliğini taşımaz. Bundan dolayı onların yargılama ve iddialarından dolayı Üstadın Hamza Ağabeyi telmih ettiğine dair bir şey iddia edilemez.
Değerli dostlar! Bediüzzaman Said Nursi, Nur Talebeleri vs. hakkında bir iddiada bulunulduğunda eğer Risale-i Nurlardan, Üstadın hizmetinde bulunan ağabeylerden, ya da bizzat hakkında iddiada bulunulan kişinin yazı ve hatıraları ile yakın çevresinden bir belge ve bilgi sunulamıyorsa o iddia kabul edilemez. Dileğimiz Necmeddin Şahiner Ağabeyin de yazdıklarında bilgi ve belgeye dayanmayanları tashih etmesidir.
Üstadımıza, Eski ve Yeni Said döneminde ona talebelik eden tüm ağabeylerimize Allah’tan rahmet diler, yaşayan yazar ağabeylere sıhhatli hayırlı ömür dileriz.
Selam ve dua ile.
Dipnotlar:
1. Prof. Dr. Ahmed Akgündüz, Arşiv Belgeleri Işığında Bediüzzaman Said Nursi c. 1, OSAV Yayınları, İstanbul 2013, sh. 36
2. Necmeddin Şahiner, Son Şahitler Bediüzzaman Said Nursi'yi Anlatıyor c. 1, Yeni Asya Yayınları, İstanbul 1993, sh. 108
3. Bediüzzaman Said Nursi, Emirdağ Lahikası 2, sh. 183 (Envar Neşriyat Mobil)
4. A. g. e, sh. 222
5. A. g. e, sh. 224
6. Akgündüz, a. g. e, sh. 868
7. A. g. e, sh. 873
8. İsmet Yüce, Müküslü Hamza, Rudaw Türkçe, 29. 11. 2020
9. Emirdağ Lahikası 1, sh. 263
10. İsmet Yüce, a. g. y
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.