Fatih DURGUN
İçindeki Potansiyeli Ortaya Çıkartmanı Engelleyen Sebepler
Hepimiz yaşam trendinin basamaklarında en üst seviyelere ulaşmayı hedefliyoruz. Doğal olarak bunu nasıl yapacağımız noktasında kafamızda soru işaretleri taşıyoruz. Özellikle kimi zamanlar içimizde bu yükseliş için bize bahsedilmiş olan potansiyellerimiz ve enerjimiz ortaya çıkamadığı için içimizde huzursuzluklara ve sancılara sebep oluyor.
Belki de içinde bulunan o yetenek ya da enerji ortaya çıkmış olsaydı tıpkı barajın engellerini kaldırmamız sonucunda suyun akmasıyla büyük bir enerji ortaya çıkartarak koca şehri aydınlattığı gibi sen de potansiyellerinin çıkmasını engelleyen şeyleri tespit ederek ve aşarak hayatını ve çevreni aydınlatabilirsin.
Elbette bu engeller hepimizin hayatında farklı farklıdır ancak bugün hayatımızda yaşam trendinin en üstlerine çıkabilmemiz için çağımızın ve yaşımızın ortak engellerini konuşacağız. Özellikle de bu engelin en büyüğü olan kendimizi …
- ADIM: İnsanın İradesini Doğru Kullanması ve Kendisini Yönetebilme Becerisi
İtalyan yazar Andre Gide, kıyıyı gözden kaybetmeye cesaret etmedikçe insan yeni okyanuslar keşfedemez demiştir. Gerçekten de öyle değil mi hatalar ve yanlışları göze almamız bizi geliştirmedi mi?
Hatırlayın çocukken düşmekten korksaydık yürüyemez, hata yapmaktan korksaydık konuşamazdık hep daha faydalı olanı korkmamıza rağmen seçtik çünkü biz gelişmeyi ve ilerlemeyi istedik.
Belki de dünyanın en iyi futbolcusu olma özelliğine sahipsiniz ancak sakatlanmaktan korkmak sizi engelliyor, havada uçmayı siz sağlayacaksınız yükseklik korkusu size izin vermiyor araba kullanıp özgürleşmek istiyorsunuz kaza yapma korkusu size zarar veriyor.
Üstelik yaşadığımız dönemin bizden hep en iyisini ve mükemmelini beklediğini hatırlayacak olursak korkumuzun ne kadar büyük olduğunu daha net görmeye başlıyoruz.
Peki insanın gelişiminin önündeki en büyük korku hangisidir?
Elbette kendimizle yüzleşmemiz, kendi yargımız yani önyargımızdır.
Ailemizi, çevremizi, şehrimizi, ülkemizi ve dünyayı yargılamak ve yönetmek hep ilk tercih edilen yol olma özelliği ile bilinir; ancak ne zaman ki kendimizi değiştirmeye ve yönetmeye niyetlenirsek o zaman hayata ikinci defa doğmuş olacağız.
- ADIM: POTANSİYELLERİMİZİ ENGELLEYEN DÜNYA
İnanıyorum şu zorluklar biterse, hayallerime ulaşmak için beklediğim fırsatlar oluşursa o zaman potansiyellerimi keşfetmek hiç de zor olmayacak benim için?
Sen de böyle mi düşünüyorsun?
Acı, onu çekeni mükemmelliğe yöneltir, tıpkı tohumun çürüme içerisinde yeşermesi gibi. Leibniz
Nietzhe öldürmeyen şey bizi güçlendirir derken acıya övgü mü düzüyorlardı yoksa acının potansiyelleri ortaya çıkartmaya büyük bir etkisinin olduğunu mu keşfetmişlerdi?
Gerçek şu ki: Zıtlıkların dünyası içerisinde yaşıyoruz, tohumlar çürümese büyüyemez, Karanlık olmasa aydınlık bilinemez, soğuk olmasa sıcağın kıymeti anlaşılamaz, çeldiriciler ve engeller olmasa sınavlar ve müsabakalardaki birincilerden kimse bahsedemez ve atmaca kendisine musallat olmasaydı serçe kuşu kabiliyetlerini keşfedemezdi.
Aynen öyle de bizler yaşadığımız dünyada tüm gelişimleri zorluklara borçluyuz. Problemler olmasaydı ruhumuz ve aklımız kıymetlenemezdi. Nitekim kutsal kitaplarda anlatılan peygamberlerin hayatlarının zorluklarla ve sıkıntılarla dolu olmasının sebebi hep bundan kaynaklanmaktadır.
Bahçıvan ağaçları budamasa dallar gelişir mi? Terzi kumaşı parça parça etmese elbise çıkar mı? Mevlana
O halde bize düşen varoluşumuz gereği acı ve zorluklardan kaçmanın mümkün olmadığını kabul etmenin ardından onlarla mücadele etme yeteneğimiz olan sabrımızı geliştirmek yoluyla içimizdeki potansiyeli keşfetmektir.
Tıpkı koca dalgaları eğlenceye dönüştüren sörfçüler gibi.
- Adım: Dengeli Olmak
Birçok açıdan psikolojisi iyi durumda olmayan bir kimse elbette içerisindeki potansiyelleri ortaya çıkartamaz. Peki psikolojinin doğru bir şekilde yönetilmesinin bir yolu var mı?
Geçmiş dönemlerden bu zamana kadar tüm dinler, öğretiler insanın kendisini keşfedebilmesinin ve bilgeliğin aydınlık dünyasına adım atabilmesinin en etkili yolunun denge olduğundan bahsetmiştir. İnsanın kendisine hükmedebilmesi demek duygularını, düşüncelerini ve arzularını dengelemesi anlamına gelmektedir.
İslam filozoflarının klasik eserlerde bahsettiği üzere insanın duygu ve davranışlarında 3 derecenin var olduğu ifade edilmektedir.
Bunlardan ifrat abartarak ve çok fazla yapmak anlamına gelirken,
Tefrit tam zıttı olarak az yapmak veya hiç yapmamak anlamına gelmektedir.
Vasat ise dengeli olma haline ifade eder.
Örneğin korku duygusunun ifratı abartılı hali her şeyden korkmak bu sayede eldeki fırsatları kaçırmaya sebep olurken tersi olarak hiçbir şeyden korkmamak da yine insanın dikkatsiz davranmasına ve önlem almadan kaybetmesine sebep olacaktır.
O halde Doğrusu nedir?
Elbette vasat yani korku duygusunu tamamen kaybetmeden şartlar oluştuğu zaman da korkusuzca adım atarak dengeli davranma halidir ve tüm yeteneklerini ve potansiyellerini keşfeden insanlar hep bu yolu tercih etmişlerdir. Buna sayısız örnek verebiliriz.
Potansiyellerimizi keşfedebilmemiz için itici güce sahip olan öfke, inat, kaygı, korku gibi duygularımız sizce bizlere öylesine ya da başımızı belaya sokmak için verilmiş olabilir mi?
Aslında başımızı belaya sokan ve önümüzde engel oluşturuyor gibi görünen bu duygularımız biz onlara hükmedemediğimiz için bize zarar veriyor.
Örnek verelim inat duygusunu bir ergen ailesine ve oyunlara karşı gereksiz bir şekilde göstermek yerine hedeflerine ulaşmak için kullansaydı Edison gibi ampülü bulabilirdi.
Ya da korku duygusunu korku filmlerinde harcamasaydı Abbas ibn Firnâs gibi havada uçabilirdi.
Elbette öfke duygusunu arkadaşına karşı gereksiz bir sebep için kullanmasaydı öfkesini vatanı ve milleti ve kutsal değerleri için düşmana karşı kullanan Çanakkale’deki şehitlerimiz gibi kahraman olabilirdi.
Bu yönüyle nasıl ki arabadaki gaz ve pedalı çok veya az basmak kaza yapmamıza sebep olurken ancak dengeli bir şekilde kullanarak rahat bir yolculuk edebiliyorsak dolayısıyla sahip olduğumuz hiçbir şey bize bizzat zarar getirmeyeceği için şikayet etmeyi bırakmalı ve sadece bunları doğru kullanmanın yollarını öğrenmeliyiz.
- Adım: Kavramların Dünyasındaki İnsan
Potansiyellerini keşfetme yolunda bizim en büyük sorunlarımızdan birisi de kendi kendimizi sınırlandırmamız ve çevremizden etkilenmemizdir ve elbette bu sorunun ilk başladığı yer zihnimizdir.
Yaşadığımız çağ bize birçok kavram sunuyor ve belki biz hiç sorgulamadan geldiği haliyle o kavramları kabul ediyoruz.
Özgürlük X Esaret kavramı gibi:
Modern dünya bize özgürlük adına her istediğimiz yaparak, istediğimiz her şeyi tüketirsek özgür olacağımızı öğütler iken
J.J. Rousseau: İnsanın özgürlüğü, istediği her şeyi yapabilmesinde değil istemediği bir şeyi yapmak zorunda olmamasındadır. Demiştir. Bu durum özgürlük ve esaret kavramının zamanla değiştiğini göstermektedir.
Ya da zenginlik ve fakirlik tanımında olduğu gibi Platon zenginliği tanımlarken zenginliğin çok şeye sahip olmak değil az şeye ihtiyaç duymak olduğunu söylerken toplumumuz medya araçları ne kadar çok şeye sahip olursak ve tüketirsek o kadar zengin ve mutlu olacağımıza bizi inandırmaya çalışmaktadır.
Halbuki tüketerek borçlanıyor, daha fazla fakirleşiyor ve özgürlüğümüzü kaybederek maddi ve manevi tükeniyoruz
O halde düşünebilmek yetimiz varken düşündürülmemek için
Tüm özgür ruhlar ve kendini keşfetmiş insanların ilk yaptığı gibi kendisi aracılığıyla düşündüğümüz kavramları sorgulayarak iyi incelemeli ve hayata bakışımızdaki etkisinin ne kadar büyük olduğunu unutmamalıyız.
- Hayalin Gücü ve Kelimelerin Hayatımızdaki Etkisi
Mütefekkir Muhyiddin İbn Arabi Arapça söz anlamına gelen kelam kelimesinin yara manasına gelen kelem kelimesinden türetildiğini bu açıdan yaranın yara sahibine etki etmesi gibi kelimelerde onları söyleyenin ve dinleyenin ruhunda olumlu ve olumsuz izler bırakmaktadır.
Kuantum bilimiyle birlikte bu ifadelerin bilimsel bir karşılığı bulunduğunu da göz önüne alacak olursak kelimelerin önemine dair çevremizde çok örneklerle karşılaşıyoruz.
Geçenlerde bir video da yapmıştım oyunca Şinasi Yurtsever bir tv programında şakayla öleceğim ve bu programdan görüntüleri öldükten sonra kullanacaklar dedi aynısı gerçekleşti, Yine Christiano Ronaldo frikik vurmadan önce evet evet yapacaksın inanıyorum diyerek kendisini motive ediyordu.
Hayalin gücü ile alakalı yapılan bir deneyde sonuç hayal kuranların 3 basketbol grubu…yüksek başarı göstermesi de aslında bu duyguların ne kadar etkili olduğunu gösteriyor.
Kelimelerin ve hayalin gücü yadsınamaz bir gerçek bu yüzden kendimizi keşfetmek için içimizdeki olumsuz konuşmalara kulak asmayarak olumlu konuşmaya olumlu hayaller kurmaya özen göstermeliyiz.
SONUÇ: En çok dikkat çekmek istediğim konuyu sona bıraktım
Gelişime ve ilerlemeye meftun olan insanın en tehlikeli durumu hayattaki farkındalığını kaybederek kendini akışa bırakma halidir. Bu durum o kadar tehlikelidir ki kendisinin sahip olduğu yeteneğin ve potansiyelin dahi farkında olmaz.
Mesela uzun yolculuklarda en çok kazalar yol hipnozundan ortaya çıkar.
Bu aslında çoklu iş yapabilme becerisi yaparak hayatımızı kolaylaştırmak için bize verilmiş bir yetenektir. Tıpkı uçaklarda ve bazı yeni arabalarda bulunan otomatik pilot özelliği gibi.
Ancak doğru kullanmadığımız zaman bu yetenek bizi hayatın akışına kapılarak hipnoz edebilir ve hayatımıza pişmanlıklar getirebilir.
Yaşam trendinin en üstüne çıkabilmek için saydığımız bu adımlara dikkat etmeli varoluşumuz ve kendimiz üzerine düşünmeli ve kendimize inanarak her fırsatta soru sormaktan geri durmamalıyız.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.