“Şeytani Tuzak”la gelen umut

Tepeler gebe dağa
Çözüm geldi yumağa
Haydin kalkın ayağa
Umuda bahar düştü.
*                    *                            *
Günler yıllara, yıllar asırlara gebedir.
Gün batar, gün doğar ve çark durmaz devam eder.
En hızlı şey nedir diye soracak olursanız?
“Gelecektir” derim.
70’li 80’li 90’lı yılları yaşayan birisi olarak, artık “geleceği” yaşadığımı söyleyebilirim.

Hani “gelecek de bir gün gelecek” diye bir slogan vardı ya.
Bu sloganı hep Türkiye siyaseti için düşünürdüm.
Türkiye’deki rejim için düşünürdüm.
Zülümatlı çağların aydınlıkla mayalandığı o kapkaranlık dönemlerde şafaklar beklerdim.
Her zaman dudaklarımda bir umut türküsü mırıldanırdı.
Lakin “yaşamak isterken delicesine”, ölüm kuyularına atılmanın ne korkunç şey olduğunu da hep yaşadım durdum.
Ve işte bugün geleceği yaşıyorum.
*                              *                           *
Kim ne derse desin bence son bir haftadır Türkiye’nin gündemini teşkil eden “imha” planı ülkemizin şimdiye kadar geçirdiği en önemli sınavlardan birisidir.
Dişe diş göze göz bir mücadele başlanmış oluyor.
Belki ilk bakışta yanlış olarak değerlendirilebilir.
Üstlerin kavgası ülkeyi büyük çıkmazlara sokar anlayışı hâkim olabilir.
Ama Allah aşkına bundan daha büyük bir çıkmaz var mı?
Zaten Türkiye’nin girmiş olduğu son yüzyıllık çıkmazdan daha büyük handikap var mı?
İsterim ki bu kavga öylesine büyüsün ki çalıların arkasında kim varsa ortaya çıksın.
Kimlerin koynunda ne kadar taş varsa ortaya sersin.
Zira iki kuvvetin çektiği ip öyle bir noktaya geldi ki hangi taraf başarırsa diğeri bitecektir.
Bu savaş birbirlerine üstün olma savaşıdır.
Ya hep ya hiç…
Ya yine geçmişten gelen bir fecrikâzip yaşayacağız ya da kuşaklar boyu beklediğimiz fecri sadık gelecek.
Ya geçmiş kuşakların ümitsizlik yolcusu olacağız ya da gelecek kuşakların ümit yolcusu…
Ama içimdeki his o karanlıklı “dünün”,  “aydınlık” geleceğini yaşadığımı söylüyor.
Yani ben geleceği yaşıyorum.
*                             *                           *
Beni bu kadar umutlandıran şeyi soracak olursanız?
“imha planı” derim.
Nedir bu imha planı?
Bugün ülke tamamen bu plana endekslenmiş.
Hatta sadece ülkemiz değil Avrupa ve Amerika’da aynı şekilde heyecanla sonucu bekliyor.
Tabii ki görünürde herkes sadece ele geçen planın mahiyetini konuşuyor.
Yani görünürdeki korkunç boyutunu…
Peki, siz hiç bu planın “arka planını” düşündünüz mü?
Yani bu planın eksik tarafını…
Mesela (Allah etmesin) gerçekleşmesi halinde kâğıda yazılmayan fakat zamanı geldiğinde devreye girecek olan planın siyasi kanadını…
Hani AK Parti yok edildikten sonra yerine geçecek olan ve eskisi gibi tamamen bunlara bağlı olacak fakat halkı da eskiden olduğu gibi “ben de sizdenim” yalanıyla kandıracak olan siyasi kanat…
İşte ben de bu gün oturdum kafama göre o planın eksik taraflarını doldurdum.
İsterseniz size de anlatayım.
*                         *                         *
Bence plan şöyleydi:
Taraf gazetesinde yayınlanan şekliyle tam takır devreye gireceği hengâmda, belki de o plan yazıldığı sırada siyasi kanada da aynı direktifler verilmiş ve denilmiştir ki; “artık eskisi gibi ihtilallar yapamayız. Nasıl olsa 28 Şubatın tecrübesini kazanmışız. Yapılacak olan bu post modern darbeden sonra boşluk oluşacak. O boşluğu doldurmak için hazırlıklı olmalıyız. Yoksa tekrar başımıza bu halk bir başkasını daha bela eder”
Bunun için en baba ve en kurt bir siyasetçi görevlendirilir.
Tabi bu kurt siyasetçi de yıllar boyu beslediği iş adamları ve zengin adamları vardır.
Onlara ufak bir ricada bulunur.
Ve kişiye göre “sen şu kadar vereceksin, sen de şu kadar vereceksin” der.
Tabi onlar da canına minnet sayarlar.
Zira bugün verecekleri bin dolarcık para kendilerine devletin tüm imkânları olarak geri dönecektir. (Kimbilir belki de şu an o para toplanmış ve düğmeye basılmasını bekliyor.)
Böylece öyle bir meblağ birikir ki bir anda tüm ülkede tap taze bir güç olarak halkın karşısına çıkar.

Ha bu arada merkez sağın buna hazır olması lazımdır.
Bunun için ise; DP ile bir başka parti birleştirilir. Ve belki de aralarına Abdullatif Şener’i de alırlar. Hani Tayip silineceği için halkın yeni ümidi olacak birisi ya da birileri gerekmektedir.
Bu şekilde geçici bir süre olarak kaybettikleri dümeni tekrar ele geçirirler.
Ve ülkede tekrar huzur (!) ve sükûn (!) baş gösterir.
*                            *                       *
Evet, bu benim kurduğum hayali bir senaryodur.
Ve bana göre planın eksik olan bir tarafını oluşturuyor.
Çünkü gerçekten hazır ele geçen planda bu taraf eksik kalıyordu.
Ben de bunu biraz doldurmaya çalıştım.
Bu arada kendimi müneccim ya da çok ileri görüşlü ya da keramet sahibi olarak ta görmüyorum.
Sakın kimsede böyle anlamasın.
Ben sadece bu filmi çok seyrettiğim için seyretmeden senaryosunu yazayım dedim.
Çünkü en az bir asırdır hep aynı şeyleri yaşadık durduk.
Hep aynı oyunu seyrettik.
Peki ya dini kanada ne olacaktı.
Orasını ise karıştırmak istemiyorum.
Bence kesin onun içinde bir planları vardı.
Yani Fetullah Hoca cemaatinden sonra oluşacak boşluğu birilerine doldurmaları gerekmektedir.
Hani modern darbe ya!… Aldıklarının yeri dolmalı ve dolduracakları her şey kendilerine bağlı olmalı.
Fakat bu konuda yanıldıklarını kesin söyleyebilirim.
Çünkü bu cemaatlerin hiç birisinde bunların güdümünde olacak bir fert bile bulamazlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.