Yangınlar İçre

Çiçekleri Kırmayın Efendiler

Bazı sözler var taşa söylesen ağlar, ağaca söylesen çiçek açar. Ne gariptir ki insan çoğu kere taş kesilir, kuru ağaç gibi dilsizleşir. Oysa çiçeklerin de dili vardır, yalnız kalp kulağı açık olanlar işitir. Her çiçek bir kitaptır, herkese ayrı sayfası açılır, her satırı başka bir sırrı anlatır. Beyaz gül masumiyeti, papatya aşkı, leylak ilk aşkı, karanfil kalp kırıklığını, menekşe vefayı, orkide kıskançlığı, hanımeli şefkati, nilüfer özgürlüğü, kardelen sebatı, gelincik ayrılığı, zambak nezaketi, akasya zarafeti, mimoza alınganlığı, sardunya birliği, lavanta huzuru, nergis saygınlığı, nihayet erguvan Emirgan’ı, mono rosa Sezai Karakoç’u, fesleğen Bediüzzaman’ı, gül Hz. Mustafa’yı (sav), lale bütün çiçeklerin Rabbini hatırlatır.

Yaprakları dua eden ele benzediği için maranta çiçeğine dua çiçeği denilmiştir. İnsanın beden binasını gıdalar, manevi dünyasını dualar inşa eder. Gıdalar da dualar gibi insanın içinde tesbih eder. Sözün özü, insan ne yerse ona benzer. Fasulye böbreğe, ceviz beyne, fındık kalbe benzer. Bazı insanlar çiçek gibidir, çiçekle, duayla beslenir; onlar hep çiçeğe benzer.

Bil ki Allah azdan çoğu yapar. Tohum toprağa düşer çiçek olur. Bir damla su rahime düşer, anneye maya çalar, çocuk olur. Deniz bulutlara yükselir, göğe maya çalar, yağmur olur. Hz. Muhammed (sav) gibi bir çiçek dünya zindanına gelir, dünya cennet olur. Ah ormanda zikreden ağaç, bahçede ilahiler söyleyen çiçek, Amine’nin rahminde kainata nefes veren çocuk olaydım.

Çocukluğunu yaşayamayanlar çiçeklerin kıymetini bilemezler. Çocukluğumuzda öğretmen ‘çiçek ol’ deyince elimizi başımızda toplar, çiçek olurduk. Büyüyünce kırılgan oluyor insan. Çiçek gibi kuruyor, haydi deyince çiçek olamıyor. Güneşle iyi geçin, küstürünce akşam erken oluyor. İnsanla iyi geçin, soğuyunca bir daha ısınmıyor. Çiçekle iyi geçin, kırılınca kuruyor. Çocuklarla iyi geçin, eğilince bir daha doğrulmuyor.

Arı bal alacak çiçeği, Allah çiçek verecek kulu bilir

Arıya bal yapmasını öğreten, çiçeğe de kokmasını öğretmiştir. Çiçeksen eller ne der demeyeceksin, ‘en güzelini Rabbim bilir’ diyecek, çilen neyse çekeceksin. Unutma, arılar en güzel çiçeklere musallat olur. Arı çiçeğe, sinek gübreye gider. Arının gübreye konduğunu gördün mü hiç. Bugün kalbin yanıyorsa çiçek olduğundadır. Canın yansa da işin sonunda bal olmak vardır.

Hayat saksıda çiçek büyütmektir. Toprak kadar gübreye de ihtiyaç vardır. Biri bir avuç toprağı, diğeri gübreyi koyar. Kimisi toprak çekecek, kimisi de gübre çekecektir. Kimisi sefa sürecek, kimisi cefa çekecektir.

Güneş akşam batıyor, sabah tekrar doğuyor. Batmayı göze alamayan doğamıyor. Acılar gün batımıdır, sevinçlere gebedir. Ufuklara dalmayı, toprağa girmeyi göze alamayan çiçek olamıyor, sonbaharı görmeden kuruyor. İnsan ölmeden önce ölünce, kendini kabir ehlinden bilince kök salıyor, çiçek veriyor. Zahmetin arkasında rahmet vardır. Dünyada güzel tohum atan ahirette tuğba ağacı olacak, dal budak salacak.

Fesleğen diken, dal budak salacağı umudunu taşır. O fesleğen saksıda saklı kalmayacaktır. Hafa türabında unutulmayacaktır. Rabbin seni hakikati bağrında taşıyan fesleğen kıldı, dünya saksısında unutmayacaktır, elbet namını, kokunu yeryüzüne yayacaktır. Öyleyse sen tohum at, çiçek vermezse toprak utansın. Yine çiçek çiçek çocuklara, çocuk ruhlu insanlara güzeli anlat, elbette bir gün tutacak; toprak gönüllü insanlar seni başında taşıyacak.

Zannediyorsun ki her yer çöl, attığın tohumlar tutmuyor. Bekle, bulutlar perdeyi açıyor. Hele bir yağmur yağsın bak dünya nasıl da cennete dönüyor. Bil ki bir damla su çiçeğin başını, bir katre gözyaşı insanı arşa kaldırır. Çiçek diriliş umududur. Cenazelere çiçek gönderilmesi bundandır. Her çiçek ölümsüzlüğü anlatan melektir. Çiçek çiledir, sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmıyor. Bebek rahimde dokuz ay kalmadığında eksik doğuyor. Varsın kendini çiçeklerinin efendisi sanan zavallılar, hayatına çiçek katmak varken çile katsın. Avucundan düşen çekirdek yıllar sonra ağaç olarak karşına dikiliyor. Şimdi ekim zamanı, sabret hasada az kaldı. Ölmüşüm de çiçek gönderenim yok, deme. Çiçek dağa başkaldırır, kayayı delip gökyüzüne açılır. Unutma en güzel çiçekler dağlarda açar. Çiçekdağ denilen bir şehir bile var. Şehirler gibi çiçekler de göç eder. Rüzgarın götürdüğü tohumlar başka yerde yeşerir. Hiçbir güzellik yok edilemez. Bütün çiçekler topraktan sökülse de bahar dünyadan sürgün edilemez.

Ezan sussa da ezan çiçekleri haykırmaya devam eder

Ezan çiçeği, akşam ezanıyla pıtır pıtır açar, sabah ezanıyla içine kapanır. Ezan çiçeğinin açmasını istiyorsun karanlığa dayanmalısın. Çiçeklerin ömrü az olsa da sureti bakidir. Bir çiçek solsa da sureti hafızalarda taze kalır. Çiçek olan ebedidir. (Misal: Kâinat ağacının çiçeği Hz. Muhammed (sav)) Çiçeklerin yaprağı koparılsa da, dalı kırılsa da kokusu bakidir. Çiçekler yok edilemez.

Zambak ezan çiçeği gibi zahmete taliptir.

“Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgâr
Işıksız ruhumu sallar da durur.”

diyecek kudret elbette sende de vardır. İki adam hapishane parmaklıklarından baksa biri balçık, diğeri çiçek görür. Zindan balçığında açan çiçek gibi günden güne solduğunu, derin derin soluduğunu düşünüyorsun. Çiçekler kısırlaştırılamaz; sıska da olsa, saksıda da olsa yaşar, biliyorsun. Kimse, çiçek dikenin yağmurunu dindiremez, güneşini söndüremez. Biz yaramıza çiçek basarız, varsın ellerimiz kanlansın, diyebilmektir çiçeklerin Rabbine kul olmak. Çiçeklerin başı diktir, sadece Rabbinin karşısında boyunlarını eğerler; kulların karşısında eğme başını.

Çiçekler yükünü tutmuş sonbahara göç ediyor. Mevsim yükü tutma zamanı. Sen de durma, yoksa çiçek çarpar adamı. Gidiyorsun, madem çiçek olarak git, dünyayı sevmekte ve öpmekte batma. Ah sen içinde ebedi çiçekler taşıyan, bu zahmet tohumlarını öp öp başına koy. Bu toprak Haşir Çiçeği, Haşir Risalesi taşıyor. Unutma Bedüzzaman Barla sürgününde Haşir Risalesini yazmıştı; sen de dünya zindanında Haşir Çiçeği yetiştirebilirsin. Varsın her yerde yangınlar çıksın. Her yangını söndürmek Rabbinin yağmura vereceği arş emrine bakar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum