Sürgün

Baskıya, totalitarizme, despotluğa karşı çıkan herkes sürgündür.

Dünya bir sürgünler topluluğudur. Onun için "Allah'a firar ediniz" mealinde evrensel bir ayet var: “Ve firrû ilallah.”

Adem babamızla Havva anamız "yasak meyve"yi yediklerinden dünyaya sürgün edildiler.

İnsanın uzvî (beden) tarafı dünyaya; rûhî tarafı ahirete bağlıdır.

Din insanı ehl-i dünya ve ehl-i âhiret olarak iki bakımdan değerlendiriyor. 

Dünya kardeşliği yoktur. Uhuvvet ahirete mütealliktir. Âhiret kardeşliğinin bulunmadığı bir toplumda kardeşlik olmadığı gibi adalet de olmaz. Sekülarizmden insanlık aramak mümkün değildir. 

Demek ki Allah'tan bağımsızlık içtimai, toplumsal olamadığı gibi orada bir sosyal hayattan ve medeniyetten bahsetmek imkanı da olamaz. Ama insan insan olduğunun hala farkında değildir. Onun için insanca hareket etmiyor, edemiyor. Vahşice yaşamaktansa başkaca bir çıkar yol bulamıyor. Yolsuzluk psikolojisi budur. 

Yalnız dünyaya bağımlı insan âhirete inançsızlık çerçevesinde düşünüyor. 

Baskı, totalitarizmle ve despotluk ondan doğuyor. Firar ayeti, beden yönünden Allah'a ilticayı istiyor. Allah hem cennetten sürüyor. Hem cenneti aratıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum