Mesut ENDER-ARAŞTIRMALARIN DİLİ

Mesut ENDER-ARAŞTIRMALARIN DİLİ

İlham kime gelir?

“İlham!”

Söylenmesi çok tatlı, müşfik ve hoş bir kelime değil mi?

Bazı insanların konuşmaları için “İlham verici” veya bir sohbetten elde edilen yeni düşünceler için “ilham aldım” gibi cümle kalıplarının kullanıldığını sıkça duyuyoruz. Bir başkasından ilham aldığını söyleyen insanlar, dinledikleri veya gördükleri her neyse, ondan etkilendiklerini veya yeni düşüncelerin doğumuna ebelik yaptıklarını ifade ediyorlar

Öte yandan “İlham” başarı öykülerinde daha sıklıkla kullanılıyor. Hatta ilham başarı kavramına eşlik bile ediyor.

İlham veren öyküler, ilham veren TED konuşmaları, ilham veren resimler gibi laflar sanal alemde gırla gidiyor.

“İlham” denilince daha çok “sanatçı ruhlar” çağrışım yapıyorlar; şairler, ressamlar, hikâyeci veya romancılar, romantikler, hassas ruhlar, yalnızlar vb.

Oysa -mesela- bir filozoftan veya bir bilim insanından, yaptığı çalışmayla ilgili olarak “ilham aldım” veya “ilham edildi” gibi sözler duydunuz mu? 

Sizce burada bir tenakuz yok mu? Şaire gelen ilham, bir filozofa neden gelmesin? Bir ressama ilham veren bir manzara; bir biyoloğa tabiattaki çeşitlilik konusunda yaptığı bir araştırma nedeniyle neden ilham vermesin?

Kısacası, ilham meslek ayırır mı?

Aslında fenciler de ilhama mazhar oluyorlar, ancak ilham kavramını kullanmayı her nedense bilime “aykırı” buluyorlar. Çünkü ilham varsa, o ilhamı veren Bir Yaratıcı olmalı ki, bu da işlerine gelmiyor (!).

Bu anlamsız ayrımcı bakış farkını ortadan kaldıran ve bakış farklarını birleştiren (tevhid eden) Bediüzzaman’dır.

Demek şu meşhud (görünen) saltanat-ı insaniyet ve terakkiyât-ı beşeriye ve kemâlât-ı medeniyet, celb ile değil, galebe ile değil, cidâl ile değil; belki ona, onun zaafı için teshîr edilmiş, onun aczi için ona muâvenet edilmiş, onun fakrı için ona ihsan edilmiş, onun cehli için ona ilham edilmiş, onun ihtiyacı için ona ikram edilmiş...” (Sözler, 23. Söz, s.296).

Demek ki ilham, -aslında- duygusal bağlamı kadar “cehalet-bilgi” ilişkisi bağlamında da kullanılması gereken bir terminolojidir.

Bazen sosyal medyada ilhama dayalı başarı öyküleri veya ilgi çekici örnekler paylaşılıyor. Size de Instagram, Twitter veya Facebook üzerinden ilham temalı mesajlar geliyordur. Böyle mesajlardan anladığım, paylaşılan her neyse, paylaşan arkadaşa ilham vermiş ve onu etkilemiş olmalı ki, bizi de etkilesin amacıyla paylaşıyor. Yanlış bir şey yok; duygulara saygı lazım.

Peki, size iki soru soracağım:

Siz de “Bir mesajdan, bir konuşmadan veya etkinlikten etkilenerek ilham aldınız mı?” Bu birinci soru.

İkinci soru şu: “Etkilenerek ilham aldıysanız, bu etki sizde her hangi bir düşünsel, zihinsel veya davranışsal bir değişime yol açtı mı?”

Bu sorulara cevap vermek için “Yorumlar” kısmına “Ben ……….. konulu bir etkinlikten şöyle ilham aldım ki: …………………………….  Sonuçta, aldığım bu ilham hayatımda bir değişime yol açtı.” şeklinde görüşlerinizi yazarak bu yazıya katkıda bulunur musunuz?

Demek ki, daha çok olumlu anlamda kullanılan ve pozitif bir kavram olarak “ilham”, insan fıtratının hamurunda önemli bir orana sahiptir.

İlham Nedir?

“İlham” Arapça kökenli bir kelimedir. İngilizcesi “Inspiration” kelimesidir.

Arapça yutma, yiyip bitirme, gibi kelime anlamı olsa da kavramsal anlamı, “insan ruhunu ele geçiren tanrısal güç, esin" şeklinde tanımlanmıştır. Gördüğünüz gibi mecazi anlamı kelime anlamından daha fazla bilinmektedir.

İlhamın anlamı ile Kovid’in nefes alma verme veya soluklanma anlamları benzerdir; sanki akrabalar gibi. Latince inspiratus'tan (inspirare'nin geçmişte kullanılan "nefes almak, ilham vermek") gelir ve İngilizcede 16. yüzyılın ortalarından beri "havanın akciğerlere çekilmesi" anlamına gelir. Bu nefes alma hissi, tıpkı ekspirasyon (“akciğerlerden hava boşaltma eylemi veya süreci”) gibi doktorlar arasında hala yaygın olarak kullanılmaktadır.

Zikirde “Hu” çekmek de “nefes alma-verme” eylemi olup inspiraiton (ilham)dır.

https://www.merriam-webster.com/dictionary/inspiration tanımına göre ilham “Kutsal bir fısıltıdır.” (Divine Inspiration)

İhamın Merriam-Webster sözlüğünde 21 tanımı bulunsa da en yaygın bilinen tanımlardan bazıları şunlardır:

  • Zihnin veya duyguların bir faaliyette duyduğu yüksek heyecan
  • Etkileyici düşünce veya eylem için herhangi bir uyarıcı
  • Akıl veya duyguları harekete geçiren kişi veya nesne
  • Akciğere hava girmesi gibi bir nefes; soluma
  • Doğrudan bir insan zihnine veya ruhuna uygulanan ilahi rehberlik
  • Kutsal yazıların insanlar üzerindeki ilahi etkisi
  • Heyecanlandıran veya uyaran kişi veya şeydir.

Pasif İlham ve Sadık (Aktif) İlham

Yukarıdaki soruya cevap verdiyseniz veya verecekseniz şunu göreceksiniz:

Ya başkalarının başarı öykülerinden ve fikirlerinden esinlenerek, onlara benzemeye çalışan, onların örnekliğini tüketmek anlamında kullanılan bir ilham üzeresiniz demektir. Bu tür ilhamlar pasif ilhamlardır.  

Bir sinema filminden, bir videodan izlediğinizde veya bir makale okuduğunuzda, bir röportaj dinlediğinizde kafanızdaki ilham ampulleri yanıp sönmeye başlar. Bu durumda siz pasif ilham modunda bir alıcı durumundasınız. 

Dikkat ederseniz; ilhamın pasif olmasının sebebi, başrol oyuncusu sizin olmamanızdır. Dolaylı yoldan aldığınız bu ilham bir müddet sonra veya zamanın geçmesiyle unutulabilir. Hatta çok hoşunuza giden güzel sözler, vecizeleri ilk okuduğumuzda “Bunu unutmamalıyım!” “Bir kenara not almalıyım” dediğiniz halde unutuyorsanız, burada size verilen ilham pasiftir. Çünkü ilhamlar kişiseldir; kişiye özgüdür.

Pasif ilhamda -mesela- başarı öykülerinden veya konuşmalardan bir şeyler öğrenmenize rağmen sizin aslında bir çaba göstermenize gerek kalmıyor. Başkalarının başarısını duymak, kendi başarınızı yakalamakla aynı şey değildir.

Bunun yerine, kim olduğunuz ve sizin için neyin önemli olduğunu keşfetmeniz gerekir. Bu ilhamda başrolde siz varsınız. Doğrudan ilhama mazharsınız. Bu tür ilhamlara Aktif (Sadık) ilham diyoruz. Başka insanların pasif ilhamlarından size onların aynasından yansıyarak gelen ışık hem zayıftır, hem tükenmeye maruzdur.

Oysa bu süreçte, aktif ilhamla bir şeyler üretmek, hedeflerinize yönelik yeni fikirler uygulamak ve hata yapma eylemi gibi ihtimalleri de barındıran deneyimsel yollardan gitmek aktif ilhamın göstergeleridir. 

Aktif ilhamda lezzet ve haz vardır. Çünkü bir faaliyettir. Aktif ilham da bir faaliyettir. O halde aktif ilhamda bir lezzet vardır. Hatta eylem ilhamın ta kendisidir. Hayvanlardaki iş ve işlemler ilhamın somut göstergeleridir. Ya da hayvanî eylemler ilhamın ta kendisidir:

Nasıl ki mahlûkattaki faaliyet bir iştiha, bir iştiyak, bir lezzetten geliyor. Ve hattâ her bir faaliyette kat'iyen lezzet vardır. Belki her bir faaliyet bir nevi lezzettir.” (Onsekizinci Mektup, Üçüncü Mesele)

“Bu nedenle hayvanlar ilhama mazhar olduğu gibi, sürekli faaliyette olan “küre-i arz, hareket ve zelzelesinde vahiy ve ilhama mazhar olarak emir tahtında depreniyor.” (Ondördüncü Sözün zeyli)

Ayrıca aktif ilham yolu, uzun vadelidir; tutku ve coşku ile gidilir. Başka birinin başarısını izlemek sizi birkaç dakika boyunca heyecanlı hissetmenize neden olabilir, ancak harekete geçmek ve hayatınıza yeni bir fikir uygulamak, başkalarının söyleyebileceğinden daha fazla ilham verecektir.

Tekrar başa dönelim:

Siz hangi ilhama mazharsınız; pasif ilham mı aktif ilham mı?

Aktif ilhamlar bir işi sürekli, düzenli veya doğru bir şekilde yapan insanlara gelir. Teknolojik gelişmelerdeki yenilikler (inovasyon) aslında ilham sonucudur. Kullanımdan doğan yeni fikirler yeni üretimlerde somut ürüne dönüşecektir. Bu bir aktif ilhamın sonucudur.

Aynı şekilde içinde dava coşkusu yaşayanlarda aktif ilham söz konusudur. Bu insanlar ilham aldıkları gibi ilham da verirler. Hatta verdikleri ilhamın şevkiyle pasif ilhamlar aktif ilhamlara dönüşürler. Hatta bunun yanlış uygulanmasından ihtilaflar ve iftiraklar doğabilir.

Aktif ilham haklı liderlerde daha sık görülür. Yol gösterirler. Doğruyu-yanlışı birbirinden ayırırlar. Pasif ilhamdan sizi aktif ilhamlara çıkarırlar. İlhamı, ilham eden liderlerdir. Liderler, “Şu konuyu bir de filancaya sorayım!” denilen kişilerdir.

Dinlemek, izlemek, okumak yoluyla öğrenmek, şeyleri farklı bir şekilde düşünmenize yardımcı olabilir. Ancak uygulamak, denemek ve üretmek sizi yönlendirir. 

Pasif ilham size fikir verebilir, ancak aktif ilham size ivme kazandıracaktır.

Pasif ilhamda sözü edilen ilham ve başarı öykülerinde başrolde olan siz değilsiniz. Başkalarının başarı öyküsünü okuyorsunuz.

Oysa sizin başrol oynayacağınız ilhamlar, kendi buluş ve keşifleriniz, kısacası bir başarı öykünüzden gelmelidir. En iyi (ve en uzun ömürlü) ilham kaynağı, bu motivasyon parçalarını kendi hedeflerinize uygulamaktan kaynaklanır.

Bunu Bediüzzaman’ın şu tespitinden örneklendirebiliriz. Diyor ki;

Ben vaizleri dinledim; nasihatleri bana tesir etmedi. Düşündüm. Kasâvet-i kalbimden başka üç sebep buldum” diyerek ilk ikisini kaynağından okumak şartıyla buraya üçüncüsünü alıyorum:

“….Üçüncüsü: Belâgatın muktezası olan, hale mutabık, yani ilcaat-ı zamana muvafık, yani teşhis-i illete münasip söz söylemezler. Güya insanları eski zaman köşelerine çekiyorlar, sonra konuşuyorlar.” (Divan-ı Harbi-i Örfi, 53-54).

Burada dikkat ederseniz insanları kendilerini başrolde olacak şekilde hissettirmiyorlar. Çünkü “benzemek” bir pasif eylemdir. Aktif değildir. Oysa aktif ilham veren bir vaiz, kendisini dinleyenlere kendilerini başrolde hissettirecek rol dağılımı yapar.  Vaizi bu şekilde dinleyen, konuyu üzerinde hissetmeyecektir. “o zamana mahsus” görecektir. Yani birbirine benzemeyenleri ilham olarak vermeye çalışmaktadır.

Bir de “Belağatın muktezası” dediğinden aktif ilham sonucu çıkarabiliriz. İnsanları kendi hayatlarının başrol oyuncusu olarak görmelerini sağladığınızda belağatın gerekliliği yerine getirilmiş olur. Bu zamanın muktezası aktif ilhamdır, pasif ilham değildir.

Bu konuda, insana kendisini padişah/efendi hissettiren üslubu Risale-i Nur’da bulabilirsiniz. (Risale-i Nur’un Psikolojik Üslubu konusunda psikologlardan yazı bekliyoruz.)

İlhamın Kudsî Kaynakları

İlham, tevhide işaret eder; doğrudan ve perdesiz bir şekilde beyne ve kalbe gelebilir. İlhama en çok benzeyen kudsî araç vahiydir.  Özellikle aktif (sadık) ilhamlar vahye benzer; çünkü kişisel ilham bir tür kişinin Rabbi ile konuşmasıdır. Vahiyler melekler aracılığıyla gönderilirken, sadık veya aktif ilhamlar vasıtasızdır.

Bunu Bediüzzaman’ın ünlü cümlesiyle tanımlayabiliriz: İlham, “vâhidiyet içinde ehadiyettir.”

Bediüzzaman bunu bir padişahın iki tür konuşmasına benzetir. Biri haşmetini göstermek için aracılarla düzenlenmiş bir törende verilmek üzere bir mesaj göndermek; ikincisi ise hususi telefonuyla veya huzura çağırarak doğrudan konuşmaktır.

Problem şu ki, ilham aktarımında bazen arızalar olabilir ki, şairlerin kendi hayallerini ilham sanmaları gibi.

Aktif ilham insanlarda görüldüğü gibi, hayvanlarda da görülebilir; hatta meleklerin insan türüne bir ilhamı vardır ki, bu aslında doğrudan “Esma-i Hüsna ilhamıdır.”

Kişinin yetenekleri hangi Esma üzerinden gelişiyorsa o ismin ilhamı söz konusu olup, o varlıkta tecelli eden Esma bir nevi meleklerdir.

Sadık ilhamın kaynağı Esma-i Hüsna’dır. İsm-i azam derecesindeki isimlere mazhar olanların tüm yetenekleri, ruh ve kalbi, beyni ve düşünce yapısı bu sadık (aktif) ilhamı almaya müstaiddir. Bu cihetten kişinin ilhama mazhariyeti konusunda Müslüman olup olmamasının bir hükmü yoktur; şartları eşittir. Bu çerçevede Meleklerin ilhamı Esma-i Hüsna’nın ilhamıdır. Bir çiçekten ilham alan kişi, aslına onda tecelli eden esmadan ilhamını almaktadır.

Bir kudsî kaynak olarak Risale-i Nur ilhamî bir eserdir. Bunu Bediüzzaman pek çok risalesindeki metinlerde ifade eder. Genellikle şu şekildedir: “…Kur'ân-ı Hakîmin feyzinden ilham edildi.”

Herkese ilham gelebilir ve kitaplar yazılabilir. Ancak bir kitabın muhteva zenginliği müellifinin kapasitesiyle doğru orantılıdır. Müellifinin ruh ve kalbinin inbisat derecesiyle yakından ilgilidir.

Dünyevi işlerde bile böyledir; paranız çoksa o parayla daha fazla yatırım yapar daha çok kazanırsınız. Hatta paranız varsa, kafanız daha iyi çalışır. Çünkü kendinizi daha akıllı hissettirir. Ancak yoksa veya imkanınız az ise yatırımınız da az olacaktır. Aynı şekilde kişinin ilhama mazhariyeti için imanî, fikri, ilmi kapasitesinin de zengin, temiz ve düzgün olması gerekir.

O halde şu yargıya varabiliriz: En büyük ilham kaynağı Kur’an-ı Hakîmdir. Ve onun ilhamıyla yazdırılan eserler olan Risale-i Nur hem bir ilham meyvesidir, hem de ilham kaynağıdır.

Risale-i Nur doğrudan sadık (aktif) ilhamlarına dayalıdır. Çünkü Nurlar, ne şarkın ulûmundan ne garbın fünûnundan derlenmiştir. Doğrudan Kur’an’ın açılımlarıdır; çiçekleridir.

Burada “Verici-Alıcı” ilişkisinden söz etmek gerekir. İlhamı, ilham eden Zât, hem ilham edilen konuya, hem ilhama uygun kişiye birden tasarrufu vardır.

Şimdi aşağıdaki iki metindeki derinlik ilhama mazhariyetin bir göstergesi değil midir?

Marifetullaha dair “göstergeler” şu şekilde sayılmaktadır:

  • Hads—ki, şimşek gibi sür'at-i intikaldir—daima onu tahrik eder. 
  • Hadsin muzaafı olan ilham, onu daima tenvir eder. 
  • Meyelânın muzâafı olan arzu 
  • ve onun muzaafı olan iştiyak 
  • ve onun muzaafı olan aşk-ı İlâhî,
  • onu daima mârifet-i Zülcelâle sevk eder.
  • Şu fıtrattaki incizap ve cezbe, bir hakikat-i câzibedarın cezbiyledir.

Öte yandan Marifetullaha dair sayılan dört kaynağa bakın. Bunlardan birincisi “İlhamdır.” Diğerleri “tâlim, tasfiye, nazar-ı fikrî”dir. (Nokta Risalesi (14/54)  Üçüncü Burhan ( 3/5)

Ayrıca “hads” ve “ilhamı” imanın bir delili saymaktadır:

  • Kalb ile vicdan, mahall-i iman. 
  • Hads ile ilham, delil-i iman.
  • Bir hiss-i sâdis, tarik-i iman.
  • Fikir ile dimağ, bekçi-i iman. (Lemaat)

İlham Kime Gelir?

İlham, bir konuda çok ama çok istekli olana, onu arzu ve aşk şiddetinde hisseden kişiye gelir. Bir âşığın duygularının kabardığı an; her şeyde sevdiğini hissetmesi gibidir. Çünkü ilham, fiili duaya verilen olumlu cevaptır.

İlham, mizaç aynası parlak, yeteneği üst sınırda, düşünme biçimi çok uygun olana gelir. İlham, konuya kafa yorana gelir.

İlhamda etkili olan şeyler: Tefekkür, yalnızlık, işlevselliktir.

Bediüzzaman ilhamın kapısı olan tefekkürü bir meslek ilkesi olarak kabul etmiştir. İlham mütefekkir olanlara gelir. Çünkü “Tefekkür gafleti izale eder.” Tefekkür, konsantrasyon ve odaklanmayı sağlar. İlham tefekkürle doğar. Mütefekkir için her şey ilham vericidir ve düşünen insan ilham almaya müstaittir.

Tefekkür odaklanmaya ve konsantrasyona sebep olup, ilhama kapı açar.

Bir önceki “Tekrar Yasası” (https://www.risalehaber.com/tekrar-yasasi-neden-davranislarimizi-tekrarlama-egilimindeyiz-22682yy.htm) başlıklı yazımızda sözünü ettiğimiz gibi, Newton’un 'elma’sı, Edison’un bin kez denemeli ampulü ve Arşimet’in evrakası tekrar çabasının verdiği birer ilham meyveleridir. 

Tekrarlamak ilhamı davet etmektir. Bugünkü teknolojinin bu denli gelişmesinin temelinde tekrarın verdiği yenilenme (inovasyon) fikri vardır. Her inovasyon bir ilhamdır. Mükemmelliğin varış noktası değil, bir yolculuk olduğunun göstergesidir. Bediüzzaman 10. Söz olan Haşir Risalesini yazmadan önce ilgili şu ayeti, Eğirdir Gölü kıyılarında “kırk defa” okuyarak tekrar etmişti: "Şimdi bak Allah'ın rahmet eserlerine: Yeryüzünü ölümünün ardından nasıl diriltiyor? Bunu yapan, elbette ölüleri de öylece diriltecektir; O herşeye hakkıyla kàdirdir." Rum Sûresi, 30:50).

İlham ve Beyin

İlham vahidiyet içinde ehadiyetin yansımasıdır. Bir taşın yukarıdan aşağıya yuvarlanması gibi desteğin hiçbir katkısı olmaz; tek kişiliktir. Yani kişiye özgüdür. İnsan harika bir beyne sahiptir; ancak bu ilham şartlarının oluşmasıyla beynin esnekliği bir araya geldiğinde düşünme biçimlerimiz de esnerler.  Herkesin hoş tatlı noktası ve anı vardır. “Melek gibi” olduğumuz zamanlar bunlar.

Psikologlar Thrash ve Elliot,( Thrash, T. M., & Elliot, A. J. (2003). Inspiration as a psychological construct. Journal of Personality and Social Psychology, 84(4), 871–889.)  ilham konusunu derinlemesine incelediler ve bunun hem güçlü hem de motive edici olabileceğini keşfettiler. Hatta bunu ölçmek için bir “İlham Ölçeği” (https://ppc.sas.upenn.edu/resources/questionnaires-researchers/inspiration-scale) oluşturdular.

Thrash ve Elliot, ilhamın üç ana nitelikten oluştuğunu anlatıyor: Çağrışım (Tedai), Aşkınlık (Kayyumiyet) ve Motivasyonel yaklaşım (Şevk-i Mutlak)

Bu ne anlama geliyor?

İlham gelmesini istiyorsanız tedai (çağrışım) sistemlerinizi iyi kurgulamalısınız. Bunun için beyninizdeki nöronlar arasında bağlantılar (akson) oluşturmalısınız.  Mesela, iki fikir arasında yeni bir bağlantı kurduğunuzda, beyninizde o bilgilerin yer aldığı nöron çekirdekleri akson ve dendirtlerle birbirine bağlı olup, ilham anında bu kanallar kimyasal bir sıvı ile dolarak biri diğerini hatırlatır, çağrıştırır.  

Beyniniz yeni süreçlere uyum sağlamak için kelimenin tam anlamıyla kendini yeniden yapılandırıyor olmasıdır. Hafızamız ilişkisel olduğu için (yani, bilgi parçalarını birbirleriyle olan ilişkilerine göre sıralayıp birbirine bağladığımız anlamına gelir), beyniniz ne kadar "esnek" olursa, ilham verici düşünceleri o kadar fazla oluşturabilirsiniz. Bu durum kişinin kendine yeterliliğidir ve duruşuyla ilhama mazhar olur.

Yine de, beyinde yeni yollar açma süreci her zaman en yüksek verimlilikte gerçekleşmiyor. Odaklandığımızda, uyanık ve dikkatli olduğumuzda, beynimiz yüksek düzeyde Beta beyin dalgaları salgılar. Bu, halihazırda öğrendiğimiz işlerde güçlenmek için harikadır. Uyumaya yaklaştıkça, beyin dalgalarınız daha da zayıflar. Beyniniz, siz gevşerken Alfa beyin dalgaları salgılar ve uykuya dalmaya başlamadan hemen önce Teta dalgaları salgılar. En yavaş beyin dalgaları olan Delta, derin uyku sırasında, REM uykusundan hemen önce ortaya çıkar. İlhamın gelmesine en uygun beyin dalgalarının Beta ve Alfa oldukları görülmektedir.

Beyninizin düşünme ve ilham doğurma becerilerini ya da esnekliğini artırmanın yollarının uzun bir listesi vardır. Beyninizle egzersiz yapmak önemlidir. Beyniniz, zorlanmak istemez; kendisine meydan okunmadığında yeni yollar açmaz; kısacası beyin zoru sever.

Elbette bunların hepsi uzun vadeli işlerdir. Çoğu kere ilham, niyet olmaksızın kendiliğinden gerçekleşir.  

İlhamın Faydaları

Yeni hedeflere ulaşmamıza yardımcı olmanın yanı sıra, ilhamın genel refahımız için de iyi olduğunu gösteren kanıtlar vardır. “Minnettarlık” ve “takdir” duygularını artırabilir, ruh halimizi yükseltebilir ve bize yükseltilmiş bir amaç duygusu sağlayabilir.

İlham almak, sınırlamalarımızı genişletmemize yardımcı olabilir ve bize neyin mümkün olduğuna dair yeni bir referans noktası sağlayabilir. Spor dallarında sürekli şekilde rekorlar kırılması ilhamın verdiği bir motivasyondur. Ancak ilk sayının/sürenin sahibi tüm ilhamların kaynağıdır.

Rol Modellerden de Öğrenin

Daha önce de bahsettim: Hedefiniz ne olursa olsun; ister başarılı bir yazar, müzisyen, sanatçı, iş yöneticisi, motivasyonel konuşmacı, atlet veya ebeveyn olsun, büyük ihtimalle işlerinde çok az umudu olan insanlarla karşılaşacaksınız.

Ancak az sayıdaki yaptığı işinden ilham beslemesi yapan insanlarla da karşılaşacaksınız.

Bu insanlar, genellikle yoğun bir kararlılık içinde, sıkı çalışma döneminden sonra potansiyellerine ulaşan kişileri örnek almak, pasif ilham olsa da iyidir. Özellikle genç çocuklar için pozitif iyi örnekler önemlidir. 

Başkaları için Rol Model Olun

Çocukluk dönemimiz, otorite sahibi ve akran grubumuzdaki başarılı kişilerin davranışlarını kopyalamakla geçiyor. Çocukların, yapmaları gerektiğini söylediğimiz şeylerden çok, yaptığımız şeylerin davranışlarını sergileme ihtimali daha yüksektir. Başkaları için aktif bir rol model olmayı seçebiliriz, ancak bunun farkında olsak da olmasak da davranışlarımız ve eylemlerimiz başkalarını etkileyebilir. Bu da bizi sorumlu kılar. Lütfen dikkat!

Zor Zamanlarda Rol Modeli Olun

İlham vermek de her zaman mükemmelliğe ulaşmakla bağlantılı değildir. Sorunlarla ve endişelerle başa çıkma şekliniz, başkalarının da izleyebileceği olumlu bir örnek olabilir. Yapıcı bir şekilde tepki verir ve hareket ederseniz, diğerleri esneklik, umut, iyimserlik ve büyüme zihniyeti gibi becerileri nasıl geliştireceklerini örtük olarak öğrenebilirler.

İlham Nasıl Çağrılır?

İlham, kendiliğinden ortaya çıkan ve bu nedenle planlanamayan bir şey olsa da, ilhamın oluşma ihtimalini artırmanın yolları vardır. Örneğin, bir kitap yazmak, bir yazarlık atölyesine gitmek, favori bir yazarın okumasına katılmak veya üretken bir yazarın otobiyografisini okumak istediniz. Tutkunuz ne olursa olsun, kendinizi öğrenmeniz için size ilham veren insanlarla bir ortama yerleştirmeye çalışın.

İlham almanın en iyi yanı, hayatınızı anında dönüştürme gücüne sahip olmasıdır. Sizi sıradanlıktan uzaklaştırıp olağanüstü, heyecan verici ihtimaller dünyasına taşıyabilir.

Sosyal İnsanın İlhamı: Sohbet

İstişare, müzakere, münazara, sosyal hayatın ilham kaynaklarıdır. Beyin fırtınası ve benzeri teknikler sosyal insana ilham vermek içindir.

İnsanların konuşa konuşa anlaşması ilhama bir vesiledir. Çünkü sohbette insibağ vardır.

Sosyalleşme boyutunda özenilen veya beğenilen insanlardan örnek davranışları almak da bir ilhamdır.  İnsan beğendiğine benzemek ister.

Eğer zihniniz ve kalbiniz sürekli aynı konuları düşünüyorsa sürekli ilham alırsınız. Çünkü fiili dua yapana ilham gelir.

Einstein’in dediği gibi, “Deha’nın yüzde biri ilham, yüzde doksan dokuzu terdir.” İlham gelmesini bekleyemezsiniz, talihiniz gibi, ilhamı kovalamanız, gelmesi için zemin hazırlamanız gerekir.

Buna örneklerden biri, İmam Buhari’dir. Gece uykusundan uyanır, lambasını yakar, hatırına gelen faydalı bir şeyi yazardı. Hatta bir gecede yaklaşık yirmi defa kalktığı olurdu.

Ben de bu yazıya konsantre olduğumda gelen ilhamlar yüzünden namaza bir türlü başlayamıyordum. Çünkü tam namaza duracağım sırada tüm fikirler beynime hücum ediyordu. (Allah beni affetsin.)

İlham Gelmesi İçin Ne Yapmalısınız?

Ey ilham gelince kapıyı üç kere tıklat!

Bir defa hatalardan ve yanlışlardan öğrenmek kalıcıdır. Öğrenen olmak önemlidir. Eğer bunu küçümserseniz ikinci bir hata yapmış olursunuz. Başarılı insanlar kendilerine yeni bilgileri çekerler. Başkalarının işinden ve başarılarından ilham alırlar ve motive olurlar.

O bakımdan kafaya takın!

Uyuyamaz olursanız ilham gelir; gece kim bilir kaç kere uyanırsınız!

Kafanıza taktığınız bir konu varsa ve sürekli olarak beyniniz bununla ilgileniyorsa, aniden ve nereden geldiğini anlamadan ilhama maruz kalırsınız.  

Şairler, duygusal duyumun zirvesine geldiklerinde, şiir dizeleri o zaman dudaklarından dökülür.

Demek ki ilham ne zaman geliyormuş; Neye yoğunlaştıysanız o yoğunlaşmanın pik noktasında ilhama maruz kalıyorsunuz. 

İyi bir fikirle karşılaşırsanız onu kullanın. En iyi ilhamı bulmak için harcanan zaman, onu tüketmek için harcadığımız zamandan daha fazladır. Yani uygulamak ve bunun sonucunda ilham verici bir şeyler keşfetmek zaman alıcıdır. Oysa bir fikri tüketmek için ilham verici şeylerden esinlenmek daha az zaman alıcıdır.

Parlak bir fikre rastladığınızda onu hayata geçirin. Yeni bir strateji bulduysanız onu kendi hedeflerinize uygulayın. Yeni bir durumu uygulayarak deneyin. Fikirlerin uygulanması her zaman fikirlerin kendisinden daha güçlü olacaktır.

Elbette, diğer insanların fikirlerinde bazı ilham verici düşünceler ve harekete geçirici motivasyonlar vardır. Ancak eylemlerinizin size ilham verme gücünü unutmayın. En iyi ilham, başkalarının fikirlerinin tüketilmesinden değil, kendi fikirlerinizin uygulanmasından doğar.

İlhamın Vartaları (Tehlikeleri)

İlhamın en çok yalnızlara veya hassas ruhlara geldiği gibi yanlış bir düşünce olduğundan söz etmiştim. Çünkü duygusal insanların iki beyin lobundan (somut-soyut) sağ beyin lobunu baskın olarak kullandıkları bilinmektedir.

Sanatçıların, feminen ruhların ve şairlerin sağ beyin lobunu daha aktif kullandıkları bilinmektedir.

Özellikle şairlerin hayal dünyaları çok zengin olduğu için, ilham ile bu hayallerin karışması riski yüksektir.

Bediüzzaman bunu şu ifadeyle belirtir:

“Kur'ân-ı Hakîm, nihayetsiz parlak, yüksek hakikatleri cami' olduğundan, şiirin hayalâtından müstağnidir.” (Onüçüncü Söz)

Şiirin hayalatı ile ilham arasında büyük fark vardır. Hayâlât-hayaller gerçekliği olmayanlardır. Oysa ilham eylemdir ve eylemden kaynaklanır.

Bediüzzaman kalbin etrafındaki ilham, vesvese ile mücadele ederken (Onbirinci Şua, Onbirinci Mesele) şeklinde bir cümle kullanır. Burada meleklerin verdikleri ilhamlarla nasıl yardımcı olduklarından söz eder. Demek ki, ilham ile vesvese (hayâlât) arasında ciddi bir uçurum söz konusudur.

Şunu unutmamak lazım:

İlham eylemle ortaya çıkar. Yoksa ilham gelsin harekete geçelim, değildir. İnsan faaliyetleriyle yaptığı işte o denli gelişir ki, daha iyisini yapacak ilhamlar buradan çıkar.

İlhamı vesveselerden veya hayâlâttan kurtarmanın yolu fikre odaklanmak ve mantık terazileriyle tartmaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
7 Yorum