Metin ERTEKİN
Kitap okumayı unuttuk mu?
Bilginin, deneylerin, hikayelerin, anıların, masalların ve kurguların saklama, aktarma ve çoğaltma alanı olan kitapların daha az okunduğu bir zaman diliminde yaşıyoruz sanki.
Yazının icadıyla başlayan yazma yolculuğunda kitaplar çok eski zamandan beridir insanoğlunun hayattaki yaşanmışlıklarının aktarıldığı hafıza kaynaklarıdır.
Merak ile başlayan öğrenme serüveni bilgi ve deneyler sonucunda bilimin ortaya çıkmasına vesile olmuştur.
Bilim insanları, din adamları, sanatçılar, edebiyatçılar ve zanaatkarlar alanlarında geliştirdikleri eserleri kitaplar aracılığıyla kayıt altında tutmuş ve diğer insanların istifadelerine sunmuşlardır. Böylelikle bilgiler ve tecrübeler paylaşıma sokularak ülke sınırlarını aşmış yeni medeniyetlerin ve kültürlerin oluşmasına zemin hazırlamıştır.
Günümüzde hemen hemen her alanla ilgili yazılı ve görsel bir kaynağa ulaşmak mümkündür. Ülkemizin her ili ve ilçesinde yer alan şehir ve millet kütüphaneleri yediden yetmişe herkesin istifadesine sunulmuştur. Kütüphaneler, milletlerin geçmiş ve geleceğe dönük en büyük hafıza kaynaklarını oluşturmaktadırlar. Günümüzde teknolojinin gelmiş olduğu son nokta itibariyle birçok kitabın dijital haline de erişmek mümkündür.
Bazen bir kitabı hiç ummadığımız bir kütüphanenin tozlu rafında bizi beklerken görebiliriz, o okuduğumuz kitap belki de bizleri geniş bir hayal dünyasına götürecek ve bilmediğimiz, görmediğimiz ve duymadığımız yeni kelimelerle tanıştıracaktır.
Kitap okumak aslında zihnin kelimeler, harfler ve cümleler arasındaki muhteşem yolculuğunun diğer bir adıdır. Harfleri tanımakla başlayan bu yolculuğumuz her durakta farklı bir hal alıyor ve kitap okuma yolculuğumuz bir maceraya dönüşüyor.
Bilgi ve fikir dünyasının giriş kapısı olan kitaplar çok eski zamandan günümüze kadar insanlığın en önemli araştırma ve öğrenme kaynakları olmuşlardır. Tarih, sanat, felsefe, kültür, edebiyat ve bilim alanlarında yazılmış olan milyonlarca eser dünya medeniyetine katkıda bulunmuştur.
Kitap okumayan zihinler zamanla tembelleşir ve öğrenmenin önüne çok büyük bir bariyer konulmuş olur. Zihnimizi zinde tutmak adına ilgi alanımıza hitap eden ve keyif aldığımız kitapları okumalı, üzerine düşünmeli ve tahlili yapılmalıdır. Yeni bir bilgiyi araştırmak ve öğrenmek için çaba sarf eden beyinler daima canlı kaldıklarından dolayı kitap okumaya daima açtırlar.
Kapağı açılan her yeni bir kitap, yeni bir maceranın kapısını aralamaktadır. Yeni bir bilgi denizinin ilk yansıması olarak gözümüze çarpan kelimeler karşımıza çıkmaktadır. Ufkumuzun ve bakış açımızın olayları anlama, kavrama, yorumlama ve çözme kabiliyetimizi geliştirecektir.
Kitap okumayı ihmal etmemeli her daim bilgi, fikir edebiyat ve felsefe denizinden nasibimize düşen küçük bilgi kırıntılarını toplamalıyız. Nasibimizde düşen bu değerli bilgi kırıntıları zaman içerisinde bizlere yol gösteren ve katkı sunan çok önemli birer hazine haline geleceklerdir.
Kitaplar altın gibidir, değerinden hiçbir şey kaybetmezler…
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.