Hüseyin ÇEŞİTCİOĞLU

Hüseyin ÇEŞİTCİOĞLU

Hak(k)ani tarik ve neoevrimcilere dikkat!

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

Bu yazı geçen cumartesi/pazar gecesi iki nur talebesi ile yazışmalar sonucu oluştu.

Biri Üstad Said Nursi'ye vesile olan hususi üstadım. Diğeri fen ve bilim konularını inceleyen yeni dostum. İkisi de eli kalem tutan (ehli tuş) adamlar.

Birincisi bana Hak( k)ani tarikatı armalı bir şeyh tasviri/destanı, diğeri video üreten bir internet tv kanalındaki bir konuşma ve yorumlarını gönderdi.

İki iletişim eski ilgi ve bilgilerimi canlandırdı. Yazışmalarda ikisi de, iletilerini olumlu şekilde savundular. Eleştirel yaklaşmalı diyerek ihtiyatlı bir dil kullandım.

Ama bu iki akımın insanlara etkisi beni tahrik etti ve ürpertti. Bu yazı bu duygularla yazıldı.

Nur talebesi ve müslümanlara bir uyarı, bir dikkat yazısı olarak oluştu.

hakkani_logo.jpgBirincide, Hakkani tv adına bir şeyh efendinin biyoğrafi ve menkıbesi vardı. Dostum incelemem için göndermişti. Okudum inceledim. Dostuma bu şeyhle ilgili şunları yazdım:

A-Bu logo haçlı savaşçı başlığı.

1-Bu adam hiç yaşamamış olabilir.

2-Sıradan bir adama olağanüstü bir tasarım giydirilmiş olması çok muhtemel.

3-Mükemmel bir yazıcı eliyle masal, senaryo kıvamında yazılmış.

4-Bu biyografide; hiçbir doğru adres, şecereli adresli kimse yok. Adam Mekke'de ölüyor. Yani yaşamadı ki ölsün..

5-Gerçek bazı olay ve kişiller; hayale bir güzel giydirilip bulaştırılmış.

6-Risale gözüyle/Telvihatı Tisa'dan eleştirel  okuyun lütfen. O şeyhin makamları, rütbeleri vb, hiçbiri hak tarikatta ve evliyada yok.

Haçlı savaşçısı başlığı dediğim; zırhlı haçlı savaşçısı başlığının üstüne; tuğra, altına Allah, Muhammed yazılı tv sembolü. Bu sembol tarikat tv'sinin arması. İsteyen yazarak arayabilir.

Bu şeyhin menkıbe ve efsanesi yazısından, kısa kısa seçmeler veriyorum:

"Şeyh Şerâfeddin, mükemmel bir kemal sahib mürşid-i kamil olmakla; ismi azam da dahil olmak üzere, esmai hüsnanın tüm isimlerinin mazharı haline gelmişti. Bu durum, cemal sıfatları kadar celal sıfatlarının da tezahürü anlamına geldiği için, kendisi ile karşılaşanları derhal tesiri altına alan ihtişamlı bir 'ilahi heybete' mazhar idi. Her kim bu “Sultan zikir makamına erişmişse, Allah adının özüne ulaşıp O'nu, (tecelli ve tezahür değil), O'nu; (Allah'ı) her yerde, her fiilde müşahede eder hale gelmiştir.

Yedinci olarak yüceltilmiş makamdan dünya ve  cennetin sırrı makamına oradan da ilahi nüzul makamına (ayet nüzulü/peygamberlik) yol alır.

Beşinci olarak Sırr’ul Esrar makamı gelir. Gaybın tüm içeriğinin aslının bilinmesi makamına yol alacaktır. Sır aleminin tüm görünümlerinin hepsini; ilahi özün eseri olduğunu bilecek ve  herşeyin ilahi sırrın kudretle tezahürleri olduğunu anlayacaktır.

Eğer talib, zikre devamla bu hali de geçerse; Allah'ın yarattığı her şeyin kendisiyle beraber; Allah'ı zikrettiğini müşahede edecek ve işte o zaman bütün kainat kendisine ‘Bir‘de birlik halinde’ gözükecektir.?!

Bu talibin Allah’a yolculuğundaki yedi adımdan ilkidir. (7 adımda ilki buysa 7.si nasıldır. İkincisi, ehli sünnet hangi tarikte böyle bir şey var?)

En ileri düzeyinde olmak üzere zikr-i sultani sırrına sahib olduğu ve günün her anında, en ufak bir gaflete düşmeksizin Allah'ın huzurunda daima zikir halinde bulunduğu, pek çok kişi tarafından müşahede edilmiş ve anlaşılmıştır. (Bir adı soyadı, memleketi, sülalesi belli kişi bari yazsa.)

Şeyh Şerâfedddin, ancak O’na zahiri ilimin çok ötelerine uzanan “İlm-i Ledün” bilgileri verilmiş; Allah tarafından "ilmi ledün vadilerinde sır bilgileri alanında büyük derecelere garkolmuştu." (Bir iki sır bilgisi alalım lütfen ama yok.)

Daha pekçok seneryo/destan var ama gerek yok.

Bu gizli bilgiler/nüzullar 15 Temmuz'da nelere mal oldu gördük.

Hızır ile Hz Musa'ya (as) sadece üç örnek üzerinden verilen hakikat bilgisi (ilmi ledün), Şeyh Şerafettin Dağıstanlı'ya sınırsız; sır bilgileri olarak veriliyor.

Eski dostum, abim, hala hüsnü zan ve rahmete davet edince; Tasavvuf Risalesi'ni hatırlatarak, tekrar görüşelim dedim.

Olayın bir boyutu da şu; geçmişte Şeyh Nazım Kıbrısi'yi araştırırken bu Hakani tarikatını inceleyip araştırmıştım.

Aklımda kalan bu tarikatın Türkiye'de; sonu Bursevi, Sakaryevi, Konevi vb şekilde biten onlarca kolunun video ve konuşmalarını izlemiştim.

Mason sembolleri başta; birçok ölçüsüz gerçekler vardı. Bütün videolar aynı benzer şeyleri aynı teknikte, propaganda ediyordu. Videolarda tek mürit bile görülmüyordu. Örnek vererek zaman almak istemem.

İsteyen bu kelimelerle şeyh gogıldan arama yapar.

Sayısız atmasyonlardan; Prens Çarls'ın 41. kuşaktan seyyid olması, sünnetli doğması ve İngiliz devleti'nin İslam'a en büyük hizmet gibi videodaki sözleri ile İsrail yetkilisinin 30/35 tarikatı yönetiyoruz açıklaması bu tarikatın, İngiliz/Yahudi güdümünde olduğu kanaatimi pekiştirmişti.

Hatta; Kadir Mısıroğlu; doktorların zor iyileşir dediği kızını; Londra'da Kıbrisi'nin nazar ederek iyileştirdiğini videoda söylemişti.

Ayrıca güney Amerika'da kömür madeninde mahzur kalan kömür işçilerinin Kıbrısi'yi Kıbrıs'ta ziyaret edip elini öpme videosu vardır. Ayrıca İngiliz diplomatların Şeyh Kıbrisi ile laubali, iltifatlı videoları bu düşüncemi güçlendirmişti.

Çift okunuşlu oluşu; Hak(k)ani bile problemliydi. Gizemi bir yana; hak, hakikat tarikatı anlamıyla beraber; hakanların (hükümdarların) tarikatı mesajı verildiği de açıktı. En üstte hakan tuğrası var zaten.

***

Neoevrimcilere gelirsek; bir kaç senedir tv'lerde konuşan bilim adamlarıydı.

Caner Taslaman, Sultan Tarlacı, Sinan Canan, Emre Dorman gibi hocalardı.

Kendim de yıllarca ilgiyle takip ettim. Caner Taslaman'ın; "Bir Müslüman Evrimci Olabilir Mi?" kitabını alıp inceledim.

Okuma sonrası email adresine özetle şu mesajı gönderdim: "Geçenlerde bir tv'de hadis konusu çok karışık onu geçelim, Peygamberi Kur'an tasdik ediyorsa tamam" diyorsunuz diyerek Risale-i Nur'dan izah ve alıntılar gönderdim.

Ayrıca söylediği "sahte din-gerçek din" ayrımının son tahlilde ayrımcı/bozguncu bir söz olduğunu yazdım. (28 Mayıs 2017)

Sonra bu konularla uğraşan dostumun mesajı ve bunlarla dostluğu üzerine ona şu mesajı geçtim.

1-Bunların odak noktası evrim. Yani yeni evrimciler. Eski evrim etkisizleşince bunlar ortaya çıktı. Batı'da süreklilik ve değişim bir kanun. Bunun icabı olarak neoevrim/2.0'ı piyasaya sürdüler.

Birinci evrimi nurcular çöpe göndermişti. Şimdi nurcumsularla ikinci evrimi sürdüler ortaya.

Nede olsa çivi çiviyi söker.

Zaten Sinan Bey sürekli; eski evrim karşıtı ilim adamlarıyla/abilerle konuştuğunda; biz böyle bilmiyorduk, bilseydik karşı çıkmazdık dediklerini sık sık, ama isim vermeden söyleyip duruyor.

Bu mesele çok uzun. Bu meseleyi 40 yıldan fazla kaynaklardan okuduk tartıştık ve bitirdik.

Şimdi ise; Allah'ın, inşa şeklinde yaratılış başta olmak üzere çeşitli yaratılış ve dönüştürme şekilleri ısrarla evrim, Kur'an'a uyumlu evrim vb. şekilde videolarda işleniyor.

Anladığım bilimci, fenci nurcu pekçok tanıdık da bunlara ilgi duyup dinliyor, yayınlıyor.

Ayrıca o dostuma bunların; proje olma ihtimallerinden bahsettim.

Hepsinin; inançlı olmaları, neoevrimci olmaları, ısrarla Kur'an'da evrim var demelerini, evrimi çürüten ilim adamlarını yetersiz/eski adam ve pişman gibi göstermelerini, Risale-i Nur'a atıflarını proje emaresi olarak söyledim.

Nur talebeleri adı istismar edilerek müslümanlar son 20 yılda; 3 büyük darbe yediler. İstisnai bir kaç feraset sahibi hariç; insanlar bunları dost ve hizmet ehli saydı. İş işten geçince ise herkes; uyarıcı kerametçiliğe soyundu.

Dediğim şu ki bu iki popüler akımı böyle gördüm, çekincelerim var. Eksik ve yetersiz noktalarım mutlaka vardır. Çok bakır söz, altın diye piyasada.

Üstad Nursi; müslümanların geri kalışını Hutbe-i Şamiye'de sayarken; müslümanın inanılmaz saflığı (safderunluğu) ve hadsiz zulüm yapanları rahatça affetmelerini vurgular.

Türkiye'nin yüzde 80'inini destekçi, yüzde 20'sini takdir edici yapan Fetö (F.darbe örgütünden sonra) hiçbir şey eskisi gibi olmamalı. Hele dahilerin ve evliyaların yanıldığı yerde yanılmayan/yanılmaması gereken Nur Talebeleri, artık hiç bir şekilde gafil olamaz. "Mü'min aynı delikten iki kere ısırılmazken" 5-6 kere aynı yerden ısırılmak insanlığa sığmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
6 Yorum