Madde bağımlılığı ve maneviyat: Liman Ayık Yaşam Derneği

Geçen hafta 3 madde bağımlısını taburcu ettim, yerleri hemen doldu. Temiz bir şekilde taburcu olan bağımlı birkaç ay sonra tekrar içerek başvuruyor. Bu kısır döngü psikiyatri kliniklerinde ve AMATEM’lerde hep böyledir. Çünkü biz maneviyatı ihmal ediyoruz. Maneviyatın tedavideki etkisini yaşanmış bir vakadan anlatırsak meramımız daha iyi anlaşılır.

Genç kız yirmili yaşlarındaydı. Başörtüsünü gelişigüzel başına geçirmişti, öyle ki boynundaki dövmeleri başörtüsünün altından gözüküyordu. Kısa kollu bir elbise giymişti. Dirsek altından başlayan her iki koldaki dövmeleri, ellerine kadar uzanıyordu. Pervasız bir şekilde bacak bacak üstüne atarak konuşmaya başladı “Hocam ben artık uyuşturucu kullanmayacağıma dair kendi kendime söz verdim” dedi. Annesi söze karışarak öfke ve şefkati içeren karışık bir yüz ifadesiyle “kızım bu kaçıncı sözün, en fazla bir ay dayanabiliyorsun sonra tekrar içiyorsun” dedi. Belli ki ailesi çok yıpranmıştı.

Aldığım öyküde on beş-on altı yaşlarında iken arkadaş çevresinden etkilenerek uyuşturucuyla tanışmıştı. Başlangıçta arkadaşları ısmarlayarak ısrarla içirmişler, sonradan parayla tedarik etmeye başlamış. Harçlıkları maddeye yetmeyince annesinden, babasından ufak ufak paralar çalmaya başlamış. Annesi birkaç ay sonra kızındaki değişimleri görünce ve ortadan da paralar eksilmeye başlayınca bir şeylerden şüphelenmiş. Takipler sonucunda kızının uyuşturucuya müptela olduğunu öğrenmiş fakat iş işten geçmiş. İstanbul’da birkaç doktora götürmüşler. Yatırıp yoksunluk krizlerine müdahale edilmiş. Fakat madde yoksunluğu sonrası uzun süreli takip gerektiren rehabilitasyon ile ilgili herhangi bir tedavi programı verilmemiş. Birkaç ay temiz kaldıktan sonra tekrar kullanmaya başlamış. Kısır döngünün içine giren aile, çözümü taşınmakta bulmuş. Bütün varlıklarını satıp başka şehre yerleşmişler. Bu muayene, taşındıktan sonraki ilk muayenesiydi.

Maddenin bağımlılık döngüsünden bahsederek dini ve manevi destek olmadan bu işin çok zor düzeleceğini söyledim. Amerika’da maneviyata dayalı “Adsız Akolikler” gibi derneklerin hastanelerle birlikte çalıştığını ve başarı oranlarının yüksek olduğunu ifade ettim. Türkiye’de psikiyatri hekimlerinin maneviyat merkezli müdahalelere soğuk baktığını, bu nedenle yoksunluk sonrası maneviyata dayalı herhangi bir rehabilitasyon programının olmadığını söyleyerek bir dini vakıfla bağlantı kurmalarını önerdim. Medikal tedavi başlayarak kontrole çağırdım.

Takiplerinde ve kontrollerinde kızda yavaş yavaş toparlanmalar ve düzelmeler gözüküyordu. Fakat madde isteğini bir türlü yenemiyordu. Kontrollerini birkaç defa aksatan genç kızın son kontrolünden yaklaşık beş ay geçmişti. Genç kız psikiyatri kontrollerini aksatmıştı. Bu durum hep bizi endişelendirmiştir. Kontrole gelmeyen bir madde bağımlısı bilin ki tekrar içmeye başlamıştır.

Beş altı ay sonra genç kızın annesi yanında çarşaflı başka bir kızı muayene için getirmişti. Bilgisayar sisteminde sıradaki hastayı çağırdığımda genç kızın annesi muayene olacak çarşaflı hastayla beraber içeri girdi.

Merak ederek kızının ne halde olduğunu sordum. Cevap, çarşaflı kızdan geldi. Konuşmaya başlayarak “Hocam size muayene olan bendim, adımı değiştirdim, çarşafa girdim, o yüzden tanıyamadınız herhalde” dedi.

Neler olduğunu sorduğumda “Öneriniz üzerine dini bir vakıfla temasa geçtik. Çok hoşuma gitti, aklıma takılan sorulara cevap buldum. Hayatın anlamını öğrendim artık orada yatılı kalıyorum. Hocam ben ne yapıyormuşum. Ömür sermayem boşa gidiyormuş, artık maddeyi terk ettim, oraya gittiğimden beri hiç kullanmadım” dedi. Kızın kurtulması, ailesi kadar beni de çok sevindirmişti.

Tayinim çıkacağı için artık diğer doktor arkadaşın takibine girmesini önerdim. Bir sonraki kontrolde onu muayene eden doktor arkadaşa durumunu sorduğumda “abi zaman çok kötü, bahsettiğin çarşaflı kızı muayene ettim, bir sürü dövmesi vardı, çarşaflılar da bozulmuş” dedi.

Gülümseyerek “bu kadar ön yargılı olma, kız uyuşturucu bağımlısıydı, dövmeleri önceden de vardı. Dini bir vakıf aracılığıyla uyuşturucudan kurtuldu. Kendi rızasıyla önce örtündü, sonra çarşafa girdi. En son ismini değiştirdi. Şimdi dövmelerini sildirmek için uğraşıyor” dedim. Doktor arkadaşın önceki şaşkınlığı gitmiş, şimdi şoka girmişti.

Madde kullananlarda maneviyat destekli tıbbi müdahalelerin medikal tedavilerden üstün olduğu bilimsel araştırmalarla kanıtlandığı halde maalesef bu durum psikiyatri kliniklerinde ihmal edilmiştir ve halen de ihmal edilmektedir.

Bahsettiğim olay yaklaşık altı-yedi yıl önceydi. O zamanlar madde bağımlılarına yönelik rehabilitasyon odaklı maneviyata dayalı bir vakıf veya dernek yoktu.

Şimdi müjdeler olsun Türkiye’de Suffa Vakfı’na bağlı Liman Ayık Yaşam Derneği var. Psikiyatri kliniklerinin ve hekimlerinin yapamadığı büyük işleri yapıyorlar. İnternet adreslerini ziyaret edin ve ne büyük işler yaptıklarını görün. Fatih Budak kardeşimizin kurtuluş hikayesini kendisinden dinleyin.

Liman Ayık Yaşam Derneği’ne teşekkür etmek yetmez. Maddi ve manevi olarak desteklemek biz psikiyatri hekimleri için büyük bir vazife olması gerekir. Çünkü bizim büyük bir açığımızı kapatıyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
12 Yorum