Tekâmül tesadüfü reddediyor-15

Kâinatta her şeyde mükemmele doğru gitmeye bir meyil var.
Kur’an’da hünnes ve künnes tabiriyle yıldızların doğumu yani sema tarlasında meydana gelişlerinden kâmil manada bir yıldız oluşlarıyla,  ölümlerine ve kara deliklerde yok oluşlarına kadar ki safhalarda hep mükemmele doğru bir cereyan var.
Unsurların oluşumlarından mevsimlerin başlangıcıyla bitişlerinde de bu başlangıçtan itibaren mükemmelliğe gidiş ve nihayetinde tekrar başa dönüşlerini görüyoruz.
Bütün bitki ve ağaçlarda da bunu daha net görebiliyoruz.

Patlayıp çatlayan bir çekirdek ve ondan fışkıran ve ne olduğu bilinmeyen ve her safhada değişik nizamlara faydalı ve yararlı ameliyeye tabi olarak ilerleyen filiz ve başaklar.

Bitki ve ağaçların ergenlik dönemi ve mevsimi gelmeden meyveye durmamaktadırlar. Sonra meyve ve neticelerine doğru şuurları varmışçasına ilerleyen dallar. Ceviz, kiraz, zeytin, şeftali ve sair meyve ağaçları belli bir yaştan sonra meyve vermeye başlıyorlar.

Sair bitkilerinde ergenlik dönemine varınca çiçek ve meyvelerini verdiklerini görüyoruz. Yani hepsinin bir ergenlik yaşı bir kemal noktası var ve oraya doğru hikmetle sevk olunuyorlar.

Bütün hayvanat çeşitleri de bu ergenlik ve olgunluk dönemlerine tabi olarak yeryüzündeki hizmetlerine sevk olunuyorlar.
İnsanında neslini devam ettireceği en mükemmel bir devresi ve ergenlik çağı var. Bir kız çocuğunun ergenlik çağına gelmesi, güzelliğinin zirvesine çıkması ve anne adayı olacak şekilde kemale ermesi.

Yine bir erkek çocuğunun ergenliğe ermesi, sesinin gürleşmesi, bıyıklarının terlemesi, genç delikanlılık çağına ve en güçlü ve yakışıklı ve baba adayı olmaya namzet olduğu zamana dikkat edelim.

İşte, kâinat ve içerisindeki her şey, Esma-i hüsnanın hadsiz cemali ve kemali mertebeleri olan güzel cilveleriyle en kâmil mahiyette, hakimane faydalı ve meyve ve neticelerini ve vazifelerini yapacak şekilde  vazife başına gönderiliyor.
İnsanlığın temel besinlerinden olan buğday üç dört ayda yetişip kemale ererken, yemiş nevinden olan meyvelerin birçoğu 5-6- yıldan önce kemale ermiyor meyve vermiyor.

İnsan da eğer koyun keçi, inek gibi kısa ömürlü olsaydı kemal yaşını bulmadan ölür ve nesli devam etmezdi.

Şu koca kâinatın intizam ve ölçülülüğü ve nezafeti o derece kâmil bir derecededir ki, temizliğinin muhafazasına dikkat edilen bir saray gibi ter temiz olarak görüyoruz.
Hem neviler arasında öyle adaletli bir muvazene gösterilir ki bu hayatın devamını netice veren bu harika denge ve adalet, nihayet kemal noktasını gösteriyor.
Yani, Kâinat bu şekli hazırdan daha kâmil bir şekilde olamaz.

Gökler bu güzel maviliği, bu sessizlik süküneti içerisindeki sükûnetten daha başka şekilde mükemmel olamaz.

Yeryüzü, dağ ve ovaları, mevcut yağmur şeklinden maada daha güzel sulanamaz.
Yüz bin nev’i ağaçlar mevcut hey’et ve şakileri yaprak ve meyveleri ve hizmetlerinden daha güzeli ile düşünülemez.
Her biri bir şerbet fabrikası olan ağaçlardan daha güzel şurup makinaları olamaz.
Gül’den daha güzel bir gül, bülbülden daha güzel ve daha kâmil bir bülbül olamaz.
İnek, deve koyun keçi gibi mübarek hayvanlardan daha mükemmel süt fabrikaları olamaz.
Kuşların yüz bin çeşidinden, denizleri şenlendiren milyonlar çeşit balıklardan daha mükemmeli ve güzeli olamaz.

Ahsen-i takvim sırrına mazhar şu insandan bedeninden, ruhunun güzelliğinden, duygu, alet ve cihaza tından daha mükemmeli olamaz ve olması mümkün değil.
Şimdi her şeydeki bu kusursuz kemal noktası ve her şeyin ilk yaratılışından tavırdan tavıra geçirilerek bu kâmil ve olgun safhasına kadar sevk edilmesi ve binlerce senedir bu hakimane faaliyetin aynen devam etmesi ne ile olabilir?

Bütün esma ve sıfatı mükemmel olmayan, hadsiz ilmi ve nihayetsiz hikmeti ve her şeye gücü yeten ve her şeyi yapmaya kadir olmayan bir sani’den maada kim bu eşyaya müdahele edebilir.

Her şeyin en güzel hey’et ve şeklini ve kullanışça en güzel tarzını bilen bir Âlim-i Mutlak ve bir Kadir-i Mutlak’tan maada kim eşyayı bu şekilde hakimane yaratabilir, onlarda kemal mertebelerini hakimane tayin edip tedbirini alarak tasarruf edebilir?
Şuursuz, camit, kör ve basit, esbap, tabiat ve tesadüf gibi şeyler, hadsiz kemal mertebeleri bulunan ve kemal mertebelerinde sevk olunan ve kemalin zirvesine ulaştırılan eşyada ki tasarrufa karışamazlar.
Ergenliğin ve kemalin ve kemal noktalarının nizami ve hikmetli tedbirini yapamazlar ve hiçbir imkân ve ihtimali yok.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.