Şahin DOĞAN
Üç 'İslamcı' Şair
Yakın zamanlarda bu topraklara damgasını vuran üç islamcı sima var: Necip Fazıl, Sezai Karakoç, İsmet Özel. Necip Fazıl Beşir Ayvazoğlu’nun deyişiyle 'tek başına bir nesil' idi. Bütün diğer islamcı ve muhafazakar kalemler onun Çile'sinin altından çıktı. İdeolojik olarak kendini sağda konumlandırmasaydı bu denli takdire layık görülür müydü, sanmıyorum. Çile’deki bazı şiirler ve Bir Adam Yaratmak dışındaki hemen bütün eserleri evrensel olma vasfından hayli uzak. Çok iyi bir kumaştı ama ideolojik takıntılar mahvetti onu. Büyük bir iştiyakla kaleme aldığı İdeolocya Örgüsü’nü bugün okuyan kaç İslamcı genç kaldı?
Sezai Karakoç bütünüyle Necip Fazıl’ın tesiri altındaydı. Ondan farkı ideolojiden ziyade medeniyete önem vermesiydi. Kişilik olarak çok daha kalender ve mütevazi bir insandı. Aynı zamanda çok daha arif ve çelebi bir tarafı vardı. Düz yazıları üstadının gölgesinde kaldı ama şiiri irtifa etmeyi, yani nevi şahsına münhasır bir çizgi yakalamayı başarabildi. Onun için bazılarına göre ‘islamcı şair’ olma payesini Necip Fazıl’dan çok Sezai Karakoç hak ediyordu.
İsmet Özel, İslamcı-muhafazakar gençliği her iki kalemden daha fazla etkiledi. İki üstadının gür ve etkili seslerine rağmen kendine ait yeni bir ses, bir nefes, bir soluk yakalayabildi. Bu çok zor ve büyük bir başarıydı. İsmet Özel’in şiirinde bambaşka bir tını vardı. İslamcı tahayyülün henüz duymadığı, yabancısı olduğu bir tını. Ama yine de önemli olan bu tınının kendisi değildi, bunun islamcı ve muhafazakar mahallede dile getirilmesiydi. Yani mesele edebiyattan çok ideolojikti.
İtiraf etmek gerekirse üç islamcı sima şiirde ne kadar büyükse düşüncede o kadar küçüktü. Necip Fazıl kendisinden başka hiç kimseye çağırmıyordu. Yeniçeri, Doğru Yolun Sapık Kolları gibi eserler birer fikri sefalet örneğiydi. Allah vergisi bir edebi kudret sahibi olabilirsiniz ama düşüncenin her gediğini bununla dolduramazsınız. İsmet Özel’in Üç Mesele’si zamanında çok yankı uyandırmıştı ama bunun nedeni muhatap kitlenin cehaleti, daha doğrusu evrensel tartışmalara karşı meraksızlığı ve ilgisizliğiydi.
Dücane Cündioğlu’nun isabetli deyimiyle İsmet Özel’in Üç Mesele'de yaptığı Heidegger’in modernlik karşıtı felsefi metinlerini şairane bir üslupla Türkçe’ye tercüme etmekten ibaretti. Ama kaç kişi farkındaydı bunun? Belki Sezai Karakoç biraz daha hafif ve farklı ama üç simanın da bizleri davet ettiği biricik ve yegane menzil milliyetçilik. Netice-i kelam, bütün diğer izmler, ülküler ve ideolojiler gibi İslamcılık da meçhul ve mevhum bir gelecek hatırına şimdiki zamanı gözden düşürüyordu.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.