Oral ÇALIŞLAR

Oral ÇALIŞLAR

Şeyh Sait, Seyit Rıza ve Saidi Nursi'nin mezarları

Şeyh Sait’in torununun “Dedemin mezarı Diyarbakır Orduevi’nin bahçesinde olmalı”
şeklindeki açıklamasını izlerken ‘yüzleşme’ kavramının bu topraklara olan
korkunç uzaklığını bir kez daha hissettim.

“Diyarbakır JİTEM arazisinden çıkan kemikler birçok döneme ait olabilir”
deniliyor. Yakın tarih, birçok katliam dönemiyle, birçok faili meçhul cinayetle
dolu.  Topraklar, nereye gömüldüğü gizlenmiş insanlarla dolu.

Ne diyor torun Abdurrühamin Fırat: “Dedem Şeyh Selahattin Efendi’den biliyorum.
Onun Fatiha okuduğu bir yer vardı. Şu anda Alman Hastanesi olarak kullanılan
Diyarbakır Orduevi’nin bitişiğinde olan bir nokta. Zaten orası önceden
Diyarbakır şehir mezarlığıymış. Şu anda Şeyh Sait ve arkadaşlarının bulunduğu
yer hâlâ boş. Bir kısmında orduevi bahçe duvarı var. Bir yerde de bizim mezar
yeri olarak bildiğimiz bir yer.”

Şeyh Sait’in ailesinin avukatı Sıtkı Zilan, Şeyh Sait ve 46 arkadaşının
idamından sonra naaşlarının ailelere teslim edilmediğini hatırlatıyor.
Şeyh Sait’in defnedildiği yerin rivayetlerle anıldığını ifade eden Zilan, onca
yıldan sonra birilerinin inisiyatif alıp kemikleri aileye teslim etmesini
istiyor... Mezar yeri ile ilgili ayrıntıyı da ek bir dilekçe ile savcılığa
ileteceklerini anlatarak, “İdam edildi ama cezası öldükten sonra da bitmedi.
Malları gasp edilmiş; sarığı, tespihi dahi verilmemiş. Bunlar nerede tutuluyor
bilmiyoruz. 2009’da İçişleri Bakanlığı’na detaylı bir dilekçe vermiştik. Hem
mezar yeri ve emanetleri ile ilgili. Ama bir sonuç alamadık” ifadesini
kullanıyor.

Valilik reddetti

77 yıl önce, Dersim katliamı sırasında asılan Seyit Rıza’nın mezarının da yeri
bilinmiyor. Ailenin Avukatı Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, 2007 yılında
Elazığ Valiliği’ne Seyit Rıza’nın mezar yerinin açıklanması ve aileye teslimi
için müracaat etmişti. Valilik talebe yanıt vermedi. Elazığ İdare Mahkemesi’ne
dava açıldı. Mahkeme “Devlet kurumlarının elinde herhangi bir bilgi yok.
Dolayısıyla valiliğin kararında hukuka aykırı bir taraf bulunmuyor. Valilik
görevini yapmıştır” şeklinde karar verdi. Yerel mahkemenin kararı temyiz edildi,
Danıştay’a gidildi. Fakat Danıştay aradan geçen zamana rağmen dosyayı karara
bağlamış değil.

Mezarları yok eden devlet

‘İsyana liderlik ettikleri’ gerekçesiyle 12 yıl arayla asılan Şeyh Sait’in de
Seyit Rıza’nın da mezarı yok. Said-i Nursi’nin mezar yeri de bilinmiyor.
Başbakan Adnan Menderes’in mezar yerine de idamından yıllar sonra
ulaşılabilmişti. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının yan yana gömülmesine izin
vermeyen devlet bu konuda da karşımıza çıktı.

1990’larda devlet görevlileri insanları evlerinden, işyerlerinden alıp götürerek
yargısız infazlarla yok etti. Aileler, birçoğunun toplu mezarlara gömüldüğünü
biliyor. Ailelerin çıkardığı toplu mezarlar haritası, aslında yakın
tarihimizdeki ‘devletin yüzü’nün haritası olarak görülebilir.

Yüzleşme ve Kürt sorunu

Yakınlarını kaybeden aileler, son yıllarda daha cesur ve talepkâr davranıyor.
Bazı devlet görevlilerinin faili meçhuller nedeniyle yargılanabildiği bir
ortamdayız. Bu açıdan bakıldığında bir umudun belirdiği düşünülebilir.
Öte yandan, hükümet müzakere ve diyalog yolunu terk ederek şiddetin dilini ön
plana çıkardığında, toplu mezarlar ülkesindeki beklentiler yeniden toprağın
altına iniyor.

Bir kez daha görüyor ve anlıyoruz ki yakın tarihle yüzleşebilmemiz, mezar
taşlarını kaybettiğimiz insanlarımıza sahip çıkabilmemiz, Kürt sorunundaki
siyasi açmazı aşabildiğimiz oranda mümkün olabilecek.

Sadece Kürtlere yapılan devlet zulmüyle değil, ‘1915 Ermeni Tehciri’yle, ‘Varlık
Vergisi’yle, ‘6-7 Eylül 1955’le de gerçek anlamda yüzleşmekten hâlâ epey uzağız.
‘Tarihle yüzleşmenin tarihi’, bu ülkede hâlâ tam olarak başlayamadı.
Mezarları belirsiz ölüler, bize kanlı yakın tarihimizi hatırlatmaya devam
ediyor.

Artık bu ‘yüzsüz’lüğe son vermenin zamanı gelmedi mi?

Radikal

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.