Hüseyin YILMAZ

Hüseyin YILMAZ

“Said-i Nursî Masalı” beşer işi değildir, sayın Belge!

“Said-i Nursî Masalı” beşer işi değildir, sayın Belge!

 

Yazı yazmanın güçlükleri üzerine söylenecek çok şey var, çoğu da söylenmiştir zâten. Ama bâzı yazıları, bâzı mevzuları yazmak cidden güçtür... Şimdi yazamaya niyet ettiğim mevzu gibi...

 

Önce kısa bir hulâsaya mecburum. Sosyalizme gönül vermiş yazarlardan Murat Belge, yakın bir geçmişte Almanya’da iştirak ettiği bir toplantıyı anlatırken sözü bir şekilde Bediüzzaman Said-i Nursî Hazretleri’ne de getirmiş. Sanırım uydurma ve hakikatten kopuk târih tenkid edilirken konuşmacılardan biri de “...bir tür popüler edebiyatta, Nurcu ideolojiyi benimsemiş kişilerin nasıl bir Said-i Nursî masalı yarattığının örneklerini veriyor.” diyor.

 

“Said-i Nursî masalı” tâbiri konuşmacının mı, Belge’nin mi tam anlaşılmıyor. Taraf’ın ağır başlı gözde yazarı şöyle devam ediyor:

 

“Yani, inandıkları, sevdikleri kişiyi putlaştırmayan, onu putlaştırmak için tarihi çarpıtmayan, çarpıtmak bir yana olmayan bir tarih yazmayan yok.”

 

Bir kaç cümle öncesinden böylesi bir putlaştırmanın M. Kemal için de yapıldığını îmâ ile oradan bahse kapı açan Belge’nin Bediüzzaman ve dâvâsını M. Kemâl ile kıyaslaması cidden büyük tâlihsizliktir... Aslında bu tâlihsizliği ifâde için çok daha müstehak kelimeler var ama yine de inançları uğrunda çileler çekmiş bir insana daha fazlasını söylemeye içim el vermiyor.

 

Yalnız!..

 

Sayın Belge! Öncelikle şunu net, kâinatın alnına parlak yıldızlar büyüklüğünde nakşetmek isterim ki, Bediüzzaman ve şâkirdlerinin elde ettikleri muhteşem fiilî neticeyi hiçbir masalcının muhayyilesi tahayyüle, hiçbir yazarın karîhası da ihâtaya tâkat getiremez. Bu muazzam ve muhteşem netice doğrudan Cenab-ı Hakk’ın sonsuz takdir, kudret, inâyet ve kereminin eseridir.

 

Sorarım: Bilinen, şöhretli, anlı şanlı bir yazarsın. Kaç şâkird yetiştirdin, yolunu şaşırmış kaç fâniye rehber oldun; ismini hürmet ve muhabbetle yâd eden kaç muhibbin var?.. Emr-i Hak vâki olup bu fânî dünyadan ayrıldığında kaç kişi açtığın çığırda yürüyecek, hangi çığırı açtın?..

 

Bediüzzaman’ı M. Kemal ile kıyaslamak dehşetli bir zulüm, bir haksızlık ve iftiradır. M. Kemal’i savaş şartları parlatmıştı, tâlihi de yâver gidiyordu... Bir cihân devletinin harâbeleri üzerinde de olsa Batılı dostları(!)nın telkinleri istikametinde küçücük bir devlet kurmuş ve başına geçmişti. İyi kötü müsellâh bir ordusu vardı. Kanûn, iki dudağının arasından dökülen kelimelerin diziliş şekli idi. Kahhardı, korkutuyordu; “Tek Adam”dı. Bunları biliyorsunuz!..

 

Bütün bunlara rağmen, cebre dayanan ideolojisi hiçbir zaman hâkim olamadı. “Nutuk”un üç beş samimî şâkirdi yoktur. İsminin arkasında çevrilen menfaat fırıldakları olmazsa çoktan Lenin, Stalin, Mao gibi târihteki emsâllerinin yanındaki sessiz yerini almış olurdu...

 

Ama sayın Belge!

 

Bediüzzaman, M. Kemal tarafından Barla denen dağlar arasındaki bir köye ölsün gitsin diye sürülmüştü. Tarassud ve tâkib altında idi. Defalarca sû-i kasdlara mâruz kalmıştı. Devletin bütün gücü haksız ve hukuksuz bir şekilde aleyhinde kullanılıyordu. Kürt’tür, Kürtçüdür, bölücüdür, devlete düşmandır; gericidir, haindir deniliyordu.

 

Bugün dünyanın hemen bütün dillerine çevrilmiş ve bütün dünyada iştiyakla okunan eserlerini, sizin-benim gibi bilgisayarlarla ve internet zeminlerinde yazmıyor, debdebeli binalarda oturmuyor, lüks araçlarla keyif çatmıyordu. Çoğu zaman Ortaçağ zindanlarından daha korkunç Cumhuriyet zindanlarında, buz gibi soğuk ve camları kırık geniş koğuşlarda, talebelerinin bir şekilde içeriye attıkları kibrit kutularının üzerine yazıyordu.

 

Kimi zaman da idâmla yargılandığı ve asılacağına kesin gözüyle bakıldığı duruşma öncelerinde yazıyordu. Talebeleri de onun gibi tâkib altındalardı, her türlü zulme mâruz bırakılmışlardı... Hulâsa tasvirinde inanılması güç bir acze düştüğüm korkunç şartlar altında bediüzzamanın telif ettiği Risâle-i Nur Külliyatı’nın bütün cihânda mazhar olduğu hüsn-ü kabulü görmeyip, “Bir Said-i Nursi Masalı” demek zulümdür, iftiradır.

 

Size veya kendime bir daha dönmeyeyim sayın Belge!.. Yazılarımızı kaç kişi okuyor? Kaç kişinin umurundayız? Kaç kişinin dünya ve âhiret saâdetine vesileyiz? Arkamızdan kaç fâni göz yaşı döker, kaç iyi insan rahmet okur?..

 

Sayın Belge, âcizâne değil, samimiyetle ve vukufiyetle tavsiyem:

 

Risâle-i Nurları oku!.. Bediüzzaman’ın düşünce dünyasına yabancı olduğun için anlamakta güçlük çekebilirsin, ama yılma. Daha da olmazsa, fakîr kırk yıllık tedrisatının neticelerini size takdim etmeye gönüllüdür. İşimiz bu!...

 

www.hyilmaz.net 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
5 Yorum