Ölüm araya girmeseydi

Bazen ölüm kopukluğu beraberinde getiriyor. Tashih imkanını ortadan kaldırıyor. Sözgelimi Hıristiyanlık tarihinde en önemli dönüm noktalarından birisi Arius'un kilise tarihinde önemli bir rol oynayacağı veya ana çizgiyi temsil edeceği yerde ölümüyle tali ve heretik bir çizgi haline gelmesidir. Kilise içindeki çekişmede Arius ve ona bağlı olanlar kazansaydı bir nevi tevhit çizgisi hakim ve kazanmış olacaktı. Arius ölmeseydi belki teslis çığırı öne çıkmayacaktı, tutmayacaktı ve ana akım haline gelmeyecekti. Kadük kalacak ve sınırlı bir tesire sahip olacaktı. Lakin 'vakitsiz' gelen ölümüyle birlikte esasında dinler tarihi açısından heretik olan teslis çizgisi yerine geçmiş ve kazanmıştır. Kimileri Arius'un ölümünde komplo etkisi arıyor ve öldürüldüğünü savunuyor.

Kesin olmasa bile böyle bir ihtimal göz ardı edilemez. Her ne ise kader böyle hükmetmiş. Teslis şirkiyat ve paganizme dönüşü temsil ediyor. Bazı şeylere kader müsaade etmiyor. Arapların 'Acelethu’l münye veya meniye' diye bir tabirleri vardır. Acelethü'l meniye veya vafathu'l meniye yani ecel onu ansızın yakaladı ifadesinde olduğu gibi bazen ölüm ani ve habersiz geliyor. Erken gelen ölüm planların, yapılan gelecek hesaplarının önüne geçiyor. Bazen müracaat yani gözden geçirmeler yapılıyor ve hak nisabını bulmak üzere iken ölüm yetişiyor ve ani ölümle birlikte denklem sil baştan değişiyor. Mesela Arius daha sonra ölseydi belki de bugün kilise tevhit üzerinde kalacaktı ve İslamiyet’in sahasını kapatacaktı. Lakin Allah başka bir şey murat etmiş olmalıdır. Tevhit çizgisi daha sonra İslam yoluyla inkişaf ve devam etti.

İrşad ekseninde kalmak

Hasan el Benna ve İhvan hareketi de özellikle İsrail'in kurulmasıyla birlikte yoğun bir dönem geçirmiştir. Hareket kendini Filistin'i savunmaya adamıştır. Bu da küresel anlamda düşmanlık kazanmasına vesile olmuştur. Bu süreçte Hareket adeta kontrolden çıkmış, türbülansa girmiştir. Bunun temel nedenlerinden birisi mayınlı tarla olan davet ile siyasetin birlikte icra edilmesidir.

Hasan el Benna şahadetinden bir yıl önce hac dönüşünde (1948) çalkantılı bir dönemden geçerken gözden geçirmelerini tamamlasa idi davet ile siyaset ilişkileri daha sağlıklı ve dengeli bir zemine oturabilirdi. Ebu'l Hasan en Nedevi İhvan hareketi üzerinde derin gözlemler yapmış birisidir. Benna'nın gıyabında ve sonrasında siyaset üzerinde zaman zaman onlara nasihatleri olmuştur. Biz de onun nasihatlerini Siyaset ve İtidal kitabında ele almıştık. Kısaca Ebu'l Hasan en Nedevi İhvan'a siyasette İmam Rabbani yolunu yani feragat yolunu tutmasını önermiş ve salık vermiştir. Bir başka deyimle aktör değil faktör olmalarını tavsiye ediyordu. Lakin İhvan doğrudan siyaset yoluna girmiş ve bu alanda ilerlemeler kaydetmişti. Bu da içeride ve dışarıda birçok kesimi ürkütmüştür. Bazı taraftarları başına buyruk hareketlerde bulunmuşlar. Bu da harekete mal olmuştur.

Ebu'l Hasan en Nedevi bu hususta şunları söylüyor: "Faziletli Genel Mürşid Hasan el Benna bu türbülansı ve çalkantıları hissedince, hac dönüşünde kendi kendine şu karara vardı: Hareket tarzını değiştirmek ve terbiye ve nefisleri tezkiyeye daha fazla önem vermek ve cemaat tabanını gerekirse dar tutmak ve genişlememek. Yani daha fazla taraftar kitle edinmek yerine mevcudu eğitmeye ve tezkiye etmeye ağırlık vermek. Fakat Mısır'daki hadiseler bu düşüncesinin önüne geçti ve dizginleri elinden kaçırdı. İhvan hapishanelere atıldı ve dolduruldu. İmam Hasan el Benna bu gelişmelerle boğuşurken rabbine yürüdü (Şahsiyet ve Kütüp, s: 150)."

Siyasette nefisleri azdıran bir yön vardır. Bediüzzaman da gelecek şahsın yöntemini anlatırken tarihe şöyle bir kayıt ve not düşer: "Bu zamanda öyle fevkalâde hâkim cereyanlar var ki; her şeyi kendi hesabına aldığı için, farazâ hakiki beklenilen o zât dahi bu zamanda gelse, harekâtını o cereyanlara kaptırmamak için siyaset âlemindeki vaziyetten ferâgat edecek ve hedefini değiştirecek diye tahmin ediyorum.”

Hadiseler gösterdi ki irşad ekseninde kalmak en eslem yoldur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum