Takva eğitimi

Cenâb-ı Hak, Kur'ân'da imandan sonra en çok takva hakikatine dikkat çeker.

Takva; Kur’an dilinde insana tavsiye edilen en güzel elbisedir. A’raf sûresi bu fıtrî lisana şöyle tercüman olur: “Takva elbisesi: İşte bu en hayırlıdır. Libasu’t takva zalike hayrun."A’raf: 7/ 26.

Takva Kur’an-ı Hakîm’de etka, ittika, müttaki gibi tabirlerle 285 yerde geçer. Cenab-ı Hak ezelî İlâhî kelamıyla takva sahiplerini sevdiğini, onların dostu olduğunu, onlarla beraber bulunduğunu, yardım ve rahmetinin her zaman onların üzerinde bulunduğunu ve her daim takva sahiplerini en iyi bilen olduğunu insana hatırlatır ve takvaya dâvet eder.

Takva; Rubûbiyyet makamının yüceliğine erişmek için günahlardan kaçınarak ibadet madalyalarıyla ödüllendirilmiş, insaniyet-i kübra kıvamında zinetlendirilmiş bir üniforma mesabesindedir.

Takva bir vikayedir, yani korunmadır. Çekinmek, korunmak, itaat etmek gibi mânaları taşır bünyesinde. Allah'a karşı sorumluluk bilincinin geliştirilmesi, kişinin bu sahada eğitilmesi anlamlarını taşır. Kur'ân'ın ve Resûlullahın emir ve yasaklarına karşı son derece duyarlılık bilincinin geliştirilmesi ve topluma yaygınlaştırılması hedeflenmiştir.

Elimizi attığımız, gözümüzle gördüğümüz, dilimizle ifade ettiğimiz, ruhumuzla algıladığımız, kalbimizle hissettiğimiz, kulaklarımızla işitip vicdanımızda değerlendirdiğimiz her şeyin filtre edilmesi, süzgeçten geçirilmesi gerekir.

Toplumun her katmanında erkek ve kadınıyla bu eğitime çok ihtiyaç var.

İlkokuldan itibaren, Rabbimize gereği gibi kul olabilmenin yol ve yöntemlerini ruhlara nüfûz ettirmedikçe, toplumun ıslahı ve felahına engel koymuş oluruz.

Her haliyle ve fiiliyle toplumun değer yargılarını gözeten dürüst, yalansız, hilesiz, zararsız vatandaşlar yetiştirmenin yolu takva eğitiminden geçer.

Özellikle tüm eğitim kurumlarımızda, sosyal medyada, basın-yayın ve görsel zeminlerde Takvâ eğitimi seferberliği ilan edilmeli, başta devlet olmak üzere sivil toplum kuruluşları, aileler, sorumlu ve yetkili tüm kanallar bu işi önemsemelidirler...

Bediüzzaman Hazretleri meseleye Kur'ân penceresinden bakarak çok isabetli tespitlerde bulunmuştur.

"Bugünlerde, Kur’ân-ı Hakîmin nazarında, imandan sonra en ziyade esas tutulan takvâ ve amel-i salih esaslarını düşündüm. Takvâ, menhiyattan ve günahlardan içtinab etmek; ve amel-i salih, emir dairesinde hareket ve hayrat kazanmaktır. "

Şu tespite bakar mısınız, takvâ eğitiminin nasıl verileceği ne kadar veciz ifade edilmiş:

"Hem, takva içinde bir nevi amel-i salih var. Çünkü, bir haramın terki vaciptir. Bir vacibi işlemek, çok sünnetlere mukabil sevabı var. Böyle zamanlarda, binler günahın tehâcümünde bir tek içtinab, az bir amelle, yüzer günahın terkiyle, yüzer vacip işlenmiş olur." (Kastamonu Lahikası)

Takva ve Sünnet-i Seniyye sırrıyla günlük hayatımızdaki hal ve davranışlarımız, yemek, içmek gibi sıradan işler dahi ibadet şuuruyla yapılır. Böylece âdetler ibadetlere dönüşür.

Kalpler yaralı, zihinler karışık, ruhlar perişan, aile hayatı Sünnet dairesinin haricinde yol alıyor... İyiliğe, ma'rûfa davet edenler, kötülüklere set çekenler horlanıyor, öteleniyor olsa da, sonsuzluk ülkesine kanat çırpan insanlığın kurtuluşu adına en evvel ve başta gelmesi gereken bu görevi yerine getirmede göstereceği bir zerre çabanın bu zamanda çok, ama çok ehemmiyeti ve özgül ağırlığı olsa gerek...

Her gün binlerce günahın hücumuna maruz kalan bir gencin sığınacağı takvâ ile Kur'ânî atmosferi soluklaması, onun ebedî hayatını kurtaracaktır inşallah...

Her gün güzel elbiselerle müzeyyen bir vaziyette çıktığımız sosyal hayatın tehlikeli tuzaklarından içimizdeki takvâ libasıyla korunmak gerektiğini öncelikle nefsimize kabul ettirmemiz gerek.

Her şeyimiz kudret elinde olan yüce Rabbimize sığınıp, O'nu noksan ve eksiklerden ârî ve berî olduğunu, tek övgüye layık Zât-ı Akdesi senalarımızla şanını yücelttiğimizi ve Ondan başka hiç bir ilah ve ma'bûd bulunmadığını günde beş vakit namazda defalarca ilân ettiğimiz ve belki de farkına ve idrakine varmadan tekrar ettiğimiz bir Sübhâneke duasında yoğunlaşmış takvâ eğitiminin farkındalığıyla ibadetlerimizi, hayatımızı, geleceğimizi, sağımızı ve solumuzu koruma altına alabileceğimizin şuuruyla yaşamak bahtiyarlığına erişebiliriz!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum