Mehmet Abidin KARTAL
Yavuz’un torunları İstanbul’da “Aş gününde” buluştu
Türkiye’nin ve Hatay ilinin en güney noktası, serhat ilçemiz, Yayladağı.
Yavuz Sultan Selim’in torunları, Yavuz’un bölgeye yerleştirdiği sınırların parasız bekçileri, bölgenin denge unsuru, devletine milletine bağlı, samimi, içten, vatan sevgisi imandandır inancı içinde yaşayan, mazlumlara, muhacirlere karşı merhametli, şefkatli, hainlere, düşmanlara karşı sert, cesur, kudretli, yiğit insanlar, Yayladağılılar.
Ömrünü, ittihad-ı İslâm, Müslümanların birlik ve beraberliği idealine adayan dokuzuncu Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim bir dörtlüğünde şöyle haykırır:
“İhtilâf u tefrika endişesi, kuşe-i kabrimde dahi bîkarar eyler beni;
İttihadken savlet-i a'daya def'a çaremiz, İttihad etmezse millet, dağidar eyler beni.”
Bediüzzaman, “Sultan Selime biat etmişim, Onun ittihad-ı İslâm da ki fikrini kabul ettim. Zira O, şark vilayetlerini ikaz etti, onlarda biat ettiler. Şimdiki şarklılar, o zamandaki şarklılardır.” demektedir.
Serhat ilçemiz Yayladağı’na Yavuz Sultan Selim temalı Kent Kapısından girerken Yavuz Sultan Selimi hatırlarsınız. Biraz ilerledikten sonra sizi sağ tarafta Ordu Camii karşılar. Ordu camii Yavuz’a ve ordusuna muhabbetin, sevginin sembolüdür. Ordu caminden batı yönüne baktığınızda heybetli görüntüsüyle Keldağ (Cobaraklı) size hoş geldiniz der.
1500’lü yıllarda Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim tarafından Mısır ve Suriye seferinde bölgedeki stratejik ve jeopolitik önemi daha çok fark edilen Yayladağı ilçesine o dönemde Anadolu’nun çeşitli yerlerinden Türk obaları yerleştirilmiştir. Bu sefer esnasında Yavuz’un ordularının bir kısmı bu ilçeden geçmiş ve bir süre konaklamış olması nedeniyle, ilçenin ismi bir dönem "Ordu" olarak adlandırılmıştır. Yavuz Sultan Selimin Yayladağı’ndan geçmediğini, ordusunun bir kısmının geçtiğini arşiv belgelerinden öğreniyoruz.
Yavuzun ordusunun bir kısmının Yayladağı’ndan geçmesi ve bir süre konaklaması Yayladağılıların Yavuz Sultan Selime olan muhabbetlerini artırmıştır. Bu muhabbet ve sevgi Yayladağılıların biz ‘Yavuzun Torunlarıyız’ ifadesini söylemelerine sebep olmuştur. Yayladağılılar tarih boyunca ve bugün kendilerini Yavuzun torunları olarak adlandırırlar. Ben Yayladağı’nda Yavuz Selim İlkokuluna giderek tahsil hayatıma başladım. Yayladağı’nda ilkokula, Teknik Anadolu Meslek Lisesine, parka, cadde ve sokaklara Yavuzun adının verildiğini görürsünüz. Bu Yavuz Sultan Selim sevgisinin göstergesidir.
Yayladağılı hemşerimiz Yusuf hoca İstanbul’un Büyükçekmece ilçesi, Kumburgaz semti, Nuri ve Kadriye Duman Caminde uzun yıllardır imamlık yapmaktadır. Hocamızın gayretleri ve organizasyonuyla İstanbul’daki Yayladağılılar her yıl "Aş Yeme" gününde bir araya geliyorlar.
Bu yılkı "Aş yeme “gününü Yusuf hocamın camisinin tesislerinde 14 Eylül 2025 Pazar günü gerçekleştirdik.
Öğle ve ikindi namazlarını hocamızın imamlığında kıldık. Öğle namazı akabinde yemek menüsünde etli bulgur pilavı, Yayladağı’nın karakılçık buğdayından. Etli pirinç pilavı, kuru fasulye, tulumba tatlısı olduğunu görüyorduk. Yusuf hocam önümüzdeki yıl inşallah menüde künefede olacak diyordu. Yemekten önce sofrada hocalarımız Yasin-i şerifi okudular. Akabinde indirilen hatimlerin duası yapıldı.
Afiyetle hoş sohbet içinde, geçmiş hatıraların eşliğinde aşımızı yedik. Gelen hemşerilerimizle muhabbetlerimiz oldu. Çocukluk ve gençlik hatıralarımızı yad ettik. Hemşerilerimizin değişik konulardaki sohbetlerini dinledik.
Yayladağı’nın tarihi üzerine sohbetlerimiz oldu. Hatay’ın Yayladağı ilçesinde 1921 yılında Ermeniler tarafından katledilen üç kadın şehit Emine (Nezike), Fatma ve Meryem’in torunlarından Şen Başaran ve oğlu Murat Başaran’da gelmişlerdi. Ermeniler tarafından yakılarak katledilen İzzet Fehim Başaran ailesinden üç kadın şehidimiz Emine (Nezike), Fatma ve Meryem her yıl belediye tarafından yapılan mezarları başında devlet töreni ile anılıyorlar. Yaşı 85’i aşan Şen abla (Başaran) şehitler hakkında buluşmamızda bilgiler verdi. Hepsini rahmetle anıyoruz.
Yayladağı’nda okuma oranı bilhassa 1980 sonrası büyük artış göstermiştir. Üniversitede okuyanlar yıllar itibariyle artış göstermiştir.
Yayladağı’ndan, Üniversitede okumuş veya okuyanlar, belli mevki ve makamlara elmiş olanlar her ortamda Yavuzun torunu olduklarını belli eder ona layık duruş sergilerler. İmana ve Kurana hizmet anlayışı içinde hedeflerine yürürler. Vatan sevgisi imandandır inancı içinde bulundukları makamlarda bu cennet vatana hizmet ederler. Bu yazıyı okuyan, Profesöründen, valisine, Emniyet müdürüne, kaymakamına, doktoruna, hakimine, savcısına, avukatına, mühendisine, öğretmenine, polisine, gazetecisine her meslekten Yayladağılı bana hak verecektir.
Yayladağı halkı birbirlerine karşı hoşgörülü devletine milletine bağlı, samimi, içten insanlardır. 12 Eylül 1980 öncesi Hatay’da Kahramanmaraş’ta meydana gelen kardeş kavgasını meydana getirmek istediler başaramadılar. Bunda Yayladağı halkının rolü büyüktür. Gezi olaylarında da Hatay’ı karıştırmak istediler, yine başaramadılar. Çünkü Hatay’da Yavuz’un torunları Yayladağılılar var.
Yavuz Sultan Selim, II. Beyazıt’ın oğlu, Fatih Sultan Mehmet’in torunu, Mekke ve Medine’nin Hizmetkârıydı, dokuzuncu Padişah, ilk Halife’ydi. Yavuzun torunları Yayladağılılara, milli ve manevi değerlere bağlılık yakışır. İmana ve Kur’an’a hizmet etmek yakışır. Vatana ve millete birlik ve beraberlik içinde bağlılık yakışır. Düşene, muhacire şefkat, yardım etmek yakışır. Kardeşi, milleti birbirine düşürmek isteyenlere karşı, hainlere karşı ‘Yavuz’ olmak yakışır.
Her yıl olduğu gibi bu yılda İstanbul’da hemşerilerimizin buluşmasına, kaynaşmasına sebep olan, Yusuf hocamıza ve ailesine teşekkür ediyorum.
"Hediyeleşin ki, birbirinizi daha çok sevesiniz. " buyuruyor Efendimiz (sav).
Yusuf hocamla Bediüzzaman’ın hayatını farklı bir bakışla ele aldığım, "Beni anlamadılar…" kitabımı imzalayarak hediye ederek vedalaşıyorduk.
Yayladağı'nda...
Sabah kahvaltılarının katıklı ekmeği,
Duzlu yoğurdu, sürkü, kesniği,
Miss kokan demli çayı ile başlarsın güne,
Yayladağı'n da...
Cebeli akra gibi
Yukarıdan başlarsın şehri gezmeye
Piknik vardır, tepeden bakar
Dalıp gittiğin manzarasında
Bazen mutlaka bir yerinde
Bir hâtıran saklıdır kucaklar seni
Yeşil yeşil gülümser, serin serin...
Yaşadıklarından
Pişman olmamayı öğreten bir yanı vardır
Yayladağı' nın...
Her sabah işe gederken
Bakmaktan bıktığın yüzler yoktur burada
Aynı kişiler vardır her zaman ama
Hep başka bir şekilde gülümser insanı
Yayladağı'nın...
Ayakkabı boyattığın Kezzek' den (Rahmetli oldu. Allah rahmet eylesin)
Kocaman laflar dökülür de kalakalırsın!..
Her köşesi ayrı bir sürprizdir,
Yayladağı' nın...
Bulutlu bir gök gibi dingin ve derindir
Lisenin karşısında parkta
Randevularını bekleyen yeni âşıkları
Cami önünde bıyyığın çayını içerken
Memleket kurtaran yaşlıları,
Etrafa müstehzi fırlatan İsmail Karagöz' ü vardır (Rahmetli oldu. Allah rahmet eylesin)
Yayladağı' nın...
Ağustos’ta öğle sıcağında cehennemken her yer
Rüzgar ıslığı melodiyle çalar kasaplı da...
Mazının dibinde kırdın mı soğanı
Doğradın mı kamalak biberi
Vurdun mu siresilin gözüne
Karşında hamam, önünde baraj
Cenneti olur,
Yayladağı' nın...
Gelipte aklı kalmayan
Yüreğinin bir ucunu
Burada bırakmayan olmamıştır hiç
Ama olur da
Gitmek istersen küsmez sana bu şehir
Bir gün gelmeni ister yeniden
Aynı gülümseyen yüzüyle sana
Hoş geldin? diyebilmek için... Abdurrahman Kara
Yayladağı
Sorarsanız Oğuz soylu soyumuz
Kasım beydendir ilk yurtluğumuz
Kayı boyu derler bizim boyumuz
Yavuz Sultan Selimden gelir huyumuz.
Benden selam söylen Yayladağı’na
Yaz gelince çeker göçü bağrına
Cebel Akra dağı düşer sağına
Mor menekşe reyhan sümbül bizimdir.
Cobaraklı kucaklamış köyleri
Akar kastalından soğuk suları
Her huyları güzel, var bir huyları
Şapka giymez kart Müslümanlar bizimdir. Hasmalı Aşık Abdullah
Yayladağı
Keldağ’ın gibi yalnız, başı karlı
Lavları sönse de içerisi harlı;
Sevda şairlerinin irem bağı,
İlham kaynağı mısın Yayladağı?
Şirin şehrinin çıkmaz gürültüsü,
Kuşatmış ormanların yeşil örtüsü;
Akdeniz’in güneyi, son durağı,
Beldelerin ırağı mısın Yayladağı?
Dökülür asmalar, salkım söğütler,
Aba güreşine tutuşur yiğitler,
Doğal sabunun defneyaprağı,
Yoğurdun kaymağı mısın Yayladağı?
Bal lokumunu tadanlar bilir,
İnsanlar pikniğe, baraja gelir;
Suya salarlar oltayı, ağı
Alabalığın yatağı mısın Yayladağı?
Saklı cennettir Karamağara Koyu,
Kaç medeniyet geçti, tarih boyu
Yorgun tayfaların barınağı,
Kasım Bey’in otağı mısın Yayladağı?
Kısmette sende yaşamak varmış,
Mızrabım kırık, saçlar ağarmış;
Heybemde birikmiş dertler yumağı,
Söyle, gam ortağı mısın Yayladağı? Muhittin Alaca
"Ah Yayladağı, Can Yayladağı "adlı şiir ilk defa Yayladağı Tarih ve Kültür Sempozyumu – 1 Milli Mücadelenin en güney cephesi ve son kongresi: Yayladağı 23 Haziran 2022 kongresinde türkü olarak okundu. Bu kongrenin yapılmasına sebep olan hemşerimiz Prof. Dr. Ali Arslan, Belediye başkanımız Mehmet Yalçın’ın destekleriyle bu kongrede yirmiye yakın akademisyenle birlikte Yayladağı hakkında tebliğler sunarak tarihi gerçeklerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bu tebliğlerden birini de ben sunmuştum.
Aşağıdaki linki tıklayarak "Ah Yayladağı, Can Yayladağı" türküsünü dinleyebilirsiniz.
(https://www.youtube.com/watch?v=zzqQR5h2YHI)
Ah Yayladağı, Can Yayladağı (Söz: Ali Parlak, Müzik: Celalettin Kurt, Yorum: Alper Şakalar)
Anlatmak imkânsız söz ile seni
Bir kuru türküyle saz ile seni
Her gönül göremez göz ile seni
Adı konulmamış şiir gibisin
Ah Yayladağı Can Yayladağı Hatay’ın incisi Gül Yayladağı
Ah Yayladağı Can Yayladağı Güneyin İncisi Gül Yayladağı
Cobaraklı dağı göğsünde kale
Kasım Bey köprüsü bir gelse dile
Sevdan yüreğimde coşan şelale
Usul usul akan nehir gibisin
Ah Yayladağı Can Yayladağı Hatay’ın incisi Gül Yayladağı
Ah Yayladağı Can Yayladağı Güneyin İncisi Gül Yayladağı
Taşlı toprağına tütün ekerim
Yaprağını kırar düzer bükerim
Duman duman seni gönle çekerim
İçtikçe mest eden zehir gibisin
Ah Yayladağı Can Yayladağı Hatay’ın incisi Gül Yayladağı
Ah Yayladağı Can Yayladağı Güneyin İncisi Gül Yayladağı

Yavuz’un torunları Yayladağılılar İstanbul’da 14. Eylül 2025’te “Aş gününde” buluştu.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.