Sikke-Turra-Hatem-Mühür ilişkisi

Bir gün İstanbul’da yaşayan arkadaşımla yürürken çiçekleri göstererek, “Bak! Ne kadar harika bir sanatla yaratılmışlar, renkleri, şekilleri, çeşitleri farklı farklı değil mi?” dedim ve güzelliklerini hayretlerle seyrederek sevip, ipeksi dallarına, çiçeklerine nazikçe dokunuşlarla okşadım.

Arkadaşım, “Her gün buradan gelip geçerim fakat dikkatimi çekmedi. Hatta, burada çiçekler varmış, sen söyledikten sonra yeni dikkatimi çekti” dedi.

Hayret ettim! Nasıl olurda böyle mükemmel yaratılmış varlıkları görmez.

Hep derler ya “Cennet ve Cehenneme dünyadan götürülür. Burada ne ekersen orada biçersin.” Üstadım da, “Burada Elhamdülillah dersin, cennette Elhamdülillah yersin” diyor.

Bunlardan etkilenerek gördüğüm çiçeklere, ağaçlara, bitkilere, kuşlara, hayvanlara, taşlara, topraklara, “seni gördüm, hafızama aldım. Cennetimde sen de varsın. Seni de, seni de, seni de gördüm, işittim, tattım ve dokundum” derim.

Kâinatı tefekkür ederken; tevhid-vahdet tecellilerini nasıl okumalıyız, nasıl müşahede etmeliyiz ve nasıl Ayine-i Sâmed tecellilerini okuyabilir ve okutturabiliriz?

Risale-i Nur; Bize nasıl bir dürbünle bakmamız gerektiğini öğretir. Elestü âleminde bize sorulan “Rabbin kimdir?” sorusunun cevabını dünyada delil ve ispatlarını yapar. Bizi Rabbimize yakınlaştırır. O’nu sever ve sevdirir.

2. Şua’nın 3. Makamı Tevhid alametlerini delillerle anlatarak kâinat okumalarında bir yol gösterici ve rehber olur. Üçüncü hüccet ve alametini okurken öğrendiklerimi hayatıma uygulamalarda bir numune olmasıdır. Her okuyuşta farklı açılımlar olan ve kelime inceliklerinde dikkat ve merakla okununca hazineler ortaya çıkıyor.

Kısaca;

tablo-003.jpg

Bir Hadis-i Kudsi’de; “Ben bir gizli hazineydim. Bilmek ve bilinmek istedim ve Kainatı yarattım” buyruluyor.

Hazineye girmek için Ene’nin ayna-misal, inkişaf anahtarları olan manayı harfiyle, ister turraya, ister hateme, ister mühüre, ister sikke-turraya, ister hatem-mühürle… İster sikke-turra-hatem-mühür birlikteliğine vahid-i kıyasi bakabilmek ve varlık mektuplarını okuyabilmek. Matematik bilimindeki permutasyon, kombinasyon pascal üçgeni, diziler veya fizik bilimindeki kuantum fiziği olasıklarından birini seçmek veya coğrafya, geometri, sosyoloji vb. bilimleri.

Üstad; Tevhid delillerini anlatmak ve Kâinat mektuplarını okuyabilmemiz için güneş, ağaç metaforlarını kullanır. Akıl, kalb, ruh ve latifelerin açılıp, kemâlattaki yolculuğunu ilerletir.

Bir çiçeğe, ağaca, bitkilere, hayvanlara, kendimize, insanlara, toplumlara bakarken mâna-i harf dürbününün istinâd ve istimdât çerçevesinden; mikrodan makroya veya makrodan mikroya gezebiliyor. İnsanın hayal, tefekkür, ilim, istidat ve kabiliyetlerinin tekamüllerine göre genişleyerek hayret ve hayranlıkla izleyebiliyor.

Çekirdek olup, toprak altını ve üzerindeki ağacı bütünüyle seyrediyor. Hem ağacın içinde dolaşabiliyor. Hem meyve olup, üzerindeki güneşi, bulutu ve bulunduğu yerden aşağıları izleyebiliyor. Hem toprak hem su hem bulut hem şimşek hem yağmurun bir damlası hem zerre bir insan, hem birey hem hem hem genişleyen bir alem.

Sahi!!! Biz Kimiz? Ve Neredeyiz? Ne yapıyoruz? Nereden bakıyor? Nereye gidiyoruz? Soruların cevabını bize kazandıran Üstadım Bediüzzaman Said Nursi hazretlerine minnettarlığımı sunar, 59. vefat yıldönümünde, Risale-i Nur Külliyatının meydana gelmesinde vesile olduğu için sonsuz şükür, hamdler diliyorum. Cenab-ı Allah ebeden razı olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum