Yol iki görünüyor

Yolun biri Hak, diğeri batıl; biri iman, diğeri küfürdür. Bu Hz. Âdem zamanından beri böyledir. Üçüncü bir yol yok.

Bir de orta yol var diyenler olabilir. İman küfür arasında orta yol diye bir şey olmaz. Ortadayım diyenler muhalif tarafa geçmiş olur. Bunun farz-ı muhal olarak düşünülmesi bile doğru değildir.

Buna mukabil üç güruh var: Biri mümin, biri kâfir, diğeri de münafık. Belki dördüncü bir güruhtan bahsedilebilir. Bunlar da münafıkların maşası ve oyuncağı olan sadık ahmaklardır.

Münafık, iman etmiş gibi görünen, fakat kâfire ve küfre çalışandır. Bunlar kâfirlerden daha tehlikelidirler. Her işleri gizlidir, perdelidir. Niyetlerini açık açık söylemezler. Suret-i haktan görünürler. Aldatıcıdırlar. Asıl amaçları din düşmanlığıdır.

Bunlar, Müminlerin kurban kesmelerini katliam olarak nitelendirirken, yılbaşında hindi kesilmesini gayet makul görerek kutlama yaparlar. Ne kutlamasıysa?

Cami için birkaç ağacın yerini değiştirmeye kalktığınızda “kesdürmeyüüz” derler. Yılbaşı kutlamaları için çam katliamına alkış tutarlar, göz yumarlar, görmezden gelirler.

Dedim ya bunların amaçları, ne kurbanlık hayvanı, ne de ağacı korumak. Asıl niyetleri din düşmanlığıdır.

Bir vakit balkonlardan boş tencere tava çalanlar olmuştu. Güya siyasileri ve ekonomistleri eleştireceklerdi. Emin olun bunlar aç filan değildi. Açlık bahane. Hepsinin de tuzu kupkuru. Dopdolu tencerelerdeki et yemeklerini löp löp yiyenlerdi.

Bir gün sonra asıl niyetlerini ortaya dökmüşler, balkonlardan sokaklarda inerek ve bizim evlere doğru dönerek "Kahrolsun irtica. Sizi burada istemiyoruz. Siz geldiniz huzurumuz kaçtı. Defolun gidin. Hepinizin kökünü kazıyacağız" kabilinden bilindik naralar atmışlardı. Bize de müsbet hareket etmek düşmüştü.

Evet biz başörtülüydük, dindardık. Zaman zaman sokaklarda tacizlerine uğramamıza rağmen, ezansız yerlere camiler diktik. Adamlar bundan çok rahatsız oldular. Çünkü onlar sorumsuz yaşamak, Allah’ı hatırlatan hiçbir şeyi görmek ve duymak istemiyorlardı. Biz ise görünüşümüzle sürekli onlara Allah’ı hatırlatıyorduk. Bundan dolayı daha cehenneme gitmeden cehennem azabı çektikleri için hırçın ve saldırgan davranışlarından belli oluyordu.

Dedim ya maksat üzüm yemek değil, bağcıyı dövmekti, din düşmanlığı yapmaktı. Allah’tan uzak yaşamaktı.

1990'lı yılların başında İstanbul Ataköy 9. Kısımda cami arsasına, cami yaptırmamak için münafıkane çok çabalayanlar oldu. Elhamdülillah büyük bir kararlılıkla bu direnç kırıldı ve cami yapıldı.

Yine 2010'lu yılların başında da Ankara Eryaman'da bir dernek, “park olacak” diye, cami arsasına, cami yaptırmamak için çok uğraşmıştı. İki-üç kere kendi emellerine alet ettikleri mahkemeler ile de inşaatı durdurmuştu. Sonuç nafile. Zafer inananların olmuştu elhamdülillah.

Çok şükür 29 Mayıs’ta büyük bir dirence rağmen Taksim Camii de ibadete açıldı. Emeği geçenlerden Allah razı olsun.

Allah'ın dinine savaş açanların kazanmaları elbette mümkün değil. Allah'ın inayeti, elbette samimi ve ihlaslı müminlerin yanındadır.

Bu münafıklara bilmeden hizmet eden dördüncü güruh olan sadık ahmaklar ise, yaşanan bu sıkıntılara hep âlet olmuşlardır. Bunlar, araştırıp soruşmadan hatta düşünmeden münafıkların ağızlarından çıkan sözlere bakarlar ve o sözlerin mutlak doğru olduğuna inanırlar. Özellikle sosyal medya, bu tiplerin sayısını bir hayli artırmıştır.

1980 yılı öncesinde bu tür insanların ahmaklıklarını gördük, duyduk ve bizzat şahit olduk. Sağ sol davasından dolayı kendisi gibi düşünmüyor diye birbirini öldüren kardeşler, ana-babasını öldüren evlatlar olmuştu. Bu cinayetler, münafıkların kurguladıkları ve mankurtlaştırdıkları sadık ahmaklar tarafından işlenmişti.

Pırıl pırıl ailelerin çocuklarından da bu münafıkların cereyanlarına kapılanlar oluyor. Sosyal medyada dolaşan asılsız haberleri araştırmadan doğru kabul ederek paylaşanlar, bilmeden münafıkların fitne ve desiselerine âlet oluyorlar. Bu tehlikeli durum; toplum hayatını zedeleyecek, huzur ve güveni sarsacaktır.

1980 öncesinde komünizm cereyanının gençlere yaptırdığı aile ve toplumdaki tahribatı, bugün kötü kullanılan sosyal medya yaptırmaya çalışmaktadır.

Kökleri dışarıda olan münafıklara karşı aldanmamak elzemdir. Müminlerin feraseti bütün bu oyunları bozacaktır, bozmalı. Mümin iki defa bir delikten sokulmaz, sokulmamalı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.