Dr. Selçuk ESKİÇUBUK

Dr. Selçuk ESKİÇUBUK

Tarihin penceresinden: Noel ve yılbaşı kutlamaları

Evet yine yeni bir Noel ve yeni bir yılbaşı daha geliyor. Bütün dünya bu kutlamalara hazırlanıyor. Noel nedir, yılbaşı nedir? Kısaca tarihsel gelişimine bir bakalım:

Noel, Latince doğum mânâsına gelir. Bu geceye Christmas/Noel adı verilmesi m.s 597 yılındadır. Christ, Hazreti İsa’nın ismidir. Yunanca kurtarıcı manasında Hıristos’tan gelir. Hazreti İsa’nın yalnızca doğum günü değil, yılı bile belli değildir aslında. Bu nedenle doğum günü kutlamaları da Hristiyan dünyada farklı günlerde kutlanır.

Genelde 24-25 Aralık gecesi, Noel, yani Hazreti İsa’nın doğum günü kabul edilir. Bu, Papa Gregorius’un tertiplediği Gregoryen takvimine itibar eden Katolik, Protestan, Süryânî ve Rumlara göredir. Ama Rus, Balkan ve Ermeni kiliseleri ise Noel’i 6-7 Ocak gecesinde kutlanır.

Eski Romalılar, kışları güneşin kendilerini terk etmesine üzülür; günler uzamaya başladığı 25 Aralık’ta ise güneşin esaretten kurtulması şerefine büyük ve ahlâksızca eğlenceler yapardı. Bu, Işık Tanrısı Mitra’nın doğum günüdür. Bu alışkanlıkla, ilk Hıristiyanlar, o gün kiliseye bile girerken güneşi selâmlardı. Roma imparatoru Konstantin zamanında 25 Aralık Hazreti İsa’nın doğumu olarak kutlanıldı. 354 senesinde Roma piskoposu Liberiusun kararıyla bu kutlama resmiyet kazandı. Böylece eski bir pagan âdeti daha, “İsa bizim güneşimizdir” sloganıyla Hıristiyanlaştırılmış oldu.

Almanya’da Noel’den 4 hafta önce başlayan Noel panayırlarında baharatlı sıcak şarabın içildiği stantlar kuruluyor. Işıklarla süslenmiş Noel ağaçları, Noel kutlamasının merkezinde yer alıyor. Özellikle köknar türü ağaçlar tercih ediliyor.

Yılbaşı ise yeni miladi takvimine girilecek olan 31 Aralık’ta bütün dünyada kutlanıyor. Birçok ülkede farklı şekillerde kutlansa da önemli şehirlerinde muhteşem havai fişek gösterileri, binlerce kişilik eğlenceli sokak partileri ve Noel süsleri ortak özellikler olarak görülüyor.

ABD’de yılbaşı eğlence demek, hindi yemek ve şarap içmek de olmazsa olmazları arasında.

İspanya’da, yeni yılın ilk gününe girmeden önce yeni yılın 12 ayını temsilen 12 adet üzümü elinde tutup saat tam 00.00’da yiyerek ve içki içerek o senenin şanslı geçeceğine inanırlar.

Yeni Zelandalılar yılbaşını kutlamak için tencere tava çalarak sokaklara dökülürler.

Danimarkalıların kutlama şekli ise arkadaş veya akrabalarının kapılarına tabak, çanak, bardak fırlatmak!

Şilililer, mercimeğin bolluk getireceğini düşünerek tam yeni yıla girilen anda bir kaşık mercimek yerler. Bu sayede bütün yıl iyi bir işte çalışıp kazançlarının bol olacağına inanıyorlar. Ayrıca evlerini içeriden dışarı doğru süpürerek kötü ruhları kovduklarına inanıyorlar.

Kolombiyalılar, yeni yılda gelecek yıl bol bol seyahat etmek için boş bir valizle sokaklarda dolaşıyorlar.

Filipinler’de yılbaşına özel hazırlanan sofraya yuvarlak şekilli meyveler konulur. Madeni parayı çağrıştırdığı için zenginlik ve bereket getirdiği inancıyla masaya konan meyvelerden toplam 12 adet yiyerek İspanyolların geleneklerine benzer bir geleneği gerçekleştirirler.

Japonlar, yeni yıl burç listesinden hangi hayvanı temsil ediyorsa, o hayvanın kılığına girerek, çanların 108 kere çalındığı tapınakları ziyaret ediyorlar. 108 kez çalınan çanların ise 108 dert ve tasayı kovduğuna inanılıyor.

Osmanlıların son döneminde Avrupa’ya benzemek isteme hastalığı başlamıştı. Onlardan fen ve teknolojiyi almamız gerekirken hayat tarzlarını, adetlerini ve sefahatlerini örnek almaya başladık.

1910 yılında Bediüzzaman sorulan bir soru üzerine şu tespit de bulunur: ”Osmanlı hükûmeti Avrupa ile hâmiledir; Avrupa gibi bir hükûmeti doğuracak. Avrupa da İslâmiyete hâmiledir; o da bir İslâm devleti doğuracak.”

Birinci dünya savaşına sokulan Osmanlı imparatorluğu sonunda parçalandı, elde kalan Anadolu toprakları üzerinde kurulan yeni Cumhuriyet bu vatanı seküler bir görüşle kurmaya başlandı. Kanunları batıdan alındı. Mesela, Medeni Kanunu İsviçre’den, Ceza Kanunu İtalya’dan, Ceza Muhakemeleri Kanunu Almanya’dan ve laiklik uygulamalarını da en katısını uygulayan Fransa’dan alındı. Ve işte böylece yeni bir toplum inşa edilmeye başlandı. Batıya benzeme hastalığı Cumhuriyet döneminde de devam etti.

Evet bizim ülkemiz de bir İslam ülkesi olmasına rağmen yılbaşı ve Noel’de bazı şehirleri bir Avrupa ülkesine benziyor. Bazı şehirlerimizdeki kiliselerde yapılan Noel kutlamalarına bazı ünlü kişiler de katılıyor. Şuurlu Müslümanlar bu tür Noel ve yılbaşı kutlamalardan uzak dursa da bazı belediyeler yılbaşı gecelerinde sokak kutlamaları, havai fişek gösterileri, cadde ışıklandırmaları düzenliyorlar, isteyenler de bu eğlenceye katılıyor. Ayrıca eğlence yerlerinde sabahlara kadar içkili yılbaşı kutlamaları yapılıyor.

Günümüzde bazıları da evlerinde tombala oynamak, hindi yemek ve çam ağacını ışıklarla süsleyerek tv eğlencesi eşliğinde bu kutlamalara katılıyor.

Evet bir tarafta böyle bir yaşam tarzını benimseyenler varken şuurlu Müslümanların sayısı da artıyor. Artık bu milletin üzerindeki vesayetler kalktı, son 15 yılda kazanılan dönüşümler gelecek için umut vaat ediyor. Bizler “şuurlu bir Müslüman ve seçmen” olursak kimse bizim ülkemizi bir daha vesayet altına alamayacaktır.

Evet, bizler bunun için aşağıdaki şu sese kulak vermeliyiz:

Ey bu vatan gençleri! Frenkleri taklide çalışmayınız! Âyâ, Avrupa'nın size ettikleri hadsiz zulüm ve düşmanlıktan sonra, hangi akıl ile onların günahlarına ve bâtıl fikirlerine uyup emniyet ediyorsunuz? Yok! Yok! Akılsızca taklid edenler, uymak değil, belki şuursuz olarak onların safına katılıp kendi kendinizi ve kardeşlerinizi i'dam ediyorsunuz. Uyanık olunuz ki, siz ahlâksızcasına onlara uydukça, hamiyet davasında yalancılık ediyorsunuz! Çünki şu surette onlara uymanız, milliyetinizi hafife almak ve milletle alay etmektir! (Lem’alar)

Halkın, kendini idare edecek kimseleri özgürce seçtiği bir sistemle iktidarda olduğu yılların ilelebet uzaması dileğimle yeni takvim yılında tüm milletime Allah’tan hayırlar niyaz ederim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum