Muhammed Numan ÖZEL

Muhammed Numan ÖZEL

Oku Programımız Vardı

Aziz, sıddık kardeşlerim!

Sizin tesanüdünüze benim ziyade ehemmiyet verdiğimin sebebi yalnız bize ve Risale-i Nur'a menfaati için değil, belki tahkikî imanın dairesinde olmayan ve nokta-i istinada ve sarsılmayan bir cemaatin kat'î buldukları bir hakikata dayanmağa pek çok muhtaç bulunan avam-ı ehl-i iman için dalalet cereyanlarına karşı yılmaz, çekilmez, bozulmaz, aldatmaz bir merci', bir mürşid, bir hüccet olmak cihetiyle sizin kuvvetli tesanüdünüzü gören kanaat eder ki; bir hakikat var, hiçbir şeye feda edilmez, ehl-i dalalete başını eğmez, mağlub olmaz diye kuvve-i maneviyesi ve imanı kuvvet bulur, ehl-i dünyaya ve sefahete iltihaktan kurtulur.”[1]

Geçen hafta sonu İç Anadolu'da yakın şehirden abilerle Yozgat medresemizde okuma programı yaptık.

Cumartesi sabah saat 9'da kahvaltı ile beraber program başlamış oldu. Kahvaltı demişsem öyle şatafatlı kahvaltı düşünmeyin mütevazi bir sofrada zeytin, peynir, simit, patates, ekmek ve çay.

Farklı ellerden gelen ve hemen hemen birbirini tanıyan abilerimizle aynı kahvaltının etrafında toplanıp hem kahvaltı hem de muhabbet ederek sofradan kalktık. Zaten 15-20 kişiydik.

Kahvaltıdan sonra bir kardeşimiz uzun olmayan güzel bir ders okudu. Dersten sonra herkes okumuş olduğu kitabı seçerek bir köşeye çekildi ve okuma programı başladı. Program başladıktan on dakika sonra şiddetli bir yağmur yağdırıldı yaklaşık yarım saat kadar sürdü.

Bir saat sonra çay arası verildi. Okuma olursa demli bir çay olmaz mı hiç?

Okumaya çok kısa bir ara verildi çaydan sonra herkes kaldığı yerden devam etti. Sayfalar çevrilirken öğle namazı vakti geldi. Namaz kılındı yine bir çay ikramı ve ikindiye kadar program devam etti.

İkindi namazından önce yemek ikramı yapıldı. Sonra ikindi namazı medresemizde kılınarak misafir abilerimiz tekrar geldikleri yere uğurlandı. Ayda bir defa böyle toplanıp okumanın faydalı olacağı düşünülerek sohbetler edildi tekrar görüşmek üzere vedalaşıldı.

Evet, bazan bir tek dostunu bir-iki saat görmek için, yirmi gün yol gider ve yüz lirayı sarfeder.

Şimdi bu acib, dostsuz zamanda samimî kırk-elli dostunu birden bir-iki ay görmek ve Allah için sohbet etmek ve hakikî bir teselli alıp vermek; elbette başımıza gelen bu meşakkatler ve zayiât-ı mâliye ona karşı pek ucuz düşer, ehemmiyeti kalmaz.”[2]

Akşam eve geldim. Elhamdülillah güzel bir okuma programı oldu, yarım günlük ama istifadeli ve istifazalı oldu. Gelen abileri hemen hemen hiçbiriyle tanışmıyordum bu vesileyle abilerle tanışmış olduk.

Yüzyılda, belki bin yılda bir meydana gelen bu büyük inkılab ve hâdiseler”’in[3] bir günde hatta bir saatte yaşandığı ahir zamanı yaşıyoruz.

Bu fitne-i âhirzamanda, bu gençlerin bir araya gelip hak söz dinlemeleri pek mühimdir ve medar-ı şükrandır.”[4]

Risale-i Nur Külliyatı’ndan istifade etmek onunla başbaşa kalıp aynı frekansı yakalayıp yaşamakla mümkündür. Bu sebeple eserlerle başbaşa kalıp aynı ritmi yakalamaya çalışmalıyız.

Cenâb-ı Hak, bizleri bu manevî cihadda sabitkadem eylesin ve Risale-i Nur’daki sırlara mazhar eylesin. Âmin.

Selam ve dua ile.

[1] Şuâlar (320)

[2] Şuâlar (310)

[3] Âsâr-ı Bedîiyye (5)

[4] Barla Lâhikası (142)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum