Norşin Karargahı(!)

Bu sıra basına konu olan Bitlis’in Norşin (Güroymak) ilçesi… Cumhurbaşkanının bu yeri ziyaretinde İlçenin halen kullanılan ismi olan “Norşin” adını kullanması, bazı pimpiriklileri, isme ve çağrışıma uyuz olanları, harekete geçirdi.

Öküz altında buzağı arayanlar, sağa, sola çekenler bu olayı diline doladı. Habbeyi kubbe yapmakla meşhur ve oldum olası İslam’a ait ne varsa potansiyel suç sayan Cumhuriyet gazetesinin yorum şekli ise hayli enteresan.

Efendim neymiş “Norşin Said Nursi’nin Karargahıymış” da Cumhurbaşkanı bu ismi bilerek seçmişmiş de, daha ne inciler, ne kehanetler.

Aklı başındaki insanı hayrete sokan bir değerlendirme. Karargah, kelime manası Askeri kumanda merkezi.

Norşin Bediüzzaman’ın zamanında köy idi. 5-10 haneli bir köy. 1987’de İlçe olmuştur. Yirmi yıllık tarihi olan Küçük bir ilçedir.

Bediüzzaman, Ağabeyiyle yaklaşık yüz sene evvel Norşin’e geldiğinde, 10 yaşlarında bir masum çocuktur ve toplam 5-6 ay burada kalmış; sonra  buradaki bazı uygulamaların izzetli olan Said’in izzetine dokunması üzerine Hizan’a geri dönmüştür.

O tarihlerde yolu yok, adı sanı yok küçük bir yer. Şimdiki alelade bir köydeki ilkokul kadar ve 20-25 talebeyi barındıracak küçük bir Medrese, tekke ve küçük bir mescit ve mezarlık ve türbeden oluşan yerleşim alanı dışında dağ kenarında ıssız bir yer.

Ama Cumhuriyet gazetesi, Said Nursi’nin karargahı olarak bu yeri ilan ediyor. Sanki Nükleer silahların bulunduğu, yüzlerce savaş uçaklarının inip kalktığı, en gelişmiş silahlarla korunan, emrindeki Orduyu savaşa hazırlayan Türkiye’yi ve dünyayı istila etmeye çalışan generallerin olduğu bir karargahmış gibi vermesi enteresan.

İnanın insanın dudaklarını uçurtacak cinsten bir cerbeze, habbeyi Kubbe gösterme sanatı, ve insanları yanıltma, kin ve nefretin derecesini izhar ve bazı yerlere hedef gösterme, işte bu kadar olur.

Bu gazeteyi cerbezede birinci sayıp taçlandırmak lazım…

Çocuk yaştaki bir insanın yüz sene evvel gelip üç beş ay kaldığı ve gidip bir daha uğramadığı bir yeri sanki, binlerce insanın silahlı talim terbiye gördüğü ve bunların organize edildiği, Devletin altını oyacak, dünyayı ele geçirecek bir karargahmış gibi göstermek zerre kadar insafı ve vicdanı olan bir insanın yapamayacağı bir değerlendirmedir.

Cumhuriyet gazetesinin böyle bir cerbeze ile işi nereye vardırmak istediği bizim meçhulümüz değil. Karargah değerlendirmesiyle korku dağları oluşturmak, hayali irtica tehlikesine dikkat çekmek, Norşin’deki 15-20 masum talebeyi bir yerlere jurnallemek, antidemokratik yollardan medet umanlara malzeme sağlamak, Cumhurbaşkanına hayali senaryolarla çamur atmak, Hükümeti irticayla ilişkilendirmek, yani bir taşla on kuş vurmak.

Yemezler!..

Bediüzzaman’ın karargaha ihtiyacı yok, Norşin’dekilerin de... Orduya da ihtiyacı yoktur. Hele alavere dalaverelere, devleti ele geçirmeye organize şeylere hiç ihtiyacı yoktur.

Bediüzzaman’ın öyle gizli kapaklı şeylere de ihtiyacı yoktur ve tenezzül de etmemiştir.

Sizin ve en dünyaperestlerin taptığı dünya makam ve mevkilerinde gözü de yoktur.

Said Nursi’nin bir elinde Kur’an, diğer elinde seccade ve tüm dünyalığı ise bir sepeti dolduracak kadardır...

Bu servetle (!) altınızı oymuş, dünyanızı başınıza yıkar hale getirmişse helal olsun şu Bediüzzaman Said Nursi’ye…

Bir tek adam, yalnız, garip, yarım ümmi ve ihtiyar, demir gülle gibi oturmuş dünyalıların midesine. Gel de selam durma o şanlı Said’e.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
4 Yorum