"Risale edebiyat" edebi ürünlerinizi bekliyor...

"Risale edebiyat" edebi ürünlerinizi bekliyor...

Risale edebiyat editörünün yazısı...

"Risale edebiyat" edebi ürünlerinizi bekliyor...


Her kültür hareketi taşıyıcıları üzerinden sonraki nesillere aktarılır. Ağaç hakkında hüküm vermenin yegâne yolu meyvesi olmasa bile en kestirme yolu olduğu bir gerçektir. Risale-i Nur kaleme dayalı iman, kültür ve aksiyon hareketi olarak meydana çıkmış, tezini insan-insan, insan-kâinat, insan-Allah ilişkisi üzerine bina etmiştir. İnsan, kâinat ve Allah arasındaki ilişki Risale’de Esmâül Hüsnâ sistematiği ile açıklanır.

Risale’de varlıklar temel olarak mahlûkat ve masnuat olarak ikiye ayrılır. Varlığın mahlûkat tarafı her şeyi hikmetle halk eden Hakim isminin tecellilerine mazhardır ki ucu Marifetullah’a çıkar. Masnuat tarafı her şeyi sanatla yaratan Sanii isminin tecellilerine mazhardır ki ucu Muhabbetullah’a çıkar. Bu minvalde mahlûkatın yüzünde esmâ ve marifet, masnuatın yüzünde hüsnâ ve sanat görünür.

Şüphesiz varlıkların masnuat ve mahlûkat tarafı birbirinden kesin çizgilerle ayrılamaz. Zira bunlar bir bütünün birbirini tamamlayan parçaları hükmündedir. Cemal içinde Celal, Celal içinde Cemal görünmesi gibi mahlûkat içinde masnuat, masnuat içinde mahlûkat görünür.

Bu güne kadar Risale-i Nur’dan beslenen aydın, düşünür, bilim insanı ve yazarlar tarafından iman hizmeti bağlamında Risale’de bahsedildiği şekilde Esmâ-i Hüsnâ’nın “Esmâ” tarafının hayli işlendiği görülüyor. Bununla beraber “Hüsnâ” tarafının Risale’deki dil ve duyarlılıklar dikkate alınarak yeterince işlendiğini söylemek zor. Bu alandaki çalışmalar çok sathi kalmış olup, Risale’nin edebiyat ve sanat tarafına yapılan vurguların klasik edebiyat ve sanat kuramlarını ve anlayışlarını, bu alanda yazılan çok az sayıdaki şiir, hikâye ve romanın belli bir dil ve edebiyat düzeyini aşamadığını görüyoruz.

Öte yandan Risale’deki edebiyat ve sanat kavramları ile kuramlardan hareketle Risale dili oluşturmaya çalışanlar da yok değil. Ne var ki bu tür çalışmalar Nur Talebeleri arasında çok fazla karşılık görmediğinden, bunların edebiyat dünyasında gün yüzüne çıkması gecikmiştir. Bu durum, Risale’nin edebiyat ve sanat anlamında ehil ellere ulaşmasını geciktirerek, birçok edebiyatçı, yazar ve düşünürün Risale’ye karşı mesafeli olmasına neden olmuştur.

Bu gün edebiyat ve sanat dünyasında Risale dili, edebiyatı, sanatı üzerine yeterince eserin yayımlanmamış olmasının, bunlardan hareketle örnek edebi metinlerin oluşturulamamasının nedeni Risale-i Nur talebelerinin içerden bir ses olarak bu konuda örnek metinler ile tartışma ve müzakere zemini oluşturamaması olarak açıklanabilir.

Risale dilinin inşası anlamında dünya edebiyatının ve sanatının geldiği noktayı dikkate alarak “Risale, edebiyat ve sanat” konuları üzerine düşünmek, bunları dillendirmek, bunun kuramsal altyapısını sağlamak gerekiyor.

Sezai Karakoç’un değişiyle bir İslam kültür ansiklopedisi niteliği taşıyan Nursi dinde, dilde, düşüncede, medeniyette, kültürde bütün İslam birikimini yenileyen ve onu hayatımıza taşıyan bir münevver olarak karşımıza çıkmıştır. Telif ettiği Risale’lerin en güçlü yanı müellifinin din dilini Kur’an’ın üslubuyla dönüştürerek i’cazlı bir şekilde, okuyanı hayrette bırakan bir üslupla insanlara ulaştırmasıdır.

Bu minvalde Risale’deki en belirleyici metin; Kur’an’ın diğer ilahi ve beşeri kitaplardan en önemli üstünlüğü olan edebi, sanatsal, i’cazlı dilini anlattığı Mucizat’ı Kur’aniyye Risalesidir. Keza Eski Said döneminde kaleme aldığı Muhakemat, Asar-ı Bediyye ve yer yer Mesnevi Nuriye, Nursi estetiğinin boyutlarını göstermesi açısından önemli eserlerdir. Bir Nursi estetiği yukarıda belirttiğimiz kitaplarda mevcuttur ama bir Nursi estetiğinden hakkıyla söz etmek için ortada bu eserlerin şerhi niteliğinde emsal metinler yeterince yoktur. Bunun için yukarıda isimlerini zikrettiğimiz metinler inceden inceye tetkik edilerek, edebiyatın ve sanatın geldiği noktalar da dikkate alınarak karşılaştırmalı şekilde şerhleri yapılmalı, bunları müzakere zeminleri oluşturulmalı, edebiyat türleri dikkate alınarak atölye çalışmaları yapılmalı, bunların yazılı ve görsel basında dolaşıma sokulması sağlanmalıdır.

Risale’nin edebiyatımızda, edebi eserlerimizde yeteri kadar derinlikli işlendiğini söylemek çok zor. Risale’nin ve Nursi’ın konu edildiği şiirler, hikâyeler, romanlar yazılmıştır. Fakat bunların belli bir edebi dili aştığını söylemek zordur.

Risale’den beslenerek ortaya konulan örnek metinlerin azlığı Risale’nin edebiyat ve sanat tarafının Türk ve dünya aydınları tarafından yeterince tanınmasına, anlaşılmasına ve bu yönde örnek metinler ortaya çıkarmasına imkân vermemektedir.
Su bulunduğu kaba göre şekil alır. Fakat suyun içinde bulunduğu kap ne olursa olsun, suyun özü değişmeyecek, sadece bulunduğu kabın görüntüsüne bürünecektir. Risale’deki edebi ve estetik duyarlılıkların 50 yıl önceki insanın dil ve üslup kabulleri ile sınırlı kalması düşünülemez. İnsan da bir sudur ve bulunduğu çağın/kabın şeklini alır. Zamanla değişen değer yargıları elbette dilde, düşüncede ve edebiyatta yeni söylemler, kaplar ve kalıplar ile kendini gösterecektir.

Bir edebi ve estetik metin bulunduğu çağın tarihini taşır. Çağlara göre toplumu düzenleyen normlar ve değerler değiştiği gibi edebi verimler de tema/konu, şekil ve tür olarak sürekli değişim halindedir. Tarihin bir döneminde masallar ve hikâyeler ön plana çıkarken, bir başka döneminde destanlar, türküler ve şarkılar geçer akçe olabilir. Şiirde bir dönem hece ve aruz ön planda iken, kimilerine göre Ahmet Haşim ve Yahya Kemal ile, kimilerine göre de Nazım Hikmet’le birlikte modern/serbest şiire geçilmiştir.

Sanat amaç değil, araçtır. Asıl olan içeriğin aktarılmasıdır. Bir sanatsal metnin klasikleşmesi ancak çağın değişen iktisadi, siyasi, sosyolojik, psikolojik, kültürel ve edebi/sanatsal şartları dikkate alarak çağdaş/modern kalıplarla sunulması ile mümkündür. Bu bakımdan Risale merkezli bir dil ve düşünce atmosferi oluşturulurken Risale’deki edebi ve estetik duyarlılıkların modern sanatın imkânlarından yararlanılarak dillendirilmesi tercihten öte bir zorunluluktur.

Bu anlamda Yahya Kemal ve Tanpınar bizim için emsal teşkil edebilir. Yahya Kemal Osmanlı medeniyeti ve gelenek ile olan ilişkisini yenilenerek değişim şeklinde uygularken, Tanpınar değişerek yenilenmeyi önemsemiştir. Risale’deki edebi ve estetik duyarlılıkları modern sanata göre güncellerken ve buna uygun örnek metinler ortaya koyarken  “değişim, dönüşüm yenilenme, eklemlenme…” gibi kavramların üzerinden bir tekrar yoruma ve şerhe girişebiliriz.

Bunun için Risale’nin yazıldığı felsefi, sosyolojik ve psikolojik zemin ile hikmet ve sanatsal derinliğinin iyi kavranılması gerekiyor. Her geçen gün bunun kavranıldığına işaret eden gelişmeler yaşıyoruz. Nursi ve onun şahsında Risale, edebiyattan sinemaya sanatın bütün kollarında yavaş yavaş işlenmeye başlıyor. Bu minvalde kısa süre önce Taha Çağlaroğlu “Risale-i Nur Estetiği” isimli inceleme-araştırma kitabını yayımladı. Sadık Yalsızuçanlar “Yolcu” ve “Yakaza” gibi kitaplarına Nursi’nin hayatından kesitler sunduğu “Dem” isimli romanını ekledi.

Görsel medyada son yıllarda hareketlilik söz konusu. Risale odaklı yayın yapan yayın organları Nursi ve Risale ile ilgili belgeseller çekiyor. Kısa süre önce gösterime giren “Hür Adam” bu çerçevede çok ses getiren bir yapım olarak kayıtlara geçti. Nursi’ye ilgili sağ/muhafazakâr medya ile de sınırlı kalmadı. Kendini solcu olarak ifade eden Yusuf Kenan Beysülen ve Cemalettin Canlı Nursi’yi insan olarak ortaya koyma çabası içeren “Yolcu” isimli belgeseli çekti. Kısa süre sonra bu belgesel İletişim Yayınlarınca kitap olarak yayımlandı.

Bütün bunlar Nursi’ye ve onun eserlerine olan ilgiyi artırdı. Farklı görüşten birçok yazar, edebiyatçı ve sanatçı konuyu köşelerine taşıdı.

Risale sosyolojik anlamda kaleme dayalı bir iman ve kültür hareketi. Şüphesiz Risale’den hareketle birçok edebi ve sanatsal ürün ortaya koyulabilir. Bunun usulünü, üslubunu ve esasını Üstad 1911 yılında Muhakemat isimli eserinde ortaya koymuş. Muhakemat’ın yazılışının 100. yılı nedeniyle Risale ve sanat ekseninde 2010 yılı içinde Risale Akademi tarafından aralarında Pof. Dr. Himmet Uç, Prof. Dr. Ahmet Atan, Dr. Suad Alkan, Taha Çağlaroğlu, Ahmet Yıldız, Mustafa Akca ve Caner Kutlu gibi yazar ve akademisyenin de bulunduğu çalıştaylar ve toplantılar düzenlendi.

Risale Akademi tarafından düzenlenen Risale-i Nur ve Sanat Çalıştaylarından ilki 22 Mayıs 2010'da, ikincisi de 24 Temmuz 2010'da Ankara’da yapıldı. Son çalıştay ise yine Ankara’da, 29 Ocak 2011 tarihinde gerçekleştirildi.

Bütün bunlar bizde Risale-i Nur’daki sanat ve edebiyatla ilgili duyarlılıkları dikkate alan bir izlekte internet ortamında yayın yapmak fikrini oluşturdu. Bu minvalde Risale Haber olarak sitemizde “edebiyat” bölümü açmış bulunmaktayız.

Edebiyat bölümünde özelde Risale-i Nur, genelde İslam’daki  sanat, estetik ve belağatla ilgili duyarlılıkları dikkate alan bir izlekte yayın yapacak.

Çağın değişen koşullarını, şehir kültürünü ve hayatı edebi bir dil ile dillendirmeye çalışan kişilerin buluşma noktası olacak. Bu minvalde şiir, öykü, deneme, makale, eleştiri, müzik, sinema, resim, fotoğraf, karikatür, forum, röportaj, iktibas türlerinde ürünler yayımlayacak. Sanatın bütün türlerinde içerden bir ses olarak bu konuda örnek metinler ile tartışma ve müzakere zemini oluşturma gayreti içinde olacak.

Türkiye’deki ve dünyadaki edebiyat, sanat ve kültür alanındaki gelişmeleri takip ederek yeni temalara ve türlere katkı sağlayacak. Başta Risale-i Nur olmak üzere bütün İslam kültürü, edebiyatı ve sanatı bağlamında oluşturulacak arama ve kaynak oluşturma çalışmalarını destekleyerek, objektif tartışma alanları oluşturacak. Genç kalemlerin yetişmesini sağlayacak.

Bölümde bundan böyle Suad Alkan, Taha Çağlaroğlu, Sadık Yalsızuçanlar, Caner Kutlu, Mustafa Akça, Ahmet Atan, Mehmet Kaplan, Levent Bilgi, İsmail Süphandağı, Rasim Soylu, Esat Akbal gibi Risale’den beslenen yazarların ve sanatçıların ürünlerini okuyabileceksiniz.

Uzun vadede özelde Risale, genelde İslam kültür, sanat ve edebiyat anlayışı ve uygulamaları için bir sanal kütüphane olacağını umut ediyoruz. Bu minvalde başta Risale’den beslenen yazarlar olmak üzere, bütün yazarlarımızın ve okuyucularımızın katkılarını beklediğimizi hatırlatalım. Sitemizde değerlendirilmesini istediğiniz deneme, makale, hikaye, şiir, resim, fotoğraf, sanat ve edebiyat ile ilgili haber, yazı vb. ürünleri bize ulaştırabilirsiniz.

İLETİŞİM:
[email protected]

Yazar: Mustafa ORAL