Sebahattin YAŞAR

Sebahattin YAŞAR

Töre cinayeti değil, ‘cehalet cinayeti’

Adag Vakfı Şanlıurfa Temsilciliği ile İl müftülüğünce tertiplenmiş olan, ‘Feodalite Ekseninde Törelerimiz ve İslam” konulu panel, vatandaşlar ve üniversite öğrencileri arasında oldukça yoğun ilgi gördü.

Panel programında diyanet, akademik camia, siyaset ve bürokrasinin anlamlı birlikteliği dikkat çekiyordu.
Böyle birliktelikler gelinen zamanın demokratik olgunluğunu ve anlayışın gelişme aşamasını gösteriyordu.

Farklı kurumların iş birliği, asrın bir gereğidir.
Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Hamza Aktan’ın panel öncesi yaptığı konuşma oldukça nitelikli idi.

Kur’an’ın töre, anane ve örf yaklaşımının, ne tamamen ret ne de tamamen kabul eden bir anlayış içerisinde olmadığını, birey ve toplum için faydalı olanı kabul eden, zararlı olanı ise reddeden bir durumun söz konusu olduğunu ifade etti. İslam’ın bir ‘tedriç’ hareketi içerisinde bulunduğunu, zamanın şartlarına ve durumlarına göre en doğru hareketi bulmaya açık olduğunu belirtti. Bununla ilgili de, İslam’ın geldiği zamandaki kültür değişiminin 23 yıl sürmesini örnek vererek, ‘Elbette ki 100 yılda yerleşen bir adetin kısa zamanlı değişimi mümkün olmayacak, ama aşama aşama bir gelişme yolu takip edilecektir’ dedi.

Panel öncesi konuşmasını yapan Şanlıurfa Valisi Nuri Okutan ise, oldukça çalışılmış bir konuşma yaptı. Özellikle de ‘töre cinayeti’ kavramının hiç yakışık almadığını ifade etti. Örf kavramının irfandan kaynaklanması sebebiyle, her türlü iyi hareket ve davranışı içerdiğine dikkat çeken Vali Okutan, ‘Akıl ve dinin ettiği her davranış takdir görür. Şuursuz taklidin tasvibi mümkün değildir.’ diyerek, toplumsal uyanışın ve şuurun gelişmesi gerektiğine işaret etti.

Vali Okutan, töre cinayeti diye bir kavram kullanmanın yanlışlığına dikkat çekerek, buna ancak ‘cehalet cinayeti’ diyebiliriz dedi.

Konuyla ilgili, panelistler ve konuşmacılar dikkat çekmese de, Bediüzzaman’ın dikkat çektiği, ‘En büyük düşmanımız cehalet, zaruret ve ihtilaftır; bu üç düşmana karşı marifet, sanat ve ittifak silahıyla karşı konulmalıdır’ saptaması; hastalığın ne olduğunu, tedavinin de ne olması gerektiğini gözler önüne seriyordu.

Konuşmacılardan Mazhar Bağlı, Yaşar Yiğit, Ali Bakkal ve panel yöneticisi Akın İşcan konunun farklı yönlerine dikkat çektiler.

Durum onu gösteriyor ki, bu konu önümüzdeki zaman dilimlerinde sıklıkla gündeme gelecek. Çünkü konu sosyal hayatın dinamik konularından birisidir.

İnsan hak ve hukukun üstünlüğünün dikkate alındığı, özgürlüğün esas alındığı bir zamanı yaşamak, ancak toplumsal hastalıklar olarak zaman zaman kendini gösteren yanlış töre uygulamalarının terk edilmesi ile mümkündür.

Ortada bir kavram kargaşası olduğu apaçıktır. Hatta ‘töre cinayeti’ kavramının kullanılmaması gerektiği savunulurken, konuşma esnasında sık sık bu kavram kullanılıyordu.

Vali Okutan, problemi hemen formülize ederek, bu töre cinayeti değil, olsa olsa ‘cehalet cinayeti’dir dedi ve dinleyiciler sayın valiyi takdirle alkışladılar.

Bu töre ve örfler konusundaki değişimler, toplumun bütününde hakim olması gereken bir harekettir. Bu da oldukça geniş zamanlar ve kararlı, tutarlı bir aydın toplum gerektirmektedir.

Hiç değilse, 2000’li yıllarda, cehaletin takdir görmediği, hatta yadırgandığı, kınandığı bir toplum manzarasında yaşamak temennisiyle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum