Abdurrahman CANBEY

Abdurrahman CANBEY

Ürkütücü yakınlaşmalar

Beydebanın Kelile ve Dimne’sinde geçen ibretamiz temsiller var. Orada daha anlamlı mesajlar olsa da, seyrettiğim bir program beni yeni mesellere taşıdı. 

STV’deki National Geographic’in hazırladığı “ürkütücü yakınlaşmalar” programı hayata dair dikkat çekici o kadar çok mesaj veriyor ki, hayvanlar âlemindeki garip davranışları bir bir ibretle fark ediyorsunuz.

Çok azını izlediğim bölümde, su aygırının timsahla olan çatışmasını ve birbirinden korkan davranışlarını görüyorsunuz.

Timsah, suya inen bir ceylanı yaralamış ve onu kendine ikram yapmayı düşünürken, su aygırı imdada yetişiyor ve yaralı ceylanı kurtarıyor. Timsah, suyun içinde sessizliğe boğulan nötr bir şekilde dikkat çekmemeye çalışırken, su aygırı yaralı ceylanı suyun dışında sakin bir alana çekiyor.

Su aygırı, ceylanın başını boğazında kaybedecek kadar ağzına alıyor, sanki koparacakmış gibi. Ağzını kapamaya çalıştığında, bir an için tedirgin edici ve ceylanın başını koparacakmış psikoloji yaşıyorsunuz.

Sonra ceylanın başını ağzından çıkarıyor, okşuyor, bir daha ağzına alıyor. Birkaç defa bu tekrarlanıyor. Bütün bu çabalar, onu iyileştirme amaçlı. Müdahale sonuç vermiyor. Yaralı ceylan, ağır saldırıdan kurtulamıyor, ölüyor.

Su aygırı suya geri dönüyor. Diğer ceylanlar çaresiz. Etrafı saran kargalar ölü ceylanın etrafını sarıyor. Gagalamaya başlıyorlar. Leşin etrafında kargaların buluştuğu bir anda, timsah aniden sudan çıkıp geliyor ve ceylanı kapıyor.
Kargalar uzaklaşırken, timsah ölü ceylanı alıp suya dönüyor. Kendi başına yemeye başlıyor. Bir yandan da su aygırının çekim alanına girmemeye çalışıyor.

Hazin bir fotoğraf ve yürek yaralayıcı bir tablo gözlerimin önünde uzun süre gitmiyor. Seyretmekte zorlanıyorum. Vakıayı müşahede etme adına, pek alışkın olmadığım o gergin anları seyretmek için cesaretimi toplayarak, ürkütücü ilişkileri anlamaya çalışıyorum.

Hayatın mesaj yüklü anlamını çözmeye uğraşıyorum. Ortada üç aktör var: Ceylan, timsah ve su aygırı. Güzellik kavramının zarafet yüklü gelinciği ceylana göz koymuş bir timsahın parçalayıcı saldırganlığı ile sessizce pençelerini geçirdiği kesit. Su aygırının, kendinden beklenmeyecek hareketle müdahale ederek, timsahtan kurtardığı yaralı ceylanı tedavi etme çırpınışları. Bütün bunlar olurken, ceylan öldüğünde leşe gelen kargalar ve üşüşme halleri.

Evet, ceylanlar, timsahlar, su aygırları ve kargalar… Kimi hüsnün sembolü, kimi parçalamanın adı, kimi hamilik yapan pasif rol, kimi ise ölüye varis olma derdinde. Maalesef varlıklar âleminde, hayatın amaç dışı hareketleri ürkütücü sonuçlara götürüyor.

Programın bir başka kesiti daha geliyor ekrana. Yine timsahlar, suyun üstünde akışa bırakılmış bedenleri ile duran Habeş maymunlarını yaralamaya ve avlamaya çalışıyorlar.
Batak suya gelen Habeş maymunları, çamurda izini kaybetmiş gömülü timsahlardan habersiz, su içmeye çalışırken, aniden kendini saldırgan timsahın dişleri arasında buluyor. Sıkışan boynunu kurtarmaya çalışıyor. Çamur içinde, maymunun her çırpınışı ve direnişi, onu daha fazla teslim alıyor. Birkaç hamle sonunda, maymun timsahın gözlerine batacak bir darbe vurmaya muvaffak oluyor.

Timsah, gözlerine gelen darbeden dolayı ağzını açarken habeş maymunu, hızlı bir sıçrama ile kendini kenara atıyor. Ne acıdır ki, diğer Habeş maymunları bunu seyretme zavallılığında bekliyorlar. Maymunlardan biri, tahammül eşiğinde durmuyor, harekete geçiyor, arkadaşını kurtaracak şekilde operasyona giriyor. Başlangıçta sonuç almasa da, yakalanmış diğer maymun arkadaşına verdiği destek işe yarıyor ve ikinci hamlesinde kurtulmasına vesile oluyor.

Yine bir tabloda iki kare var: Bir tarafta saldıracak hayvan arayan timsah, diğer tarafta zayıf, gelişmemiş ve yetersiz duruşlarıyla zafiyetleri görülen habeş maymunları…

Evet, hayvanlar âleminde, ürkütücü yakınlaşmalar böyle…
Belki sırtlanları, akrepleri, ejderhaları da görmek lazım. Buna mukabil ceylanları, bülbülleri, koyunları ve kanaryaları düşünmek gerek.

Boşuna denmiyor; “Gezme ceylan bu dağlarda seni avlarlar/anaydan babaydan, yardan ayrı koyarlar.”
Bize düşen ceylanları yalnız bırakmamak ve korumak. Yoksa dağlar tenha değil. Timsahın gözyaşları ise bir aldatmadan ibaret.

Evet demokrasi, temel hak ve hürriyetler, ceylan güzelliğinde korunmaya muhtaçtır. “Nazenin hürriyet” itina ve hassasiyet ister.

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.