Habip ARTAN
Düşünce iklimi-19: Nefsine pozisyon almak
Bir insan yaratılışı itibariyle evvela nefsini sever ve tercih eder, bu sevginin bir sınırı vardır, bunu tahdit altına almanın bir yolu da nefis terbiyesi olup müminlerin en büyük imtihanlarından birisidir. İçtimai hayatın her kademesinde çalışma hayatında, ait olduğumuz cemaat ve STK’larla olan bağlarda nefsini ön planda tutmak, aslında nefsine tutsak olmaktır. Her şeyi kendi istek ve heveslerine göre düzenlemek ve arzu etmek aslında başkasının hak ve hukukuna müdahale demektir. Mümin insan gerek enfüsi ve gerek afaki dairede, ücret ve mükâfatta nefsini geri planda, hizmet ve külfette ise ilerde tutmalıdır.
Mağduriyetlerin mükâfatı sabır ve sebat iledir
İnsanoğlunun tamamı yaratıldığı günden beri imtihandadır. Gerek şahsi ve gerekse içtimai daireden tutun tüm insanlık ve hatta kâinat ile alakadardır. Bir kısım insan mağdur eder, bir kısmı mağduriyet yaşar. Her kesin zerre kadar da olsa yaptığı kötülükler yanına kar kalmayacaktır, er veya geç bu dünyada karşılığını görecek ya da ahirette hesabını verecektir. Bu nedenle, madem ahiret var, bize ve toplumun herhangi bir kesimine yapılan zulümlere karşı, durmadan, usanmadan sabır ve sebat ile maddi ve manevi mücadele etmemiz gerekir. Atalarımız boşuna dememişler: ‘Sen doğru ol, eğri bulur belasını.’
Yörük sırtından kurban kesmek
Anadolu’da ‘Yörük sırtından kurban kesmek’ tabiri vardır. Bu manaya benzer yine ‘memleketimizde tembelce oturanları ve başkasının çalışması ile geçinenleri sevmezler’ ifadesi var. Başkasının malından bonkörlük edilmez. Eğer bir yardım, iyilik edilecekse kendi malından yardım ve iyilik etmek gerekir. İnsanların bir kısmı ayni ve nakdi yardım yaparken, karşısındaki muhatabına sanki kendisi yapıyormuş gibi gösteriyor olabilir. Bu gözaçıklığını kul bilmezse de elbette Allah bilir. Bu nedenle kul hakkına girmemek adına, kimse kimsenin ne malına ne eserine ne sözüne ve ne de gayretine izinsiz el sürmemelidir. Bir cemaat veya bir milletin gayret ve himmetini şahsi menfaatine alet ederek onu kendi nefsine yönlendirmek, sanki bu kazanımları kendisi yapmış gibi davranmak yanlıştır.
Başkasının zararıyla beslenmek
Bugüne kadar Dünyada olan biten savaşların birçoğu, başkasının zararıyla beslenmek fikrinden ileri gelmektedir. Bu ise menfi milliyet fikrinden kaynaklanmaktadır. Kendi milletinden başka diğer milletleri tanımamak ve yok saymak, diğer milletleri aşağılamak menfi milliyetin esasıdır. Menfi milliyet fikrinden beslenenler maalesef günümüzde olduğu gibi bir başkasının zararından asalak gibi yararlanmaya devam etmektedirler. Günümüzde hala süren savaşlardan Ukrayna-Rusya savaşı olsun, İsrail’in Gazze ve Filistin’de devam ettirdiği soykırım ve zulümler olsun bir başka devlet ve milletin işine geldiği için seyirci kalmaktadırlar. Arada bir göstermelik barış müzakereleri çağrısı olsa da, bu da genellikle o ülkenin menfaatleri ile örtüştüğünün göstergesidir.
Bakkal çerezi ile bebek sevindirmek
Birisi bir diğerine veya bir ülke diğer bir ülkeye iyilik edecekse öyle basit çocuk avutacak şekilde olmamalıdır. Kendini bilen insanlar veya köklü devletler iki devletin anlaşmazlığını görünce evvela atacağı yapıcı adımda Dünyaya vereceği yararı düşünmesi gerekir. Desinler diye, herhangi bir anlaşmazlığı çözmeye çalışmak, el altından muhtemelen dünyanın felaketine neden olacak girişimlerden uzak durmak gerekir.
İhlasın ruhu himmet almamaktır
Bu konuda Asr-ı saadette en büyük önderimiz yüce Peygamberimiz (sav) olduğu gibi çağımızda ise onun varisi örnek şahsiyet Bediüzzaman hazretleridir. İhlas; bir ibadeti veya bir hasenatı sırf Allah rızası uğrunda yapmaktır. Başkaları razı olsun veya onların olurunu celbetmek, desinler diye yapmak, şahsi menfaatine himmet sağlamak için yapmak ihlasın ruhunu kaçırır. Bediüzzaman hazretleri aç ve susuz kalma pahasına bile olsa kesinlikle karşılıksız hiçbir zaman hediye veya yardım almamıştır. Eğer insanlardan hediye, yardım almış olsaydı bugün Risale-i Nurların etrafında bu kadar insanın olması mümkün olmayacaktı. Bediüzzaman’ın davası ve hizmeti hala tazeliğini muhafaza ederek bugün devam ediyor. Tüm dünyaya yayılması işte bu sırra binaen olmaktadır. Rabbim cümlemizi hesabını veremeyeceğimiz hayattan muhafaza eylesin. Amin.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.