Risale-i Nur yeniden dirilişin reçetesidir

İlkokul çağlarında öğretmenlerimiz ve hocalarımız bizlere 32 farzın erkânlarını öğretirken ilk önce imanın altı şartı olan amentüden başlamışlardır. Kısaca bu rükünleri tekrar edecek olursak;

Allah'ın (c.c.) varlığına ve birliğine inanmak.
Allah'ın (c.c.) meleklerine inanmak.
Allah'ın (c.c.) kitaplarına inanmak.
Allah'ın (c.c.) peygamberlerine inanmak.
Ahiret gününe inanmak.
Kaza ve kaderin, hayır ve şerrin Allah'tan (c.c.) geldiğine inanmak.

Kur’an-ı Kerim tevhid, nübüvvet, haşir ve adalet olmak üzere dört ana konu ve maksat üzerinde durmaktadır. Bunlardan haşir, saadet-i ebediye dediğimiz yeniden diriliş ve ahiret hayatımızı konu edinmektedir. Risale-i Nur Külliyatında saadet-i ebediye, ahiret, haşir, cennet, cehennem, yeniden diriliş, bâki hayat, İhya, mevt (ölüm), kıyamet, yaratılış, dünya hayatı, ahirete iman, kıyamet alametleri, ruh, mükafat, mücazat, imtihan, kâinat olmak üzere iman hakikatleri üzerinde çokça ve önemle durulmaktadır. Risale-i Nur Külliyatının fihristi Mesnevi-i Nuriye olmakla birlikte ana kitabı ise Sözler mecmuasıdır. Bu bağlamda “Sözler” mecmuası Mektubat, Lemalar ve Şualar eserlerini de kapsadığından bir bakıma Risale-i Nur’un ikinci bir ismi olarak da bilinir.

Sözler mecmuasında;

▪ 10. Söz olan Haşir Risalesi başlı başına ahirete iman ve yeniden dirilişin reçetesini verir.

▪ Birinci suretten on ikinci surete kadar haşrin ispatı yapılarak ahirete iman, yeniden diriliş ve haşir, öldükten sonra dirilme, ahiret âlemi, Cennet ve Cehennem, içinde yaşadığımız dünyada ahiretin varlığını gösteren deliller, insan hafızası ile levh-i mahfuz arasındaki münasebet, dünyanın her yerinde görülen sürekli faaliyet ve değişikliklerin bir başka âleme işaret etmesi, varlıklarda görülen hikmet ve düzenin adalete, adaletin ise mahkeme-i kübraya işaret ettiğini vurgular.

▪ Mukaddimenin dört işaretinde de Hazreti Peygamberimizin (sav) varlığının önemi ve görevlerinin ahiretin varlığına işaret etiiğini açıklar. Cenab-ı Allah’ın gözümüz önünde cereyan eden şu geçici dünyada sürekli özenle icat etmesinin daimi memleketimiz olan ahireti de icat etmesine delil olacağını ispat eder.

▪ Birinci hakikaten on ikinci hakikate kadar Allah’ın Rab, Kerim, Rahim ve Mucib, Cevad ve Cemil, Hâkim ve Kerim, Âdil ve Bâki, Hafiz ve Rakib, Celil ve Cemil, Muhyi ve Mumit isimlerinin ahirete işaret ettiğini gösterir.

▪ Zeylinde (ekinde) ise; öldükten sonra dirilmeye, ahirete imanın insanın hem şahsi ve hem de içtimai hayatının huzuru ve saadeti için ne kadar gerekli olduğunu izah eder. Birinci parçadan beşinci parçaya kadar ahiret inancının insanlığın ferdi ve içtimai hayatını oluşturan çocuklar, gençler, ihtiyarlar ve aile hayatı ve saadetinin esası ve anahtarı olduğunu, hayatın imanın erkanlarına bakan yönünü, kıyametin gerçekleşmesinin göz açıp kapatıncaya kadar olacağını, ruhların cesetlere gelerek toplanmasını ve cesetlerin yeniden ihya olmasını, dünyanın da bir ömrünün olduğunu ve bunun sonucunda kıyametin kopmasını ikna edici bir şekilde izah eder.

▪ 2. Söz’de, Allah’a iman etmenin lezzeti ve önemini insanın bu dünyada bile yaşarken Cennet hayatını yaşamaya başlayabileceğini ispat eder.

▪ 7. Söz’de, Allah’a ve ahirete imanın insan için gerekliliğini bu dünyadaki faydalarını ve tesirlerini anlatmanın yanında toplumsal ve ferdi hayatta ahiret inancının faydaları ve hayat ile imanın altı rükünlerine bakış açısını ele alır.

▪ 8. Söz’de, dünya hayatının mahiyeti ile hayat-ı baki ve hayat-ı faninin mahiyetini açıklar.

▪ 11. Söz’de, insanın yaratılışının hikmeti ve mahiyetini üzerinde durulur.

▪ 13. Söz’ün ikinci makamı ahiret, kabir hayatı ve gençlik konusunu izah eder.

▪ 14. Söz’ün hatimesi kabir hayatını izah eder.  

▪ 19. Söz’ün onuncu reşhasında Hazreti Peygamberin (sav) kıyamet ve ahiret gibi gelecekteki çok önemli olaylardan haber verdiğini izah eder. 

▪ 22. Söz’ün onikinci burhanında tabiat, ahiret ve yaratılış üzerine açıklamalar yer alır.

▪ 24. Söz’ün üçüncü dalında kıyamet alametlerinden bahseder.

▪ 24. Söz’ün dördüncü dalında insan, cin, melek ve hayvanların görevleri ve yaratılış hikmetlerini açıklar.

▪ 26. Söz’de, Kader Risalesinde kader ve cüz-i iradenin ahirete bakan yönlerini açıklar.

▪ 28. Söz’de, Cennet hayatı ve Cehennemin varlık sebepleri ile kıyamet, ahiret ve ruhun varlığına ve ölümsüzlüğüne dair delillerini izah eder.

▪ 29. Söz’ün mukaddimesinin birinci esasında bekâ-i ruh ve hayatın sırrı, ikinci esasta saadet-i ebediye ve haşiri on medar ile izah eder. üçüncü esasta haşrin gereği üzerinde durulur. Dördüncü esasta ise kıyametin vukuu ve oluşunu, çürüyen kemikleri kimin dirilteceğini izah eder.

Mektubat mecmuasında;

Birinci Mektubun üçüncü sualinde Cehennemin nerede olduğuna dair makul açıklamalar ile Cennet ve Cehennemin Allah’ın lütuf ve kahrının iki tecellisi, ve kainat ağacının iki meyvesi ve dünyanın iki ürünü olduğunu ortaya koyar.

▪ 10. Mektup’ta, meydan-ı haşir nerededir sorusuna ikna edici cevap verir.

▪ 17. Mektup’ta, küçük yaşta çocuğu ölenlere bir teselli vererek ahirette çocuklarının aynıyla kendi kucaklarına verileceğini izah eder.

Lemalar mecmuasında;

▪ 3. Lem’ada, bekâ için yaratılan ve bekâya aşık olan insan ruhunun Allah’a karşı hakiki görevini bildiğinde hem dünyada hem de ebedi hayatında huzur bulacağını açıklar.

▪ 25. Lema olan Hastalar Risalesinde özet olarak ehl-i imana gelen musibetlerin esasında musibet olmadığını belki Cenab-ı Hakkın bir hatırlatması ve ikazı, şefkatli bir iltifatı olduğunu göstererek deva yerine geçeceğini, ayrıca hastalıkların ömür dakikalarını binler saat ibadete çevirerek şükredilmesini ve neticesinde ahirete hazırlık yapılması noktasında sermaye olacağını ifade eder.

▪ 26. Lema’da İhtiyarlar Risalesinin beşinci ricasında ahirete imanda kuvvetli bir teselli olduğunu anlatır.

▪ 13. Lem’anın on ikinci İşaretindeki ikinci soruya cevap olarak Cehennemin kötü amellerimizin cezası Cennetin ise fazl-ı ilahi olduğunu açıklar.

▪ 30. Lema’nın beşinci nüktesinde hayatın imanın altı erkanını baktığını ve ispat ettiğini anlatır.

Şualar mecmuasında;

2. Şua’nın haşiyesinin ikinci meselesinde ruhların cesetlere gelmesi ile cesetlerin yeniden dirilişini güzel birkaç misal ile anlatır. 

▪ 9. Şua’da, haşir akidesinin insanın hem şahsi ve hem de cemiyet hayatının saadetlerinin anahtarı olduğunu ve ne kadar gerekli olduğu ile ruhi ve hayati neticelerinden birkaç tanesini anlatır.

▪ 11. Şua’da, meyve risalesinin ikinci meselesinde ölümün karşısında takınılacak tavır ne olması gerektiğini, yedinci meselesinde ise bize ahreti anlat diyen hapiste yatan musibet zedelere verilen cevabı, sekizinci meselesinde ahirete imanın, hem ahiret saadetine, hem dünya saadetine medar olacağından bahsetmektedir. 

15. Şuanın birinci makamının yedinci ve on birinci kelimelerinde, ölümü verenin ve neticede yine dönüşün ancak O’na olacağını kısa bir şekilde izah eder.

Sizleri, mevt, haşir ve ahiret hayatına ilişkin birkaç vecize ile tefekküre davet ediyorum:

▪ “Madem dünyada hayat var; elbette insanlardan hayatın sırrını anlayanlar ve hayatını sû-i istimal etmeyenler, dâr-ı bekâda ve cennet-i bâkiyede hayat-ı bâkiyeye mazhar olacaklardır.” [1]

▪ “Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde, fani dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme.” [2]

“İnsan bir yolcudur, o yolculuk ise; âlem-i ervahtan, rahm-i maderden, gençlikten, ihtiyarlıktan, kabirden, berzahtan, haşirden, köprüden geçen ebedü’l âbâd tarafına doğru devam eder.[3]     

▪ “Kıyamet ve haşre benzeyen kış ile baharı her vakit bilmüşahede icad eden bir Kadir-i Zülcelal’den, insan nasıl ademe (yokluğa) gidip kaçabilir, toprağa girip saklanabilir? Madem bu dünyada ona layık muhasebe görülüp hüküm verilmiyor, elbette bir mahkeme-i kübra, bir saadet-i uzmaya gidecektir.”[4]

▪ “Ölüm, ehl-I hidayet ve ehl-I Kur’an için, öteki âleme gitmiş eski dost ve ahbablarına kavuşmaya vesiledir, hem hakiki vatanlarına girmeye vasıtadır, hem zindan-ı dünyadan bostan-ı cinana bir davettir, hem Rahman-ı Rahim’in fazlından kendi hizmetine mukabil ahz-ı ücret etmeye bir nöbettir, hem vazife-ı hayat külfetinden bir terhistir, hem ubudiyet ve imtihanın talim ve talimatından bir paydostur, Azrail aleyhisselam bugün gelse, hoş geldin, safa geldin diye gülerek karşılayacağım.” [5]

▪ “Zaman gösterdi ki : cennet ucuz değil, Cehennem dahi lüzumsuz değil.” [6]

▪ “ Madem bu karışık mevcudat dâr-I faniden dâr-I bekaya akıp gidiyor; elbette nasıl ki hayır, lezzet, ışık, güzellik gibi şeyler Cennet’e akar, öyle de şer, elem, karanlık, çirkinlik, küfür ve zararlı maddeler Cehennem’e yağar ve mütemadiyen çalkalanan kâinatın selleri o iki havuza girer, durur.” [7]

Allah’a emanet olunuz.

Kaynakça:
[1], [3], [4],[5], [6]-Risale-i Nur Külliyatı, Sözler
[2]-Risale-i Nur Külliyatı, Mesnevi-i Nuriye 
[5]-Risale-i Nur Külliyatı, Mektubat
[7]-Risale-i Nur Külliyatı, Asa-yı Musa

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum