Abdulkadir ÇELEBİOĞLU

Abdulkadir ÇELEBİOĞLU

Risale-i Nur Kendini Nasıl İzah Ediyor?-6

3- Arapça İbarelere Verilen Mânâlar

"...âbid, namazında der:

اَشْهَدُ اَنْ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ

Yani: 'Hâlık ve Rezzak, O'ndan başka yoktur. Zarar ve menfaat, O'nun elindedir. O, hem Hakîm'dir; abes iş yapmaz. Hem Rahîm'dir; ihsanı, merhameti çoktur' diye itikad ettiğinden her şeyde bir hazine-i rahmet kapısını bulur." (Sözler, s. 19)

Birebir çeviri olarak "Allah'tan başka ibadete lâyık hiçbir ilâh bulunmadığını şehadet ederim." ifadesine Üstâd Bediüzzaman küllî bir sûrette şerhli mânâ veriyor.

اَلرَّاضٖى بِالضَّرَرِ لَا يُنْظَرُ لَهُ"

sırrıyla hiç acınmaya müstehak olamaz. Çünkü zarara rızasıyla girene merhamet edilmez ve lâyık değildir." (Sözler, s. 147)

Bu Arabî ibare de şer'î bir kâidedir. "Zarara kendi rızasıyla girene merhamet edilmez." anlamına gelmektedir. Üstâd Bediüzzaman, bu kâidenin sırrıyla hiç acınmaya müstehak olamayacaklarını ifade eder. En sonunda da mevzûyu izah sadedinde "ve lâyık değildir." diyerek açıklar.

اَيْنَ الثَّرَا مِنَ الثُّرَيَّا"

Hakikat nerede? Ehl-i gafletin telakkileri nerede?" (Sözler, s. 164)

Bu Arabî ifadeye de, "Aralarında çok fark var, yerle gök arası gibi birbirine uzak, o nerde bu nerde." şeklinde mânâ verilir. Üstâd Bediüzzaman bu ifadeyi doğrudan meâl vermek yerine mevzû ile bağdaştırarak ibare sonrasında “Hakikat nerede? Ehl-i gafletin telakkileri nerede?” demektedir.

"Dinde harec yoktur. "لَا حَرَجَ فِى الدّٖينِ (Sözler, s. 277)

Şer'î bir hüküm olan ve "Dinde zorluk yoktur." şeklinde tercüme edilebilecek kâidede de Üstâd Bediüzzaman, "zorluk" yerine aynı mânâya gelen "harec" ifadesini kullanmıştır. Zaten Arabî ibarede حَرَجَ geçmesi sebebiyle, mazi ile bağımızı lisân ile devam ettirmektedir.

"Hem لَا عِبْرَةَ ِلْلاِحْتِمَالِ الْغَيْرِ النَّاشِئِ عَنْ دَلٖيلٍ

yani: 'Bir delilden neş'et etmeyen bir ihtimalin hiç ehemmiyeti yoktur' olan kâide-i meşhure; hem usûlü'd-din, hem usûlü'l-fıkhın kâide-i mukarreresindendir." (Sözler, s. 278)

İbarenin me'hazi için bkz. Ömer Nasuhî Bilmen, Hukuk-i İslâmiye ve Istılahât-ı Fıkhiyye Kamusu 1:279.

Burada da Arabî ibareye Üstâd Bediüzzaman'ın verdiği meâl görülmektedir.

اِنَّ الضَّرُورَاتِ تُبٖيحُ الْمَحْظُورَاتِ"

kâidesi, yani 'Zaruret, haramı helâl derecesine getirir.' " (Sözler, s. 482)

Buradaki de normalde "Zaruretler, haramı helâl derecesine getirir." şeklinde tercüme edilebilecek bir kâidedir. Arabî kısımda الضَّرُورَاتِ (zaruretler) ifadesi çoğuldur, sadece burası tekil olarak mânâ verilerek yazılmıştır.

"Bir eser okunacağı veya bir söz dinleneceği zaman, evvelâ

مَنْ قَالَ وَ لِمَنْ قَالَ وَ لِمَا قَالَ وَ فٖيمَا قَالَ

yani: 'Kim söylemiş? Kime söylemiş? Ne için söylemiş? Ne makamda söylemiş?' olan bir kaide-i esasiyeyi, nazar-ı itibara almalı." (Sözler, s. 755)

Burada da hemen hemen normal tercüme ile aynı ifadeler verilmiştir.

Tabiat Risalesi'nde geçen şu ifadelerde de Arabî ifadelere şöyle mânâ verilmiştir;

"Birincisi:

اَوْجَدَتْهُ الْاَسْبَابُ

Yani, esbab bu şeyi îcad ediyor.

İkincisi:

تَشَكَّلَ بِنَفْسِهٖ

Yani, kendi kendine teşekkül ediyor, oluyor, bitiyor.

Üçüncüsü:

اِقْتَضَتْهُ الطَّبٖيعَةُ

Yani, tabiîdir, tabiat iktiza edip icad ediyor." (Lem'alar, s. 177 - 178)

Burada da Arabî ifadelere de müellifi olan Üstâd Bediüzzaman tarafından izahlı bir meâl verilmiştir.

لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ

beyanındadır, başlıklı kısımda geçen şu ifadeler gayet mühim ve vecîz dile getirilmiştir;

"Allah'tan başka hak bir Allah'ın [*] bulunmadığını kalben tasdik ve lisanen ikrar ettiğime, bütün gören ve görünen eşyayı şahid gösteriyorum." (Mesnevi-i Nuriye, s. 53)

[*] Nüsha farkı: "İlah'ın"

Üst seviye bir meâl verme olduğunu işin ehli daha iyi bilir. Arapçada Allah kelimesinin tanımı için "El-Ma'bud-u Bi'l-Hak" yani "İbadet edilmeye lâyık hak Ma'bud" denilmiştir. Verilen mânâ da gayet yerindedir.

"Eğer meşrutiyet, bir fırkanın istibdadından ibaret ise ve hilaf-ı şeriat hareket ise:

فَلْيَشْهَدِ الثَّقَلَانِ اَنّٖى مُرْتَجِعٌ

{(Hâşiye): Yani: Bütün dünya, cinn ve ins şahid olsun ki, ben mürteciyim.}" (Tarihçe-i Hayat, s. 73)

Burada da Üstâd Bediüzzaman, düştüğü hâşiyede Arabî ibareye tam tercume vermiştir.

مَنْ كَانَ هِمَّتُهُ نَفْسَهُ فَلَيْسَ مِنَ اْلاِنْسَانِ لِاَنَّهُ مَدَنِىٌّ بِالطَّبْعِ "

Yani: Kimin himmeti yalnız nefsi ise, o insan değil. Çünkü insanın fıtratı medenîdir. Ebna-i cinsini mülahazaya mecburdur. Hayat-ı içtimaiye ile hayat-ı şahsiyesi devam edebilir." (Tarihçe-i Hayat, s. 99 - 100)

Arabî ibareye şerhli şekilde mânâ verilmiştir. Bu yerin devamında da misâl verilerek izah edilmiştir; "Meselâ: Bir ekmeği yese kaç ellere muhtaç ve ona mukabil o elleri manen öptüğünü ve giydiği libasla kaç fabrikayla alâkadar olduğunu kıyas ediniz. Hayvan gibi bir postla yaşamadığından ebna-i cinsiyle fıtraten alâkadar olmasından ve onlara manevî bir fiyat vermeye mecbur olduğundan fıtratıyla medeniyetperverdir. Menfaat-ı şahsiyesine hasr-ı nazar eden, insanlıktan çıkar, masum olmayan câni bir hayvan olur. Bir şey elinden gelmese, hakikî özrü olsa o müstesna!.." (Tarihçe-i Hayat, s. 100)

"Birinci Kelime:

اَلْاَمَلْ

Yani rahmet-i İlâhiyeden kuvvetle ümid beslemek." [*] (Tarihçe-i Hayat, s. 89)

[*] Nüsha farkı: "Yani rahmet-i İlâhiyeye kuvvetli ümid beslemek."

El-Emel ifadesi de bu şekilde açıklamalı anlam verilerek yazılmıştır.

Bu yazı serisinde tüm Risale-i Nur Külliyatı'ndaki ifadeleri göstermek mümkün değildir. Sadece numûne olarak verdiğimiz misâller, 6 yazı şeklinde tanzim edilerek istifadeye sunulmuştur. İnşaAllah tüm külliyat üzerine bu şekilde bir çalışma yapmak nasip olur.

Bir sonraki yazı serimizde Üstâd Bediüzzaman'ın Risale-i Nur'da "âyet ve hadîslere" verdiği şerhli/tefsîrli meâller ele alınacaktır.

Cenâb-ı Hak istifadeye medâr eyleyip Kur'ân - İman hakiketleri olan Risale-i Nur eserlerindeki ince ve dakîk mânâları derk etmeyi nasip etsin. Âmîn.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum