Tepki yerinde

Devlet adamı olmak ağır bir sorumluluktur. Söylediğin sözün nereye varacağını iyi kestirmen gerekir. Aksi takdirde kaş yapayım derken göz çıkarmanız mümkündür.



Bunun en güzel örneğini dün Davos'da yaşadık. Başbakan diplomasi kurallarını zorlayacak derecede bir davranış sergiledi. Ondan beklenenin aksine bir tavırla adeta “rest” çekerek hakim kuvvetlere meydan okudu.



İlk bakışta yapılanlar karşısında “az bile yaptı, müstehak daha fazlasını yapmalıydı” diyebiliriz. Bir insan olarak veya bir Müslüman olarak bu olayı ayakta alkışlayabiliriz. Hem alkışladık da..Ancak, devlet diplomasisi açısından değerlendirdiğimizde bu hareket doğru muydu? Değil miydi? sorusuna cevap aradığımızda durum farklılık arz ediyor.



Diplomasi bu tavrı kaldırmaz. Bu tavrın bir şekilde bedeli de olacaktır. Çünkü devlet adamı olmanın kendine has bir ağırlığı ve kendi içinde kendine özgü kuralları vardır. Başbakanın da bu kuralları bilmemesi mümkün değildir.



Ancak, burada farklı bir durum söz konusudur. Öncelikle kurala uymayan, kural dışı davranan, yani, işi başlatan Şimon Perez'dir. Yüksek sesle, tehdide varan bir seviyede el sallayarak konuşması, adeta laflarıyla karşısındakini ezmeye çalışması ile bu işi önce o başlatmıştır.



Tayip Erdoğan, buna mukabele etmek istediğinde de numaratör engeliyle karşılaşmıştır. Adeta ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmüş ve o anda bir şeyler yapması gerektiğini düşünerek ilk aklına gelen yolu seçmiştir. Yani, kısacası Başbakana başka yol bırakılmamıştır, en azından görüntü öyle. İyi de yapmıştır.



Düşünün bir kere tartışmanın karşı tarafı; dünyanın gözü önünde binlerce insanı katletmiş, çocukları öldürmüş, dengesiz güç kullanarak evleri, okulları, işyerlerini, camileri yakmış yıkmış bir devletin başkanı. Ve bu başkan bulunduğu konuma bakmadan ağzına geleni söylüyor, tehdit ediyor, parmağıyla işaret ederek kızgınlığını gösteriyor. Dolayisiyle ortam gergin.  Böyle bir ortamda makul olmak, nezaketle diplomasi kurallarına uymak mümkün mü? Gergin olmamak, sabırlı olmak, nezaket kurallarına riayet etmek kolay mı? Elbette kolay değil bunu yapmak için çelikten irade ister.



Olayın bir başka boyutu gelinen bu noktada böyle bir iradeyi ortaya koymaya gerek var mı? Yani, her şeye rağmen sabredip alttan almaya, nezaketli davranmaya lüzum var mı? Hem öyle davranılsa yakışık alır mı?



Bana göre bu şartlarda diplomasiyi dinlemek fazla kibarlık olurdu. Bu noktadan sonra ne yapsa işe yaramayacaktı.



Nitekim ülke çapında olsun, İslam dünyası çapında olsun alınan tepkilerden de anlaşılıyor ki, verilen tepki yerinde ve zamanında olmuştur, hatta dozu da fazla kaçmamıştır. Herkesin gönlüne su serpmiştir.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.