Allah sizin serbestçe istemenizi dilemedikçe, siz isteyemezsiniz!

Allah sizin serbestçe istemenizi dilemedikçe, siz isteyemezsiniz!

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), İnsan Sûresi 30-31. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

30-Bununla berâber, Allah (sizin serbestçe istemenizi) dilemedikçe, (siz) isteyemezsiniz! (*) Muhakkak ki Allah, Alîm (herkesin hâlini bilen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.

31-O, dilediği kimseyi (hikmetine binâen kendi lütfundan) rahmetine dâhil eder. Zâlimlere gelince, onlar için çok elemli bir azab hazırlamıştır.

(*)“Hazret-i Ya‘kūb’dan sorulmuş ki: ‘Ne için Mısırdan gelen gömleğinin kokusunu işittin de, yakınında bulunan Ken‘an kuyusundaki Yûsuf’u görmedin?’ Cevâben demiş ki: ‘Bizim hâlimiz şimşekler gibidir; bazen görünür, bazen saklanır. Bazı vakit olur ki, en yüksek mevki‘de oturup her tarafı görüyoruz gibi oluruz. Bazı vakitte de ayağımızın üstünü göremiyoruz!’ 

Elhâsıl, insan her ne kadar fâil-i muhtâr (istediğini yapmakta serbest) ise de, fakat وَماَتَشاَؤُنَ اِلَّا اَنْ يَشاَءُاللّٰهُ [Ve Allah (sizin serbestçe istemenizi) dilemedikçe, (siz) isteyemezsiniz!] sırrınca, meşîet-i İlâhiye (Allah’ın istemesi) asıldır kader hâkimdir. Meşîet-i İlâhiye, meşîet-i insâniyeyi geri verir! اِذَا جاَءَالْقَدَر عَمِيَ الْبَصَرُ [Kader geldiği zaman göz kör olur!] (kāidesi) hükmünü icrâ eder. Kader söylese; iktidâr-ı beşer (insanın iktidârı) konuşmaz, ihtiyâr-ı cüz’î (insanın irâdesi) susar!” (Mektûbât, 15. Mektûb, 41)