Şefkat ve zecr tokatları

İnsan nefis ve şeytanın çapraz ateşi altında bir hayat yaşıyor. Tabi bu imtihanın gereğidir. Bazen mağlup, ara sıra da galip olabilen insan, kuvvetli sığınak veya her tarafı koruyan çelikten zırh giymekle mahvolmaktan kurtulur.

Ahir zaman olan bu asırda hücum eden düşmanlara yardım eden vasıtalar hem çok, hem de oldukça etkilidirler. Bediüzzaman’ın ifadesiyle zayıf, aciz, kuvvetsiz şahıslara adeta ordular hücum ediyor.

Kendi hesabıma ifade edeyim ki, adı geçen düşmanların şiddetli atışlarında zaman zaman yaralar alıyorum. Mağlubiyet zamanlarında da muhakkak şefkat tokatları yüzümü, gözümü, başımı tokatlıyor. Günlerce, bazen de aylarca, ya yatağa düşüyorum, yada bıçak altına yatıyor, doktor ve hastabakıcıların insafına terk ediliyorum.

Düşünüyorum bu hata, günah ve yanlışlıkların karşılığında dünyevi, cüzi şefkat veya zecir tokatları altında vaveyla eden cesedim, ahiretteki cezaya nasıl mukabele edecektir.

Şöyle de düşünüyorum; Zehirli bal hükmünde olan günahlarıma karşı dünyada çektiğim sıkıntılara değer mi? Değmiyorsa, ahiretteki dehşetli azaba hiç ama hiç değmiyor.

Bunları düşününce, oturuyor, kafamı iki elimin arasına alıyor, bazen da kendi halime ağlıyorum. Niye elmasları elimin tersi ile itiyor, şekercinin şekerlerini tercih ediyorum. Keşke elmas yerine çocuklar gibi şekerleri alacak kadar zararla kurtulsam. Zehirli balı yedikten sona dünyadaki karın sancıları ve en önemlisi de 200 bin derece ısısı bulunan cehennem ateşinin dehşeti tüyler ürpertiyor.

Keşke günah ve isyana karşı, kendimi hesaba çekebilsem. Her yanlıştan sonra istiğfar edip, bir daha ona dönmeyebilsem.

Ara sıra kendimi hesaba çekiyorum. Diyorum ki; “Saçlarda siyah kalmamış, yaş altmış, nedir bu hatalar, neden hem Allah’a karşı isyan ediyorsun, hem hizmet kardeşlerini, yakınların olan iman ehlini gıybet ediyor, onlarla kavga ediyorsun. Hep ihtilaf çıkarıyor, herkesi küçük, hatalı, yanlış görüyorsun. Kendini de en doğru en istikametli, yanlışsız zannedip kalifiye elamanların harcanmasına vesile oluyorsun.”

İmtihan çetin, düşmanlar çok, güç ve kuvvet ise yoktur. Ancak Allah’ın merhameti, hıfzı ve himayeti ile bu çetin yol kat edilir ve mahall-i maksuda erişilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
4 Yorum