Van Medresetüzzehra Sempozyumundan Notlar-1

Yüz yıl önce verilen müjde bugün ayan beyan tahakkuk ettiğini gördük.

Tarihte dönüm noktaları vardır. O tarihten önce veya o tarihten sonra diye o tarih referans alınır.

Bu yıl çok bereketli geçen bir yıl.

İlk defa bir Diyanet İşleri Başkanı (Prof.Dr. Mehmet Görmez) yüz yıl sonra Ankara’da Hutbe-i Şamiyeyi okudu.

İlk defa bir Üniversite Rektörü(Prof. Dr. Serdar Bedii Omay) Mardin’de “Münazarat Ekseninde Milliyet Fikri” sempozyumuna ev sahipliği yaptı.

İlk defa bir vali Bediüzzaman’ın yüz yıl önce verdiği mesaja “ Yüz yıl sonra da olsa sesini duyduk” dedi.

Her programın ilk bölümünde açılış ve protokol konuşmaları olur. Genel geçer tebrik tavsiye cümleleriyle geçer.

Bu sempozyumun başlangıcında tarihe not düşülecek sahneler yaşandı.

Saff-ı Evvellere evvel görüşleri soruldu, konuşmalarıyla başlandı.

Abdullah Yeğin, Abdulkadir Badıllı, Mehmet Fırıncı, Mehmet Kırkıncı, Selahaddin Akyıl protokoldeydi açılış için söyledikleri birkaç kelam mutluluğun resmiydi

Fakat bir konuşma var ki, damardan girdi, yüreklerin bam teline dokundu, hissiyatların, duygu yoğunluğuna zirve yaptırdı.

Bir sözün kimin söylediği, ne söylediği, ne makamda söylediği açısından bakılırsa ifade ettiği anlam çok büyüktü.

Van Valisi Sayın Münir Karaloğlu’nun konuşması sıradan bir protokol konuşması değildi. Münzarattan aldığı pasajlarla desteklediği sözlerinde;

Geçmişte çekilen çilelerde, ayakkabıcıdan, bakırcıdan, esnaftan, işçiden, köylüden hocalar yetiştirdi. Şuradaki akademisyenler o insanlara çok şey borçludur. Bir araya gelmeniz için bile bu sempozyumun yapılmasına değer. Ancak bizim sizden hakkımız da artık Medresetüzzehra’yı bir an evvel kurmanın zamanı geldi” dedi.

Bu topraklarda ekilen tohumlar açtığı çiçeklerin her yere yayılması ve bayram yaşanması için sizlerden çok şey bekleniyor.

Çok samimi, içten konuşmanın anahtar kelimesi “Daha ne duruyorsunuz bir an evvel işe başlayın. Bütün ülke, bütün insanlık sizi bekliyor. Bu da bizim sizden hakkımız olsun dedi.

Konuşmanın bir bölümünün ses kaydı olarak aldım. Risale Akademi sayfasında yayınlanacak.

“Vali Beni ağlattı!” Meğer başkaları da ağlamış

Şunu itiraf edeyim. Çok etkilendim ve ağladım. Konuşma sonrası tebrik edenler valinin etrafını kuşattı. İş adamı Mehmet Emin Değer’le ayaküstü göz göze geldik. İlk sözü “Vali beni ağlattı” dedi. Yanına gitti tebrik etti hissiyatını iletti. Birlikte aynı duyguyu yaşadığımız için “Sayın Valim valla ağladık” dedim ve özellikle tebrik ettik. Aktardığım sözlerinden duygu yoğunluğunu aktarmak mümkün olmadı. Derler ya anlatılmaz yaşanır.

Vali ile yan yana oturan Fırıncı ağabeye sordum ağabey nasıl buldunuz?

Risale-i Nur’un önünü kesmek için yüzlerce düğüm atılmış. Düğümler birer birer çözülüyor. Ancak bugün çok önemli bir düğüm çözüldü” dedi.

Programın açış konuşmaları bölümünden sonra bir ara verildi. İkindi namazı kılındı.

Sonra eş zamanlı oturumlara geçildi.

Hepsini aynı anda izlemek mümkün olmayınca Abdulkadir Badıllı ağabeyin panel konuşmacısı olduğu paneli izledim.

Badıllı ağabeye Harran Üniversitesi tarafından Doktor payesi verilmişti. Gerçekten çok titiz bir araştırmacı akademisyen gibi tarihi belgeleri okuyup açıklarken heyecanlanmamak, pürdikkat dinlememek mümkün değil.

Meselâ birisi:

Üstad Bediüzzman şark aşiretlerine meşrutiyeti anlattığı ziyaretleri (Münazarat eserine konu olan) sonrası Şam’a gidiyor. Bölgenin âlimleriyle Şam’da buluşup birlikte hacca gitmeyi planlıyorlar. Üstadın her şehirdeki konferansları uzayınca onlar hacca gidiyor Şam’a dönüşlerini bekliyor. Bu arada malum Hutbeyi okuyor. İnsanlar çok teveccüh gösterip etrafına toplanınca hacdan dönen alimleri işaret ederek teveccühü onlara yönlendiriyor.

Sonra İstanbul’a gidiyor. Sultan Reşat’la beraber Kosova seyahatine refakat ediyor. Van’da medrese için Padişah’tan 20 bin lira ödenek ayrılmasını sağlıyor.

Bu arada Van Valisi Tahsin Bey de Üstad’dan aldığı derse binaen Sultan Reşat zamanında Sadrazama bir yazı yazıyor. Van’da bir medrese kurulması için.

Tahir bey (Uzer) ilk mecliste Çankırı milletvekili olarak seçiliyor. Üstad Bediüzzaman’ın Ankara’ya gelmesini temin eden kişinin de Tahsin bey olduğunu öğrenmiş olduk. Daha bir çok gün görmemiş orijinal belgeler sundu.

Bakalım yarın eş zamanlı 4 toplantı beş oturum olacak. Tespitlerimizi paylaşmaya çalışacağız. Şu an gecenin yarısı otel odasından bunları paylaşabildim.

Anlatılmaz yaşanır ama yine de kabiliyetimiz nispetinde anlatmaya, paylaşmaya çalışacağız. İnşaallah…

(Fotoğraflar için TIKLAYINIZ)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.