MEB, KHK ve İstanbul Barosu

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) çok önem,li, çok olumlu bir iş yaptı, bir KHK ile Milli Eğitim Teşkilat Yasasında değişikliğe giderek eğitimin her aşamasında geçerli olan temel amaç maddesini çok daha çağdaş, çok daha işlevsel, çok daha az hamasi bir hale getirdi.

Burada benim MEB’e yöneltebileceğim yegane eleştiri, bu değişikliği Anayasanın dibacesini ve 42. maddesini değiştirmeden yaptıkları için bu çok olumlu girişimin anayasal olarak tartışmalara açık hale gelmesidir.

Hiç şaşmadım, İstanbul Barosu hemen tepkisini gösterdi ve 23 Eylül tarihli bir basın bildirisiyle MEB’in KHK ile yaptığı değişikliği, usulden değil, özden çok sert eleştirdi.

Benim bildiğim kadarıyla Baro bir avukatlar örgütü (hukukçular örgütü diyemiyorum) ya da ben sehven öyle biliyormuşum, İstanbul Barosu’nun basın bildirisinde hukukun “h”sı bile yok, bildiriye kötü ve çağdışı bir siyaset tümüyle damgasını vurmuş, Genelkurmay’ın artık geride kaldığını umduğum muhtıralarının üslubunu hatırlatan, Perinçek’in İşçi Partisi’ni çağrıştıran bir yazım tekniği hakim.

Bendeniz hukukçu değilim ama eğitim sisteminin her aşamasına, özellikle de yükseköğretime özgürlüğün egemen olmasını isteyen bir öğretim üyesiyim.

Aşağıda, üniversitelerde mutlak bir özgürlüğün egemen olmasını arzu eden, hukukçu olmayan birinin, bendenizin, yürüttüğü bir mantığı izleyeceksiniz; kimin haklı olduğuna siz okurlar karar verin.

Aşağıda Milli Eğitim Temel Kanunundan bir cümle aktarıyorum;

Madde 11 - (Değişik: 16/6/1983 - 2842/3 md.)

....eğitim kurumlarında Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine aykırı siyasi ve ideolojik telkinler yapılmasına ve bu nitelikteki günlük siyasi olay ve tartışmalara karışılmasına hiçbir şekilde meydan verilmez.

Bu cümlede geçen “eğitim kurumları” ifadesi üniversiteleri de kapsıyor, bunu aklımızda tutalım; zira yine 1983 Haziran tarihli MEB Teşkilat Kanununda MEB’e bağlı bir Yükseköğretim Genel Müdürlüğü var ve G.M’ün görevlerini sayan bölümün “a” maddesi aynen şöyle:

Madde 19 - Yükseköğretim Genel Müdürlüğünün görevleri şunlardır: a) Milli Eğitimin genel amaç ve temel ilkelerine uygun olarak yükseköğretim politikası ile hedef ve ilkelerinin belirlenmesi ve sürekli geliştirilmesi konularında gerekli çalışmalar yapmak....

Hukukçu olmaya gerek yok diye düşünüyorum, bu maddeler üniversitelerde Atatürk milliyetçiliği denen kavramın tartışılmasının bile önünü kapatıyor; Atatürk milliyetçiliğinin kristalize olduğu anayasa maddesi ise ünlü 66. madde (yurttaşlık) ve İstanbul Barosu’nun itirazı galiba hukuken, üniversitelerde bile, 66. maddenin tartışılmasının önlenmesine yönelik.

Bir üniversite sistemi, bir hukuk fakültesi, bir siyaset bilimi bölümü düşünün ki, anayasanın bir maddesinin tartışılması yasalarla engellenmiş ve o ülkenin en büyük barosu, başında da bir öğretim üyesi, bir doçent var, bu tartışmanın bile önüne set çekmek istiyor; gerçekten çok hazin bir durum.

Zaten elimizde bir de korkunç bir yükseköğretim kanunu var; bakın yükseköğretimin amacı ünlü yükseköğretim kanununda nasıl tanımlanıyor:

Madde 4 - Yükseköğretimin amacı: Öğrencilerini;

(1) ATATÜRK İnkılapları ve ilkeleri doğrultusunda ATATÜRK milliyetçiliğine bağlı,

2) Türk milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini taşıyan, Türk olmanın şeref ve mutluluğunu duyan,

(3) Toplum yararını kişisel çıkarının üstünde tutan, aile, ülke ve millet sevgisi ile dolu,

(4) Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getiren....

Milli Eğitim Bakanı’nın yapmak istediği galiba Türkiye’yi, öğrencileri bu anlamsız cendereden kurtarmak. Ancak, Sayın Başbakan’ın YÖK sistemini sürdüreceğiz demesi de apayrı bir sorun.

İstanbul Barosu Başkanlığı ise Türkiye’nin bu cendereden kurtulmaması için elinden geleni ardına koymuyor. Bu tartışmanın ve sürecin arkası gelecek, lütfen izleyin.

Demokrasi ve hukuk devleti safları önümüzdeki günlerde çok daha netleşecek.

Star

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.