Yaratılış Kongresi Sonuç Bildirisi: Kur'an Kainatı Okuyor
20–21 Kasım 2025 tarihlerinde Gaziantep'te düzenlenen 9. Yaratılış Kongresi'nin sonuç bildirisi yayınlandı.
Bilimler Işığında Yaratılış Derneği koordinasyonunda, Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi ve Şahinbey Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen "Kur'an Kainatı Okuyor" üst başlıklı IX. Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi, Türkiye’nin dört bir yanından ve yurt dışından katılan 51 üniversiteden 150 bilim insanını bir araya getirdi.
Fen bilimlerinden sosyal bilimlere, tıptan mühendisliğe, psikolojiden ilahiyata kadar geniş bir yelpazede yürütülen oturumlar, insan ve kâinatın anlamını bütüncül manada yeniden detaylarıyla düşünmek açısından güçlü bir zemin oluşturdu.
Kongrede sunulan tebliğler, Kur’an’ın kâinata anlam kazandıran mesajları ile bilimlerin ortaya koyduğu düzen, ölçü, oran, matematik, yasalar arasında hayrete düşürecek düzeyde son derece uyumlu bir ahengin bulunduğunu gösterdi.
Kâinatın işleyişini inceleyen bilimler ile kâinatın sırlarını okuyan ve bildiren vahyin aynı hakikatin iki yüzü olduğunu ortaya koyan kongre sonunda sonuç bildirisi yayınlandı:
1.Kâinat, tesadüf ve gelişigüzelliğin değil; sonsuz bir ilim, irade ve kudretin ürünüdür.
Genetik, embriyoloji, kozmoloji, kimya, biyokimya, istatistik, fizik ve sosyal bilimler gibi farklı disiplinlere ait oturumlarda sunulan bulgularla; canlı ve cansız bütün varlıkların büyük bir ölçülülük, hikmet ve ince ayar içerisinde yaratıldığı ve dolayısıyla bütün bunların tesadüfle açıklanamayacağı anlaşılmıştır.
2. Yaratılış, bütün varlıkları kapsayan evrensel bir ilkedir.
Bir hücrenin iç düzeninden yıldızların hareketine, bitki birliklerinden insan ruhunun derinliklerine kadar her alanda gözlenen sistematik yapı; kâinatın başıboş olmadığını ve yaratılışın her an devam eden kesintisiz bir faaliyet olduğunu göstermektedir.
3.Bilim, varlığın nasıl işlediğini; vahiy, varlığın neden var olduğunu açıklar.
Kongre boyunca bilimsel yöntemlerin, gözleme dayalı araştırmaların ve disiplinler arası analizlerin ortaya koyduğu “nasıllar”, Kur’an’ın sunduğu “niçinlerle” bütünleştiğinde, insanın yerini ve sorumluluğunu anlaması mümkün hâle gelmektedir. Anlamı dışlayan bilim, amacını kaybeder.
4.Evrim tartışmalarında kavram karmaşası giderilmeli, kavramlar gerçek manalarıyla kullanılmalıdır.
Birçok kelime evrim yerine kullanılmaktadır. Oysaki bunların gerçek manaları aşağıdaki gibidir:
Tekamül, bütün canlıların embriyodan itibaren hayatları boyunca geçirdiği değişimlerin tamamıdır.
Tahavvül, hidrojen ve oksijenin bir araya gelerek su teşkil etmesi gibi bir halden başka bir hale geçmedir.
Varyasyon, varyete, ırk ve varyant gibi canlılardaki tür altı gruplarda görülen değişimlerdir.
Evrim olarak ifade edilen bu ve bunlar gibi birçok kavram esasında birer kanundur. Evrim yerine kullanılamaz. Evolüsyon karşılığı olarak kullanılan evrim ise bir canlı türünden bir başka türün meydana geldiğini iddia eden bir görüştür. Milattan önce 650 yılında insanın balıktan meydana geldiğini iddia eden Anaximander’den beri yaklaşık 2600 yıldır bu görüşü
ispatlayan herhangi bir bilimsel delil ortaya konulamamıştır. Kongre, bilimsel değişim olgusunun gerçek; tesadüfî tür üretimi söyleminin ise bilimsel değil, felsefî bir iddia olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.
5.Kâinat madde ile sınırlı olmayan estetik bir bütünlük taşımaktadır.
İstatistikten optiğe, biyomekanikten kuantuma kadar sunulan çalışmalar; ölçü, oran, düzen ve hesap kavramlarının kâinatta sadece işlevsel değil, aynı zamanda estetik bir bütünlük taşıdığını göstermiştir. Bu estetik ve işlev birlikteliği, kâinatın salt madde olmadığını açık bir şekilde ilan etmektedir.
6.İnsan biyolojisinin, bilincinin ve ruh dünyasının açıklanamaz derinliği, yaratılışın en güçlü delillerindendir.
Embriyonik gelişim, bağışıklık sistemi, protein sentezi, beyin fonksiyonları, davranış bilimleri ve ruh sağlığı alanlarındaki bildiriler; insanın sıradan bir canlı değil, kâinatın anlamını okuyabilen eşsiz varlık olduğunu vurgulamıştır. İnsanı insan yapan özellikler, kör mekanizmalara sığdırılamaz.
7.Eğitim sisteminde yaratılış odaklı bütüncül bilim dili zorunlu hâle gelmiştir.
Kongrede sunulan müfredat analizleri; seküler bilim dilinin gençlerde anlam boşluğu oluşturduğunu, Kur’an’ın kâinatı okuyan yaklaşımıyla desteklenen bütüncül bilim dilinin ise öğrencilere hem entelektüel yön hem de ruhî denge kazandırdığını ortaya koymuştur. Yeni eğitim modelleri; “anlam, amaç ve değer” eksenine oturtulmalıdır.
8.Yaratılış bilinci, bilimsel üretimin ve insanlığın geleceği için bir yön pusulasıdır.
Kâinata bakan gözün ufku genişledikçe, hakikatin tablosu daha belirgin hâle gelmektedir. Kâinat bir kitap, Kur’an o kitabın anlamıdır. Bilim ise bu iki metni birlikte okuması gereken bir akıl yolcusudur.
Bu kongre, disiplinler arası iş birliğinin daha güçlü biçimde devam ettirilmesini, yeni araştırma projelerinin başlatılmasını, ulusal ve uluslararası düzeyde paneller ve çalıştaylar düzenlenmesini ve Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi’nin her yıl tekrarlanmasını oy birliğiyle tavsiye eder.
Nevzat Tarhan: Bütün ihtimaller ve sonuçlar Levh-i Mahfuz'da kodlanmış
9. Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi bugün başlıyor

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.