
Prof. Dr. Yasin ÇİÇEK
Risale-i Nur Külliyatı Işığında El-Hâlık
Yâ Hâlık;her şeyi her şeyiyle yaratan,yaratıcı. Yaratmak ve yoktan bir şeyi meydana getirmek sadece Allah'a hastır. Her şeyi yaratmak için yaratıcıda ilim, irade kudret, hayat, sem, kelam, basar gibi sıfatların olması gerekir.
Kur'ân-ı Kerîmde çokça geçen Hâlık ismi bazı ayetlerde El-Hallâk olarak da geçmektedir. Bu tafdil ve mübalağalı şeklidir. En iyi ve mükemmel şekilde yaratan demektir.
Lâ Hâlıka illallah!
"Âlemde her bir şey, bütün eşyayı kendi Hâlık'ına verir." Mektubat/367
"Hem sensin Hâlık! Çünkü biz mahlukuz, yapılıyoruz." Mektubat/265
Aşağıdaki parağrafta izah edildiği gibi Cenâb-ı Hakk'ın iki cihetle bir şeyi yaratması ve meydana getirmesi vardır.
"Evet, Kadîr-i Zülcelal'in iki tarzda icadı var. Biri, ihtira ve ibda iledir. Yani hiçten, yoktan vücud veriyor ve ona lâzım her şeyi de hiçten icad edip eline veriyor. Diğeri, inşa ile sanat iledir. Yani kemal-i hikmetini ve çok esmasının cilvelerini göstermek gibi çok dakik hikmetler için kâinatın anâsırından bir kısım mevcudatı inşa ediyor. Her emrine tabi olan zerratları ve maddeleri, rezzakıyet kanunuyla onlara gönderir ve onlarda çalıştırır.
Evet, Kādir-i Mutlak'ın iki tarzda hem ibda hem inşa suretinde icadı var. Varı yok etmek ve yoğu var etmek; en kolay en suhuletli, belki daimî, umumî bir kanunudur. Bir baharda, üç yüz bin enva-ı zîhayat mahlukatın şekillerini, sıfatlarını, belki zerratlarından başka bütün keyfiyat ve ahvallerini hiçten var eden bir kudrete karşı "Yoğu var edemez!" diyen adam, yok olmalı!" Lem'alar/226
Lâ Hâlıka İllâ Hû!
"Hâlık-ı âlem birdir, Ehad'dir, Samed'dir. Hem her şeyin Hâlık'ı odur. Ehadiyet-i zatiyesiyle beraber doğrudan doğruya her şeyin dizgini onun elinde, her şeyin anahtarı kabzasında, her şeyin nâsiyesini tutuyor. Bir iş bir işe mani olmuyor. Bütün eşyada, bütün ahvaliyle bir anda tasarruf edebilir." Sözler/671
"De ki: her şeyin mülk ve tasarrufu kimin elindedir?" (Mü'minun,88)
"Yani hayat veren yalnız odur. Öyle ise her şeyin Hâlık'ı dahi yalnız odur. Çünkü kâinatın ruhu, nuru, mâyesi, esası, neticesi, hülâsası hayattır. Hayatı veren kim ise bütün kâinatın Hâlık'ı da odur." Mektubat/261
"Her şey, her şeyinde ve her şe'ninde tek bir Hâlık-ı Zülcelal'e muhtaçtır." Sözler/730
"Evet, bir şeyi her şey ve her şeyi bir şey yapmak; her şeyin Hâlık'ına has ve Kâdir-i külli şey'e mahsus bir nişandır, bir âyettir." Sözler/42
"İşte eğer aklın sönmemiş ise kalbin kör olmamış ise anlarsın ki bir şeyi kemal-i suhulet ve intizamla her şey yapan ve her şeyi kemal-i mizan ve intizamla sanatkârane bir tek şey yapan, her şeyin Sâni'ine has ve Hâlık-ı külli şey'e mahsus bir sikkedir." Sözler/315
"Bir küll ne şeye muhtaç ise cüzü de o şeye muhtaçtır. Mesela, bir şecerenin meydana gelmesi için ne lâzım ise bir semerenin vücuduna da lâzımdır. Öyle ise semerenin Hâlık'ı, şecerenin de Hâlık'ı o oluyor. Hattâ arzın ve şecere-i hilkatin de Hâlık'ı, o Hâlık olacaktır." Mesnevi-i Nuriye/83
"Hem bununla beraber Hâlık-ı Zülcelal, her şeye yakın olduğu halde yetmiş bine yakın nurani perdeleri vardır. Mesela, sana tecelli eden Hâlık isminin mahlukıyetindeki cüz'î mertebesinden tut, tâ bütün kâinatın Hâlık'ı olan mertebe-i kübra ve unvan-ı a'zama kadar ne kadar perdeler bulunduğunu kıyas edebilirsin. Demek, bütün kâinatı arkada bırakmak şartıyla mahlukıyetin kapısından Hâlık isminin müntehasına yetişirsin, daire-i sıfâta yanaşırsın." Sözler/357
Tecelli esma mahlukatın nevine bakar. Cenâb-ı Hakk'ın esması mutlaktır ama mahlukat mutlak değildir. Bundan dolayı esmanın tecellisi mahlukata göre değişiyor. Taşta tecelli eden Hâlık ismi ile ağaçta tecelli eden Hâlık isminin meratibi farklıdır. Hâlık isminin sonsuz tecelli ve civesi vardır.
"Mesela ism-i Hâlık meratibi, benim Hâlık'ımdan tut tâ Hâlık-ı külli şey'e kadar olan mertebe-i a'zama kadar meratibi var." Barla Lâhikası/322
اَحْسَنُ الْخَالِقٖينَ gibi tabirler, hâlıkların taaddüdüne bakmıyor. Belki mahlukıyetin envaına bakıyor. Yani "Her şeyi, her şeye lâyık bir tarzda, en güzel bir mertebede halk eder bir Hâlık'tır." Sözler/680
O (Allah) ki, yarattığı her şeyi çok güzel yaptı. (Secde Sûresi,7.)
"İnsan, üstünde nakışları görünen esma-i İlahiyeye âyinedarlık eder. Otuz İkinci Söz'ün Üçüncü Mevkıfı'nın başında bir nebze izah edilen insanın mahiyet-i câmiasında nakışları zâhir olan yetmişten ziyade esma vardır. Mesela, yaratılışından Sâni', Hâlık ismini ve hüsn‑ü takviminden Rahman ve Rahîm isimlerini ve hüsn‑ü terbiyesinden Kerîm, Latîf isimlerini ve hâkeza… Bütün aza ve âlâtıyla, cihazat ve cevarihiyle, letaif ve maneviyatıyla, havas ve hissiyatıyla ayrı ayrı esmanın ayrı ayrı nakışlarını gösteriyor." Sözler/754
"Senin hayatına verilen cüz'î ilim ve kudret ve irade gibi sıfat ve hallerinden küçük numunelerini vâhid-i kıyasî ittihaz ile Hâlık-ı Zülcelal'in sıfât-ı mutlakasını ve şuun‑u mukaddesesini o ölçüler ile bilmektir." Sözler/136
"Mesela sen, ona Hâlık ismiyle yanaşmak istersen; senin hususiyetiyle, sonra bütün insanların hâlıkı cihetiyle, sonra bütün zîhayatların hâlıkı unvanıyla, sonra bütün mevcudatın hâlıkı ismiyle münasebettarlık lâzım gelir. Yoksa zıllde kalırsın, yalnız cüz'î bir cilveyi bulursun." Sözler/211
İnsanın büyüklüğü ve kemalatı mazhar olduğu esmayla alakalıdır.
"Ölmüş yeri ihya edip yüz binler ölmüş taifeleri ihya eden kimdir? Hak'tan başka ve bütün kâinatın Hâlık'ından başka şu işi kim yapabilir? Elbette o yapar. O ihya eder. Madem Hak'tır, hukuku zayi etmeyecektir. Sizi bir mahkeme-i kübraya gönderecektir. Yeri ihya ettiği gibi sizi de ihya edecektir." Sözler/453
"Öyle de hiçbir vecihle mümkün değil ki bu fâni âlemin bâki Hâlık'ı, bunu icad etsin de bâki bir âlemi icad etmesin." Sözler/69
Cenâb-ı Hakk'ın bir çok esması ahireti iktiza ettiği gibi Hâlık ismi de ahirete hüccet ve delildir.
Cenâb-ı Hâlık yanındaki değerimiz takvamıza ve yaptığımız ibadetlerde ki ihlasımıza göredir.
"Ve keza insanın Hâlık'ı yanında mevkii pek büyük olduğu içindir ki âlem-i dünyayı kendisi için değil, beşer için; beşeri de ibadeti için halk etmiştir." İşârât-ül İ'caz/272
اَشْهَدُ اَنْ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ Yani "Hâlık ve Rezzak, ondan başka yoktur. Zarar ve menfaat, onun elindedir. O hem Hakîm'dir, abes iş yapmaz. Hem Rahîm'dir; ihsanı, merhameti çoktur." Sözler/20
"Ve o iki ilaç ise biri sabır ile tevekküldür. Hâlık'ının kudretine istinad, hikmetine itimattır." Sözler/34
Sabır ile Hâlık'ına tevekkül ve iltica ederek; şükür ve hamd ederek, insan bu dünya hayatında ferah içinde yaşar.
Ey Hâlık-ı külli şey! Ey Cenab-ı Hâlık, Ey Cenab-ı Hâlık-ı Lemyezel, Ey Cenab-ı Hâlık-ı Rahîm, Ey Cenab-ı Hâlık-ı Zülcelal, Ey Hâlık-ı A'zam, Ey Hâlık-ı Azîm, Ey Hâlık-ı Ehad, Ey Hâlık-ı Samed, Ey Hâlık-ı Adl, Ey Hâlık-ı Kadîr, Ey Hâlık-ı Kadîm-i Kadîr, Ey Hâlık-ı Kerîm, Ey Hâlık-ı Ferd, Ey Hâlık-ı Lemyezel, Ey Hâlık-ı Zülkemal, Ey Hâlık-ı Hakîm, Ey Hâlık-ı Hakîm-i Alîm, Ey Hâlık-ı Hakiki, Ey Hâlık-ı Rahman, Ey Hâlık-ı Rahîm, Ey Hâlık-ı Mücîb, Ey Hâlık-ı Mennan, Ey Hâlıku'n-Nur, Ey Hâlık-ı Teâlâ, Ey Hâlık‑ı Zülcemal, Ey Hâlık-ı Zülcelal, Ey Hâlık-ı Vâhid ,Ey Hâlık-ı Rahmân-ı Rahîm, Ey Hâlık‑ı Zîşan suretimizi güzel yarattığın gibi siret ve ahlakımızı da güzelleştir.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.